27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Tuzağa’ bile düşemedik!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Geçen yıl Türk ekonomisinin orta gelir tuzağına düştüğünden bahisle bir analiz yayınlamıştım. Ancak bu yıl yani 2015 sonu itibari ile Türkiye’nin artık “orta gelir” seviyesinden de daha aşağıya düşeceği görülüyor.2010-2014 yılları arasında yani son 5 yılda 10 bin doların biraz üstünde patinaj yapan kişi başına düşen milli gelirin, bu yıl 9.000 dolar civarına düşerek gerileyeceği ortaya çıkmış vaziyette maalesef.Orta Vadeli Programda ve 2015 yılı programında, 2015 yılı için 10.936 dolar yani neredeyse 11.000 dolara yükseleceği tahmin edilen kişi başına milli gelir, tam tersine 9.000 dolar civarında düşecek.2015 yılı için tahmin edilen yıllık büyüme, enflasyon ve işsizlik rakamları da tutmayacak, yani henüz Eylül ayında olunmasına rağmen, Türkiye’nin artık yeniden 10 bin doların altına düşen bir kişi başı milli gelir seviyesiyle karşı karşıya kalacağı görülüyor.2015-2017 Orta Vadeli Programda 1.944 milyar TL olması öngörülen Türk lirası bazındaki milli gelir rakamının tutturulması da oldukça güç.Velev ki, tutsa bile, ortalama dolar kurunun 2.7-2.9 TL arasında gerçekleşmesi halinde milli gelirin dolar bazında 700 milyar dolar civarına ve kişi başına düşen milli gelirin ise, 9000 dolara düşmesi kaçınılmaz.Yani ilan edilen hedefler, programlar, tahminler 2015 yılı için tamamıyla gerçekleştirilemez bir durumda.Türkiye 2005 yılına kadar Dünya Bankasının tanımlama ve sınıflamasına göre “Düşük orta gelir düzeyinde” olan bir ekonomiydi. 1955 yılından 2005 yılına kadar tam 50 yıl boyunca bu kategoride kaldı.Sıcak para girişleri ve aşırı değerli TL sayesinde Türkiye, ancak 2005 yılında “yüksek orta gelir düzeyindeki” ülkeler kategorisine çıkabildi.50 yıl sonra gelinen bu aşama esasında bir başarı sayılamazdı elbette ki. Çünkü mesela, Çin 17 yılda, Güney Kore 19 yılda, Tayvan 19 yılda, Malezya 27 yılda ve Tayland 28 yılda bu aşamaya ulaşabildiler. Türkiye düşük orta gelir seviyesinde Bulgaristan gibi ülkelerle beraber 50 yıl geçirmek durumunda kaldı.Orta gelir düzeyinde takılıp, patinaj yapan ve üretkenliğini arttıramayan ekonomilerin “orta gelir tuzağına” düştükleri kabul ediliyor.Orta gelir tuzağına düşen ülkelerin genelde 15-16.000 dolar civarında kişi başına gelir düzeyinde olan ülkeler olduğu, ancak son analizlerde 10-11 bin dolar aralığında da bu tuzağa düşme ihtimalinin arttığının vurgulandığı görülmekte.Bu tuzaktan çıkabilmek için geleneksel emek-yoğun klasik, yer altı kaynaklarının kullanımına yönelik, köyden kente göçen işgücüne dayalı olan ekonomik yapılardan, bir başka aşamaya geçilmesi gerekiyor.İnsana değer ve önem veren, eğitimi önceleyen, ileri teknoloji ve katma değeri yüksek ihracata yönelebilen, ar-ge ve eğitim kalitesini yükseltebilen ekonomiler, bu orta gelir tuzağından çıkabilmek için daha şanslılar.Türkiye gibi sıcak paraya (kısa vadeli spekülatif sermaye hareketleri) bağımlı bir biçimde ithalata dayalı büyüyebilen, inişli-çıkışlı istikrarsız büyümeye sahip bir ekonominin “orta gelir tuzağına” sürüklenmesi kaçınılmazdır.Öte yandan, F-tipi cemaat görünümlü çetelerle ya da ortaçağ kalıntısı mezhep fanatizmi zihniyetiyle Türkiye’nin orta gelir tuzağından çıkabilecek iradeyi, bilgiyi, teknolojik ve kurumsal yenilenmeyi başarmasının son derecede güç olacağı da izahtan varestedir.Hele Türkiye’nin bölgesel kalkınmışlık ve gelişmişlik farklılıklarının düzeyi göz önüne alındığında, Türkiye’de “ikili” (dual) bir ekonomik yapının giderek belirginleştiği bir süreçte bunun ne kadar zor olacağı görülmektedir.Türkiye bölgesel kalkınma farklılıklarını gidermek ve doğru düzgün, planlı ve akılcı adımlar atmak zorunda.Piyasa mı-planlama mı gibi karşıtlıklar yerine her ikisinin yerine, bölgesine ve sektörüne göre bir arada, birbirini tamamladığı ve dengeleyebildiği politikaları hayata geçirebilmelidir.Özel-kamu zıtlığını değil, karma bir ekonomik anlayışı yani ekonomide 3ncü yolu ciddi bir biçimde düşünmelidir.Yoksa bir yandan siyasi olarak emperyalizmin siyasi tuzağında, öte yandan ekonomide sürüklendiği “orta gelir tuzağına” bile düşmeden zamanını, enerjisini ve insanını heba eder ve debelenip durur maalesef.Bugün Türkiye’nin “orta gelir tuzağına” bile düşemediğini daha aşağıya doğru gerilediğini görmek gerçekten de çok üzücü...