AKP, ‘vekâlet’ten belâya girdi
İlk yakınmayı 5-6 ay önce duydum.
AKP medyası yöneticilerinin birinden.
Konu: Vekâleten savaş (proxy war).
Yani: Devletlerin doğrudan savaşa girmemesi.
Sahaya örgütler üzerinden dolaylı inmesi.
Batıya göre en tipik örneği: İran-Hizbullah ilişkisi.
Muhatabım da tam buna vurguladı: “İran bölgede her yerde vekâleten etkili...”
Tespitin fazla değeri yok. Herkes böyle konuşuyor zaten.
***
Asıl önemlisi ardından söylediği: “Fakat, biz başaramadık.”
“Biz” kimdi: Kastettiği “AKP Türkiye”siydi elbette.
Başaramadıkları: “Ortadoğu sahasında kendimize bağlı kuvvet/ler yaratamadık” demek istiyordu.
“Vekâlet”en güç yaratmak: AKP’nin Ortadoğu politikasının özetiydi.
Daha doğrusu: Maceranın ve hüsranın adı.
***
Nasıl?
AKP liderliğinin Filistin politikası. Gazze’ye ve Hamas’a yatırım yapması.
Halit Meşal’le özel ilişkiler geliştirme çabası.
Bir yönüyle: İslam aleminde meşrûiyet alanı açmanın anahtarıydı.
Diğer yönüyle: Filistin sorununda vekâleten sahada olma hesabıydı.
***
Erdoğan-Davutoğlu için asıl önemlisi İhvan (Müslüman Kardeşler) projesiydi.
“Arap baharı” bir fırsattı. Önce Tunus, ardından Mısır...
Bütün Arap dünyası İhvan’ın önünde açılmıştı.
Bilinir: Milli Görüş ile İhvan, meşrep olarak aynıdır.
İslam anlayışı, Sünni duyarlılığı benzerdir.
AKP liderliği bir hesap yaptı. İki avantajları vardı.
Bir: İslam anlayışları Batı tarafından kabul edilmişti. Onaylıydı.
İki: 10 yıllık iktidar tecrübeleri vardı. Hem de Türkiye gibi bir ülkede.
Özeti: “Ilımlı İslam”ın patenti AKP’nin elindeydi.
***
Bir parantez açalım.
Sadece AKP böyle düşünmüyordu. İhvan da kabul ediyordu AKP’nin üstünlüğünü.
Fakat Erdoğan-Davutoğlu buradan çok “ileri” sonuçlar çıkardılar.
İhvan’ı güdebileceklerini sandılar.
***
Yine bir hatırlatma: Hüsnü Mübarek devrilmiş. Erdoğan Mısır’a gitmişti.
Erdoğan şaşırttı: İhvan’a laiklik tavsiyesinde bulundu..
Gerçekten laiklik değildi derdi. Batıya güven vermekti. Ilımlı İslam düzeniydi önerdiği.
Fakat ve elbette: İhvan yönetimini kızdırdı.
Çünkü.
Bir: Mısır, Türkiye tecrübesini yaşamamıştı. İhvan, sulandırılmış laikliğe bile hazır değildi.
İki: İhvan’ın dini birikimi AKP’den fazlaydı. Güdülmeye razı olmazdı.
***
Vekâlet projesinde Suriye’nin yeri özeldi.
İhvancı yönetimler zincirinde zorunlu halkaydı.
Bu yüzden Suriye’ye körlemesine abandılar.
Suriye İhvan’ının sadakatine inanıyorlardı.
Erdoğan-Davutoğlu’nun hayalindeki harita şöyleydi:
Türkiye’den başlayıp Suriye, Ürdün ve Mısır’a uzanan bir eksen.
Hepsinde İhvan meşrep rejimler.
Oradan bir hat: Tunus ve Libya üzerinden bütün Kuzey Afrika’ya.
Diğer bir hat: Bütün Körfez ülkelerine ve Suudi Arabistan’a.
Her ülkede İhvan ve türevleri iktidar.
(Suudiler Mısır’da İhvan’ın devrilmesini bu yüzden destekledi.)
***
Muhayyel İslam haritasından umdukları sonuç.
İlki: Türkiye’de bir daha değişmeyecek AKP iktidarı.
İkincisi: İstanbul merkezli, Batıyla uyumlu bir tür Osmanlı hilafeti.
***
Süreç, 2013 ortasından itibaren tersine döndü.
İki ülke direndi: Suriye ve Mısır.
Sonuç: İhvancı Ilımlı İslam projesi çöktü.
Türkiye’de halk Gezi’de ayaklandı.
Sonuç: AKP’nin gündemi artık genişlemek değil.
Ayakta kalabilmek.
***
Kritik soru: AKP’nin hayali tutsa ne olurdu?
İhvancı örgütler Erdoğan-Davutoğlu adına vekâleten sahaya iner miydi?
Cevap kısa: Hayır.
Çünkü: Kendisi kâhya olanlar kâhya tutamaz.
Maalesef, yine “efendi”nin sözü geçerdi.
Zira: AKP de vekâleten sahaya sürülmüştü.