ABD yaptırımları

Dün ABD Başkanı Trump tarafından, Türkiye’ye, Barış Pınarı Harekatı’na yönelik olarak uygulanmaya başlayacak yaptırımlar açıklandı. Açıklamada, ABD Hazine ve Dışişleri Bakanlıklarına Türkiye’deki bazı kurum ve şahıslara yaptırım uygulanmasına yönelik yetki verilmesi var.

Ekonomik yaptırımlar kapsamında, geçenlerde ABD Ticaret Bakanı’nın Türkiye’yi ziyareti kapsamında gündeme gelen, Türkiye ile ABD arasındaki toplam yıllık 20 milyar dolar olan ticaretin, 100 milyar dolara çıkarılması ile ilgili görüşmeler askıya alınacak. Ayrıca Türkiye’nin ABD’ye çelik ihracatına konan gümrük vergisi oranının tekrar mayıs ayındaki seviyesi olan yüzde 50’ye çıkarılması kararı alındı. Türkiye’nin ABD’ne çelik ihracatı yıllık bir milyar dolar dolaylarında.

BAKANLARA YAPTIRIM

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo tarafından yapılan yazılı açılamada Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Sönmez’e yaptırım uyguladıklarını açıkladı. Ayrıca Milli Savunma Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın da yaptırım listesine eklendiği ve listeye alınan kişi ve kurumların ABD’deki mal varlıklarının dondurulacağı bilgisi verildi.

Bu yaptırımların açıklandığı, bu yazının yazıldığı sıralarda USD/TL kuru 5.91 seviyelerinde seyrediyordu.
Anlaşılan Türkiye ABD’nin yaptırım yaptığını duymamış gibi. Halbuki Trump geçenlerde "Sizin ekonominizi mahvederim. Geçen yıl Pastör Brunson’u vermeyince başınıza ne getirdiysem tekrar getiririm" demişti.
İşin şakası dün açıklanan yaptırımlar kimsenin gözünü korkutacak cinsten değil. Zaten sermaye bundan ürkmediyse bir şey yok demektir.

İşin şakası bir yana;
ABD’nin kendine özgü, Rusya’ya yaptırım uygulamaya başlandığı zaman gündeme gelen meşhur CAATSA (Türkçesi KATSA) yasası var. Temsilciler meclisine sunulan yaptırım uygulaması kapsamında CAATSA’nın da uygulama kapsamına alınması teklifi var.
Kısaca CAATSA uygulanmasına karar verilen ülkelerin, aşağıda sıralanan 12 maddeden en az beş tanesi bu ülkeye uygulanacak yaptırımlar içinde yer alıyor.
1- Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara ihracat-ithalat bankası desteğinin kesilmesi,
2- Mal ve teknoloji ihracatı ruhsatı verilmemesi,
3- ABD mali kuruluşlarından kredi tedarik edilmemesi,
4- Uluslararası mali kuruluşlardan kredi verilmemesi,
5- Mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi,
6- Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlarla ihale ya da sözleşme yapılmaması,
7- Döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması,
8- Mali kurumlar ve bankalar arasında ödeme ya da kredi transferlerinin yasaklanması,
9- Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumların ABD topraklarında gayrimenkul sahibi olmasının yasaklanması,
10- ABD kişi ve kurumlarının yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlardan sermaye ya da borç alışverişinin yasaklanması,
11- Yaptırım kapsamına alınan kişilere ABD’ye giriş yasağı,
12- Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara benzer işlevi olan üst düzey görevlilere de yaptırım uygulanması.

ZOR BİR DÖNEM ÖNÜMÜZDE

Yukarıda belirtilen yaptırımlardan bir kısmı, Türkiye’nin kıskaca alınma riskini, hükümetin bir türlü doğru tedbirlere yönelmemesi sonucunda halen devam eden ekonomik krizin daha da derinleşmesi sonucunu doğurmasına neden olacak yaptırımları kapsıyor.

Özellikle; 3-4-7-8 sayılı yaptırımlar, gerek Türkiye ekonomisinin borca batık durumu, gerekse de dünya ticaretinin çok büyük kısmının dolar olarak yapılması nedeni ile ekonomiye önemli darbe vuracak yaptırımlar arasında yerini alıyor. Örneğin bu yaptırımlar şu sıra İran’a uygulanıyor.

Ancak basında yer alan bir kısım haberlerde, örneğin Ağustos ayında Bloomberg’de "Trash Discovery Shows Turkey Eyes Putin’s Anti-Sanctions Network" başlığı ile bir haber yayınladı. Bu haberde Türkiye’nin Temmuz ayında Rus Maliye bakan yardımcısı ile Türk Maliye Bakan Yardımcısının S-400 alımından sonra ABD’nin Türkiye’ye yaptırım uygulaması söz konusu olduğunda alınacak önlemler kapsamında, Rusya’nın kendisine uygulanan yaptırımlara önlem olarak geliştirdiği alternatif SWIFT sistemine Türkiye’nin nasıl girebileceği konusunda görüşmeler yapıldığı, çöpten çıkan bir belge ile anlaşıldığı. Rus Maliye Bakanlığı çöpten çıkan belge konusunda da çöp toplayıcı firma için soruşturma açtığı haber kapsamında yer alıyor.

Evet, Türkiye’nin önünde zor bir dönem gözüküyor. Ekonomik önlemler kapsamında uzun yıllardan bu yana izlenen hatalı ekonomik politikalar içinde bulunduğumuz borç batağı ve ithalata bağımlılık başımıza ciddi sorun olabilecek gibi gözüküyor. Ancak bazen vücudun iyileşmesi için yapılacak tedavi ameliyat oluyor. Hasta eğer iyileşme niyetlisi ve hayata bağlıysa bunun sonu selamet görünür. Bence Türkiye’nin önünde ışık görünüyor. Sadece artık önemli hata kaldıramayacak bir süreçten geçiyoruz. Ameliyatın ilk kısmı başladı. Şimdilik başarılı da gidiyor.