Alaska doruğunun yarattığı tarihî fırsat: KKTC’yi tanıtmak

ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Alaska’da buluşmasının ardından önemli gelişmeler yaşandı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, önceki gün Washington’daydı. Avrupalı liderler de oradaydı. Verilen aile fotoğrafındaki gerginlik dikkat çekti.
Esas önemli açıklama, görüşmeden önce Trump’tan geldi.
Trump, sosyal medya hesabından Zelenskiy’e mesaj yolladı: “Nasıl başladığını hatırlayın. Obama döneminde Kırım'ın verilmesi (12 yıl önce, tek bir kurşun sıkılmadan!) geri alınamaz ve Ukrayna’nın NATO’ya girmesi söz konusu olamaz. Bazı şeyler asla değişmez!!!”
Zelenskiy de sosyal medyadan Trump’a yanıt vererek uyarıları reddetti. Fakat bu açıklama artık Alaska doruğundan Rusya’nın taleplerinin kabul edildiğini gösteriyor.
Artık iki sonuç kesin gibi:
1.Ukrayna artık NATO üyesi olamaz. NATO’nun doğuya genişlemesi stratejisi kayaya çarptı ve şimdilik durduruldu. Türkiye ise bu süreçte maalesef Ukrayna'yı NATO üyesi yapma politikası izlemişti. Bu siyaset de iflas etmiş oldu.
2. Artık Kırım, Rusya'nın mı Ukrayna'nın mı tartışması bitti. Ne ABD’de ne Avrupa’da bu konuşuyor. Dahası Zelenskiy bile bu konuda açıklama yapamıyor. Türkiye’nin bu konudaki ısrarı da artık sürdürülemez hale gelmiştir.

ZEMİN VAR

Türkiye maalesef bu konularda izlediği yanlış dış siyaset nedeniyle, ciddi anlamda zaman kaybetti. Vatan Partisi uzun zamandır Kırım’ın Rusya’nın bir parçası olduğunun kabul edilmesi gerektiği anlatıyordu. Abhazya ve Kırım’ın tanınması bunun karşısında Abhazya ve ardından Rusya’nın da KKTC’yi tanımasını öneriyordu.
Ulusal Strateji Merkezi (USMER)’nin düzenlediği Doğu Akdeniz-Karadeniz Konferansı ‘25 (Eastern Mediterranean Black Sea Conference – EMBC) 18-19 Temmuz 2025’te İstanbul’da yapıldı. Rus stratejist Aleksandr Dugin konferanstaki konuşmasında “Eski ve kıymetli dostum Doğu Perinçek’in düşüncelerine katıldığımı ifade etmek isterim. Özellikle Kırım’ın Rusya’nın bir parçası olduğunun kabul edilmesi gerektiği yönündeki görüşünü destekliyorum. Aynı şekilde, KKTC’nin bağımsızlığının tanınması gerektiğini dile getirdi. Bu, son derece dostane ve değerli bir tutum olarak öne çıkıyor.” dedi.
Konferans hakkında 18 ülkede 12 dilde 72 haber yapıldı. Haberlerde, sonuç bildirisindeki KKTC’yi tanıma çağrısının da yer alması dikkat çekti.
Tüm bunlar, KKTC’nin tanınması için zemin olduğunu gösteriyor.
Fakat şunu unutmamalıyız: ABD, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Fransa, Almanya, NATO ve Avrupa Birliği ülkelerinin KKTC’yi tanıma şansı bulunmuyor.
Fakat Rusya, Abhazya, Azerbaycan, İran, Macaristan, Libya, Katar, Irak, Suriye, Lübnan, Venezuela, Pakistan, Bangladeş, Küba, Orta Asya’nın Türk dilli devletleri, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti KKTC’yi tanıyabilir.

DENGE BİTTİ, ATAK ZAMANI

Alaska doruğunun sonunda yaşananlar gösterdi ki, Türkiye’nin KKTC'yi tanıtmak için büyük bir fırsat var. Ama elini tutmazsa bu tarihî fırsatı kaçırma durumu da var.
En önemlisi şu noktayı atlamamalıyız: ABD, Avrupa ve Ukrayna’nın Kırım’ın Rusya toprağı olduğunu kabul ettikten sonra, KKTC-Kırım açısından karşılıklı adımlar Rusya için cazip hale gelmeyecektir.
“Geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde’ye” durumuna düşmemek gerekiyor.
Denge politikası her cephede çöküyor.
Türkiye’nin denge politikasıyla, kimsenin dillendirmediği “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü”nden bahsederek ilerleme ve bir başarı kazanma şansı yok.
Dahası bu fırsatı kaçırmak Türkiye’nin geleceğinde derin biçimde etki edecek ve Türkiye’nin çıkarlarına zarar verecektir.
Denge politikası bitti. Artık KKTC’yi dünyaya tanıtmak için doğru stratejiler kurgulamak ve Türkiye’nin ittifak birikimini kullanarak hızla harekete geçmek zorundayız.