27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ak-Sinema sinek avlıyor: Darbe

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Dünyanın en büyük ve saygın sinema sitesi imdb.com’da tüm zamanların en kötü filmleri listesindeki anlı şanlı birinciliğini uzun süredir kimseye kaptırmayan “Kod Adı: K.O.Z”un tacı elinden alınmak üzere galiba, çünkü “Darbe” adında yeni bir rezalet-felaket yapımla karşıyayız. Uluslararası çapta “en kötü” olmak konusunda iki film arasında çok tatlı bir rekabet yaşanacak belli ki. Fakat öncelikle yerel bir sorun bu ve görev de öncelikle bize düşüyor. Naçizane önerim, Yenikapı’ya dev ekran kurulup “İki film birden” gecesi düzenlenmesi, “Kod Adı: K.O.Z”un mu “Darbe”nin mi daha kötü olduğunun halkoyuyla belirlenmesi... Temiz dövüş olsun, iyi olan kazansın. Yalnızca yedinci sanatın vicdanında ve sinemaseverlerin gözünde gönlünde değil, gişede de iki seksen yatma konusunda hayli maharetli Ak-Sinemacılar’ın bu son marifetini, AKP teşkilatlarından kaldırılan ücretsiz servislere doldurulan kalabalıklar da kurtaracak gibi görünmüyor peşinen söyleyeyim ki. 140 salonda gösterime sokulup geçen hafta sonu ancak 7229 seyirci toplayabilen bu “film demeye bin şahit ister”i İstanbul’un göbeğinde bir salonda tek başıma seyrettiğimde, “Daha kötüsü olamaz!” dememek için kendimi tuttum, çünkü biliyorum ki olacak. Akil insan Avni Özgürel’in projelendirdiği, yapımcılığını eşi Ayfer Özgürel’in üstlendiği, Yasin Uslu’nun yönettiği “Darbe”, 7 Şubat 2012’deki MİT krizi çerçevesinde tipik ve katıksız-kemiksiz bir Recep Tayyip Erdoğan-Hakan Fidan güzellemesi yapmaya soyunuyor ama ortada öyle yalapşap bir senaryo var ki film daha beşinci dakikada alay konusu olmaya başlıyor.
SALATALIĞA SÜRÜLECEK KADAR... Fidan gibi kahramanımız, askerlik yıllarında komutanı olduğu karakol baskına uğrayıp biri kendi askeri diğeri PKK militanı olan iki kardeş aynı çatışmada ölünce, akan kanı durdurmaya yemin eder, “çözüm süreci” için kendisini seçilmiş insan gibi hissetmeye başlar. MİT Müsteşarı olduğunda da “suret yasağı” uygulanmışçasına film boyunca cismini hiç görmediğimiz, yalnızca sesini duyduğumuz Başbakan’la birlikte her şeyi göze alıp “çözüm”e odaklanır. Fakat derin yapı, polis teşkilatı ve yargıda köşeleri tutmuş olan Cemaat, CIA, MOSSAD ve Otpor yöntemleriyle harekete geçirilen kirli Gezi ittifakı, ikisinin de hesabını görmeye kararlıdır. Gelişmelerle hiç ilgisi olmayan sıradan iki kapkaççının yürüttüğü çantada Başbakan’ın ses kayıtlarının olduğu anlaşılınca da işler tümüyle raydan çıkar, Emniyet içindeki iyi polis-kötü polis çatışmasıyla birlikte devletin belli başlı birimleri birbirlerine silah doğrultur hale gelir. Kaçarlarken ağabeyi öldürülen hırsız genç kız, müdavimi olduğu Mezopotamya Kültür Sanat Merkezi’ne sığınır. Merkezin KCK’lı yöneticisi ise aslında MİT ajanıdır ve paraleller tarafından tutuklanır. İmralı’nın, Kandil’in, Başbakan’ın ve Müsteşar’ın büyük uyum ve samimiyet içinde yürütmeye çalıştıkları “çözüm süreci”, uluslararası komplonun ve yerli işbirlikçilerinin hedefi haline gelmiştir. Ve fakat bilmemektedirler ki karşı taraf da masaya yumruğunu vurmuştur! Sinema sanatının bilinen yasalarındandır; bir filmin ortalamayı tutturabilmesi için iyi çekilmiş, seyirciyi etkileyecek en az üç güzel sahne barındırması şarttır. Kısaca söyleyeyim, “Darbe”de bu oran “eksi 33” seviyesinde. Masal kahramanı Kahraman Küçük Terzi, bir vuruşta yedi sinek öldürüyordu... Avni Özgürel ise tek filmle 10-15 sinek avlamaya çalışıyor ama filminin her sahnesinde aslında kendisini tokatlamaktan başka bir iş yapmamış oluyor. Kartvizite “akil adam” yazdırmakla bitmiyor işler... Sinemacı olarak da, af buyurun salatalığa sürülecek kadar akıl lazım. “Çözüm süreci şöyle iyiydi böyle iyiydi” dediğiniz filmi, bula bula tam da “çözüm ortaklarının” birbirine girdiği, kanın gövdeyi götürdüğü hafta gösterime sokarsanız, tabii ki sinek avlarsınız.