ABD’den savaş ilanı!

Tek kutuplu dünya bitti. Dünya artık çok kutuplu. ABD, Ortadoğu’da, Avrupa’da, Latin Amerika’da, Asya’da, Afrika’da kaybediyor.
En yakın müttefikleri ile bile arası açık. Üstelik işler daha da kötüye gidiyor.
Dünyada hakimiyetini kaybettikçe de çılgınlaşıyor. Son dönemde yaşananların özeti de bu.
ÜÇ KONU
Şu anda ABD’nin gündeminde üç konu öne çıkmış durumda. Bütün hesaplar buna göre yapılıyor.
- Çin’in durdurulması
- İran’ın çökertilmesi
- Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alımının engellenmesi
Diğer gelişmeler de bunlara bağlı.
TÜRKİYE KARŞI SAFTA
Türkiye bu üç konuda da ABD’nin yanında değil. Karşısında.
Çin’le ilişkiler gelişiyor. Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesine destek veriyor. İran’a ambargoya ve çökertilmesine karşı. Rusya’dan S-400 alma konusunda kararlı.
ABD, bu üç konuda Türkiye’ye geri adım attırmaya çalışıyor. Türkiye’yi “ikna” (!) etmek için “havuç”, “sopa” politikasına devam ediyor. Ama sonuç alabilmiş değil.
TÜRKİYE’YE YAPTIRIM
ABD en son iki Türk bakana yaptırım kararı aldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül hedefte. Gerekçe olarak Papaz Brunson’ın tutukluluğu gösterilse de gerçekte durum çok daha derin.
Hedefte olanlar bakanlar değil, Türkiye! Karar, ABD’nin Türkiye’ye savaş ilanı gibi!
Aslında “gibi”si fazla. ABD Türkiye’ye savaş ilanı yeni değil. Bu ilanı Türkiye’de, Irak’ta, Suriye’de PKK’nın arkasına geçerek yaptı. “PKK/PYD kara gücümüz” dediği gün Türkiye’ye karşı savaş ilan etmiş oldu.
ADIM ADIM GELEN SÜREÇ
Peki iki Türk bakana yaptırım noktasına nasıl gelindi? Kısaca özetleyelim:
- Türkiye Suriye’de ABD ile karşı karşıya geldi.
- Arkasından İran’a ambargo gündeme oturdu.
- ABD Hazine Bakan Yardımcısı Marshall Billingslea Ankara’ya gelerek Türkiye’yi tehdit etti.
- “Ya ambargoya uyarsınız, ya da sonuçlarına katlanırsınız” dedi.
- Türkiye ambargoya uymayacağını açıkladı.
- Erdoğan BRİCS ülkeleri zirvesine davet edildi.
- BRİCS-T önerisinde bulundu, sıcak karşılandı.
- Türkiye’nin ŞİÖ üyeliği de gündemde.
...
Türkiye yönünü değiştirince ABD iyice sertleşti. İki Türk bakanla ilgili yaptırım kararı çıktı.
ARKASI GELEBİLİR
İş bununla bitecek gibi de görünmüyor.
ABD’yi yakından takip eden diplomatlar, Sarraf davasında ikinci dalganın gelebileceğine dikkat çekiyorlar. Bu dava ile ilgili olarak aralarında Halkbank’ın da bulunduğu beş bankaya yönelik cezanın devreye girebileceğine vurgu yapıyorlar. PKK’nın Hakkari’de yaptığı saldırıyla, 11 aylık bebeği ve annesini şehit etmesinin ABD talimatlı yeni terör dalgasının işareti olabileceğini bildiriyorlar.
Türkiye’ye “Ya benimlesin ya da düşmanım” dayatması yaptığını ifade ediyorlar.
ABD’yi bu kadar cesaretlendiren de Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz.
TRUMP’UN DEĞİL ABD’NİN KARARI
ABD’nin aldığı kararı Trump’un “deliliğine, çılgınlığına” bağlayanlar var. Yaşananlar “evangelistlikle” izah edilmeye çalışılıyor.
Bence büyük hata!
Karşımızda dünya hakimiyetini kaybetmeye başlayan bir emperyalist var. Durumunu kurtarmaya çalışıyor.
ABD Başkanı Trump, Başkan Yardımcısı Pence, Dışişleri Bakanı Pompeo, Savunma Bakanı Mattis, CIA Başkanı Haspel ve diğerleri... Aralarında ufak tefek görüş ayrılıkları olsa da şu anda hepsinin derdi ABD’nin sonu.
Büyüklerin çöküşünün de görkemli olduğunun farkındalar.
TÜRKİYE NE YAPMALI?
Durum bu! Peki Türkiye ne yapmalı..!
Günlerdir “Yüzde 50 yetmez, içerde birlik zamanı” diye yazıp duruyorum. Meclis’te dört siyasi parti grubunun ABD’ye ortak tepki vermesi önemli.
Ama yetmez.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm siyasi parti genel başkanlarını (ABD’nin kara gücü hariç) toplamalı. Demokratik kitle örgütleri başkanları da bu buluşmaya katılmalı. İç gerginlikler bir kenara itilip Türkiye için bir araya gelinmeli. İncirlik, Kürecik, Diyarbakır üssü, ... masaya yatırılmalı. Karar hep birlikte alınmalı.
Halkın talebi de bu!