27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Polis için ‘Vakai Hayriye’ bile konuşuluyor

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Milliyetçi-muhafazakârlara devam.

Bir tespitlerini aktarmak istiyorum:

“Polis lağvedilmeli. Yeniden kurulmalı.”

Tarihimize gönderme yapıyorlar:

“Tıpkı Vakai Hayriye’de olduğu gibi.”

Daha radikalini duydunuz mu?

***

Nedir “Vaka-i Hayriye”?

Önce ansiklopedik bilgi. Tarih der ki: Yeniçerilik kontrol edilemez hale gelmişti.

II. Mahmut: Osmanlının reformcu padişahı. Sonunda yeniçeriliği zorla tasfiye etti (16 Haziran 1826).

“Hayırlı olay” diye anlatılır.

***

Tekrar günümüze dönelim. Vakai Hayriye fikrini nereye oturtuyorlar?

PKK’nın kaos eylemlerine gönderme yapıyorlar: “6-8 Ekimde polis çökmüş görüntü verdi.”

Vardıkları sonuç: “Türkiye bu polisle yürüyemez.”

***

Polisteki başkalaşımı başlattıkları tarih önemli.

1980’lerin sonlarını işaret ediyorlar: “Turgut Özal, polise özel misyon yükledi.”

Misyonun tanımı: “Askeri müdahaleleri önleme.”

İşi üstlenenler: “Abdülkadir Aksu gibi isimler.”

* * *

Gözümün önüne 2000’e Doğru dergisinin kapağı geliyor (21 Şubat 1988).

Başlık: “Gizli Kırıkkale toplantısı”.

Katılan isimler: Abdülkadir Aksu, Vecdi Gönül, Cahit Bayar, Saffet Arıkan Bedük, Galip Demirel.

Konu: Polisin yeniden yapılandırılması.

Şimdi: Milliyetçi-muhafazakârlar çeyrek yüzyılın bilançosunu çıkarıyor.

“Polis darbeyi önleme misyonunu tamamladı.”

“Fakat bu polisle devam edilemez.”

***

AKP merkezinin tavrı? Düşündüklerinden önce yaptıklarına bakalım.

Poliste kritik bütün isimleri değiştirdiler.

Olmadı: Kendi getirdiklerini tekrar götürdüler.

Sonra panikle farkettiler: Poliste “kendi adamları” yok.

Suyun başını Cemaat tutmuş. Polis kolejleri ve polis akademisi ellerinde.

Çaresizliğin çaresi: Kapatmaya karar verdiler.

Artık: Yenileri “dışarı”dan alacaklar.

***

Asıl sorun başka: 260 binden fazla polis var. AKP onlarla ne yapacak?

AKP merkezi de görüyor. Etrafındaki kuvvetler de.

Tespitleri: “Polisin hepsi Cemaatçi değil. Fakat ayıklama yapılamıyor.”

AKP milletvekili Mehmet Metiner çıkmazı özetliyor:

“Keşke mümkün olsa. Ama polisi lağvetmiyoruz. Yeniden yapılandırıyoruz.” (CNN Türk, 360 Derece, 14 Kasım 2014).

Anlaşılan: Yeni krize kadar böyle gidecek.

***

Milliyetçi-muhafazakârların iki de uyarısı var.

Birincisi: “Şimdi Jandarma risk altında. Polis haline getirilmek isteniyor.”

Not: Başka İslamcı mahfiller de aynı görüşte.

***

İkincisi: Yakın dönem için endişeliler.

Tayyip Erdoğan’ın siyaset tarzı yüzünden.

Onlara göre: Erdoğan iktidar alanını ikiye parselledi.

Birincisi: “Siyasi ve iktisadi iktidar. Bunları kimseyle paylaşmıyor. Partisiyle bile.”

İkincisi: “İdeolojik iktidar. Paylaşmada cömert.”

“Tayyip Bey ideoloji meselelerini, İslamizasyonu etrafına bıraktı.”

“Telkinlere, tavsiyelere fazlasıyla açık. Öngörülmeyen yeni adımlar atılabilir.”

“Beklenmedik bir anda, İslamizasyonun dozunu artırma riski var.”

Risk: “Bu, lastiği patlatabilir.”