03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

TÜİK’e yanıt!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

TÜİK Başkan Vekili Yinal Yağan’ın “TÜİK enflasyonu düşürdü ama…” yazıma gönderdiği yanıtı dün bu köşede yayınladım.
Hemen belirteyim;
TÜİK Başkan Vekili Yinal Yağan’ı tanırım.
Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda birlikte çalıştık.
O dönemde yanlış yapılan işlere itiraz ettiğini de bilirim.
Ülkesini sevdiğinden de hiç kuşkum yok.

ANCAK!

Yağan TÜİK’te daha yeni sayılır.
Yaptığımız eleştiriler sadece Yağan dönemiyle ilgili de değil.
Manzara şu:
Eskiden TÜİK verileri devletin namusu sayılırdı.
Şimdi TÜİK’in itibarı yerlerde.
Ekonomistler kuşku ile bakıyor.
İş dünyası fazla ciddiye almıyor.
TÜİK verilerine kimse güvenmiyor.
Buna yabancılar da dahil.
Türkiye ile ilgili analizlerinde TÜİK rakamlarını baz almıyorlar.
Kendi araştırmalarını esas alıyorlar.
Yunanistan’daki kriz öncesi verilere benzetiyorlar.

BÜLTENLER NİYE KÜÇÜLDÜ?

Eskiden TÜİK’in aylık enflasyon bültenleri çok kapsamlıydı.
Neredeyse kitapçık gibiydi.
Biz gazeteciler için de önemli kaynaktı.
Peş peşe haberler yapardık.
Son yıllarda iyice küçüldü.
Ekonomi yönetiminden eski bir müsteşara nedenini sordum.
“Mızrak çuvala sığmıyor da ondan” dedi.
Biraz daha açıklama istedim.
Özetle şunları söyledi:
“Eskiden TÜİK enflasyon bültenleri çok ayrıntılı sunulurdu.
Gerçekten de iyi veriler olurdu.
Rakamlarla oynanmaya başlandı.
Ancak, yapılan oynamalar hemen açığa çıktı.
Bir sayfadaki veri ile diğer sayfadaki veri tutmaz oldu.
Eleştiriler artınca bülten küçüldü.
Ayrıntılar gizlendi.
Oynamayı gizlemek için böyle bir çözüm bulundu.”

MAYIS-HAZİRAN, KASIM-ARALIK

Bu dört ay önemli.
Özellikle yüksek enflasyon olduğu dönemlerde daha da önemli.
Çünkü çalışanların, emeklilerin maaş zamlarını etkiliyor.
Enflasyon farkı gündeme geliyor.
Bu nedenle yüksek seyreden enflasyon hep bu aylara hızla inişe geçiyor.
Enflasyon ne kadar düşerse(!) zam o kadar düşük oluyor.
Üst düzey bir maliyeciye sitem etmiştim.
O da bana “Yüzde bir zam kaç para biliyor musun?” diye yanıt vermişti.
Bu yanıt bile her şeyi açıklıyor.

ÇALIŞANLARIN ANLATTIKLARI

TÜİK verilerine güven duymayan sadece halk değil.
TÜİK çalışanları da kuşkulu.
Son yıllarda kurumun odalarındaki enflasyon geyikleri de bilinir.
Enflasyonun kaç çıktığı değil;
“Kaç çıkması gerektiği” esprileri gündemdedir.
Herkesin bildiği “sırlar” söz konusu.

YANITLANMASI GEREKEN SORULAR

TÜİK yönetimi doğru yaptığında ısrar ediyorsa halkı ikna etmeli.
Özellikle de şu soruları yanıtlamalı:
“TÜİK’e güven niye yerlerde?
Ekonomistler verilere neden inanmıyor?
Milli gelir hesaplamalarındaki itirazla ne oldu?
Yabancılar verilere neden güvenmiyor?
Enflasyonun açıklandığı bültenler son yıllarda niye küçüldü?
Çalışanlar, enflasyonun her Mayıs-Haziran ve Kasım-Aralık aylarındaki düşüşünden neden kuşkulu?
TÜİK’in verileri kendi içinde bile neden sorgulanıyor?
Halkın yaşadığı enflasyonla TÜİK’in açıkladığı enflasyon niye farklı?
Aradaki uçurum niye yüksek?

EN TEHLİKELİ ŞEY

En tehlikeli şey insanların kendi yanlışlarına inanmaya başlamasıdır.
Buna “kendi yalanına inanmak” da denebilir.
Şu anda bürokrasi ve siyasette yaşanan bu.
Eskiden bürokratlar siyasilerin yanlışlarına itiraz ederdi.
Bu dönem bitti.
Siyasetçi başkanına;
Bürokrat amirine itiraz etmez oldu.
Yanlışı bile bile alkışlamak moda.
Kişisel çıkarlar ülke çıkarının önüne geçti.
Ak Parti’nin tökezlemesi de bundan.

ZİNCİRLEME HATA

Onlarca kez şahit olmuşumdur.
Siyasiler için istediği imzayı atacak bürokrat makbuldür.
Karar onundur, ama sorumluluk bürokratın.
Bir kez yanlış yaptı mı arkası gelir.
“Biri de bir, bini de bir” havası oluşur.
Şu anda kamu bankacılığında yaşananlar en somut örnek.
Umarın Yağan aynı hataya düşmez.
TÜİK’i güvenilir bir kurum yapar.