Dünyanın yaptırımlıları birleşiniz Elele zıplayalım

Batı uygarlığı için için çürüyor.
İnsanları da birlikte.
Boşverdimci. Uyuşturucu batağında
Gününü gün eden.
Gelecekle ilgili bir tasarımı, umutları, yaratma ve varma hedefi olmayan.
Sermaye de milli olmayalı, kökleri kesileli çok oldu. Vatanı, milleti yok.
Gözünü kâr döndürüyor.
Nerede daha çok, nasıl katlarım derdinde. Sömürüyor iliğine kadar. Eziyor geçiyor, hesabı ona göre yapıyor. Gerisi umurunda değil.
Küresel salgın iyice derinleştirdi, su üzerine çıkardı.
NATO’ymuş ABD'ymiş... Dertleri Ukrayna ya da insanlar filan değil.
Çürük çarık depolardaki döküntüleri gönderdiler askeri yardım diye. Alay eder gibi.

TARİHTE GÖRÜLMEMİŞ YAPTIRIM

Yaptırım deyince aslan kesildiler.
Ölçüsü müthiş çapta. Tarihte görülmemiş.
Neden?
Dertleri askeri bakımdan durdurmak mı?
Ukrayna'nın başına ne geldiği de umurlarında değil. Ukrayna'nın doğusunda sessizce, hem de çok acımasızca savaş ne zamandır sürüyordu.

ÇOK KUTUPLU DÜNYA PERDELERİNİ AÇTI

Bu yaptırımlar bir hesaplaşma.
Greko-Romen peşrevleri. Çok kutuplu dünya perdelerini açtı!
Taraflar meydana çıktı.
Rusya- Türkiye-Azerbaycan ekseni önemli bir örneklemeydi. Bir mesajdı. Çözüm basit dendi. Artık böyle! Başarı yazıldı.
Arkasından Atlantik-NATO bloku bir hamle yaptı. Kazakistan kalkışması. Yanıtını aldı.
Çin-Rusya arasına çomak sokulmaya çalışıldı.
Çin Kış Olimpiyatlarında yüksek sesle çok kutuplu dünya hesaplaşması dillendirildi.
İki taraf da kartlarını açtı. Birinin elinde diplomatik boykot. Sinek ikilisi. Vızıltı.
Saflar oluşmaya başladı.
Putin açılışa gitti.
Çin-Rusya arasında diplomatik açıdan görülmemiş bir stratejik iş birliği anlaşması.
Manifesto gibi.
Bir meydan okuma. Belli ki iki lider Ukrayna konusunda da görüştüler.
Arkasından hadi erkeksen yapsana kışkırtmaları geldi.
Şimdi sıra ağır yaptırımlarda.
Her hafta konuşmasında Biden yenisini açıklıyor.

ENERJİ, BUĞDAY, GÜBRE BOL

İnsan birikimi açısından de dünyada ağırlıklar da kaydı. Buluşçu, azimli, yaparız ederiz diyen, milli heyecanları hedefleri olan milletler dünyası yükseliyor. Yaptırımları da öyle karşılıyorlar. Güçlenerek çıkarız diyorlar. Hele kültürel yaptırımlar Rus kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. Putin'e destek yüzde 50'den 75'e çıkmış. Yüzde 25 kararsızlar, kararını vermiş.
Rusya'nın ihracatı petrol, gaz ve türevleri. Geçen hafta gittiğimizde evde aman mutfağın lambasını çıkarken kapatmayı unutmayalım gerginliğinde yaşarken Moskova'da başka gerginlik yaşadık. Her yan ışıl ışıl... kapatasımız geldi yazık enerji boş boşuna gitmesin diye... Onlarda bol, öteki yaptırımlı İran'da da bol.
Yalnız enerji de değil. Buğdayı, yağı, gübresi, metali var... İthalatı elektronik aletler. Çin önemli bir tedarikçi. Sorun yok. Ama Batı yüzde 50-55'e varan oranlarda enerjiye, buğdaya bağımlı.

EYVAH ALMANYA NE YAPACAK

Bizim tevecileri de başka bir telaş aldı.
Rusya gazı olmadan Almanya ne yapacak. Batılı dostlarının ekonomileri göbeğinden Asya'ya bağlı. ABD bir zamanların "arka bahçesi" kapısında tükürdüğünü yalıyor. Almanya, Kuzey Akım 2'yi de durduruyor. Bir okuyucumuzun dediği gibi kendi kendine yaptırım uygulayan ilk ülke olarak tarihe geçiyor. Fiyatlar tırmanmaya başladı. Almanya'da iktidar değişikliği sürpriz gibiydi. Meğer değilmiş. Tasarımmış...!
Bizim ekranın bazı ünlü yorumcuları mecburen durumu saptıyor. Ekonomileri çok kötü duruma düşecek, bu bizi de etkileyecek.

MÜLKİYET İLİŞKİSİ DEĞİŞİYOR

Onu NATO ve ABD'ye alkış tutarken düşünecektiniz. Biz de diyoruz ki dostumuzu düşmanımızı bilelim. Türkiye açısından bakalım. Asya yükseliyor. Onurlu yerimizi orda alalım. Kazan kazan ilişkisini kuralım. Rusya'ya karşı uygulanan ırkçı yaptırımlara, bilim kültür, sanat ve akademik eğitim spor alanında uygulanan yaptırımlarda hedef alınan bütün sanatçı ve kurumlara sahip çıkalım. Bu bizim devrimci geleneğimizde var.
Dünyanın büyük bölümü, bir avuç hegemonyacılığa karşı bağımsızlık savaşı veriyor. Mülkiyet ilişkisi değişiyor. Şiddetli olacaktır.
Biz de tarafız.
Yaptırımları bize de uyguluyorlar biliyorsunuz.
Bizi savunma sanayinde zıplattılar.
Her alanda zıplarız.
Dünyanın yaptırımlıları birleşiniz!

HAMBURGERCİLER GİDİYORMUŞ! DARISI BAŞIMIZA

Yaptırımlarla hamburgerciler, kahveciler Rusya'yı terk ediyormuş. Aman ne sevindim. İlk girdiği zamanları anımsıyorum. “Batı'ya açılışlarını”... Sovyetler Birliği dağıldığı zaman otelde her sabah başka bir Batılı firmanın CEO'suyla kahvaltı ediyorduk. Üşüşmüşlerdi. Her gittiğimde adım adım kentin ve insanların nasıl kirlendiğine tanık olmuştum. Sonbaharda dökülen yaprakları bile caddelerden elbirliğiyle süpüren bir millet. Bütün revizyonist eleştirel karşı duruşuma karşın ilk gördüğümde Moskova'ya aşık olmuştum. Tertemiz, korunmuş, tarihi kokusunu kaybetmemiş. Sonra Batı kirliliğiyle geldi. Plastik çatal, kaşık, M harfli kutular ortalıkta uçuşmaya başladı...
Ekonomi dibe vurdu.
Sosyalizmin arta kalan bütün birikimler heba oldu.
Ne zaman ki IMF neçetelerinden ekonomide vazgeçtiler yeniden toparladılar.
Şimdi her alanda yeni bir süreç başlıyor.

KORKUNÇ İVAN VE III. MURAT

Nereden eşeleyip çıkarıyorlar bilmiyorum. Üniversite sistemimizin içler acısı yanına tanık oluyoruz. Konusunda bile derinliği olmayan, yüzeysel bilgi ve yorumlarla insanlar ekranlarda. Ortak tercih edilme özellikleri Rusya'ya karşı olmak anlaşılan.
Yine ekranda bir akademisyen. Elinde yine sopa. Harita başında. Sunucu çeke çeke götürüyor. Burada anlatın efendim... Hocamızın alanı nedir bilmiyorum. Diyor ki, zaten bu Ruslar hep şiddet uygulamışlardır... Mesela Korkunç İvan! mış...
Rus İmparatorluğunun kurucusu, ilk Çar İvan bizim Fatih Sultan Mehmet'imiz gibi.
Ruslar onun için “hem korku hem de hayranlık uyandıran, müthiş" anlamına gelen “Grozny” lakabını kullanıyorlar. Başka türlü ikna yoluyla, insanların sırtını okşayarak imparatorluk kurulabilir miydi o zaman?
Ayrıca Korkunç İvan'ın çağdaşı, III. Murat tahta geldiği ilk gün, 22 Aralık 1574 Çarşamba günü üstelik de Ramazan ayıydı, ilk iş beş kardeşini boğdurtmuştu. Büyük babası Kanunu Süleyman oğlu Mustafa'yı... 64 kardeşini boğdurtan bile var... Yarışırsak...
Ne olacak şimdi?
Bugün böyle mi yorumlanır.
Strateji, tarih, bilimsel nesnellik, gerçeklik, bugünün siyasi gelişmeleri, tahlil, dünyadaki durum ve devletler arası ilişkiler ... hepsinden önce de kendi ülkemizin durumu ve geleceği...
Yok! Hak getire!

ZELENSKİY RUSYA'YLA ANLAŞACAK MI

Ukrayna Hükümeti'nin üzerinden akıyor kurmacalığı. Ülkeler arası görüşmeye bir bakıyorsunuz kamuflaj kıyafetiyle geliyorlar, bir bakıyorsunuz takım elbiseyle, ama kravat yok... Bakanlar kurulu film ekibi. Sanki oyun sahneliyor. "Uzmanlar" çeşitli yorumlar yapıyor. Bir akıllı da çıkıp sormuyor, kardeşim çocuk oyuncağı mı bu?
Zelenskiy, kendine Paşinyan örneğini mi alacak acaba? Bu tartışılıyor. Zaten baştan seçeneklerden biriydi.
Rusya ile anlaşıp kalacak gibi.
Batı'dan umduğunu bulamadığını, NATO'ya girme önceliklerinin kalktığını, iki bölgenin bağımsızlığını kabul edebileceklerini söylüyor...
Görüşmelerde bu pazarlığın sürdüğünün işareti.

ERKEKLER YASAKLA KALIYOR

Bütün kentlerde sokaklar boş. Halk terk ediyor. Erkekler yasaklarla ülkede tutulmaya çalışılıyor. Suriye'de binde biri olsa kıyamet kopar. Ne oldu bizim çığırtkan koroya? Ama bunlar sarışın-mavi gözlüler. Sizin Biden tayfasına benziyorlar değil mi...
Kentleri savunmaya gelen “Ortadoğulu gönüllüler” varmış. Onlar kim peki?
Tahmin etmek zor mu?
O zaman NATO kafalılığınız tutuyor.
Diliniz varmıyor.
Bir küçük hanım ojeli tırnaklarıyla minik minik kum torbaları dolduruyor. Güya barikat. Yani, insanın gülesi geliyor. Ama bizim Türk muhabirimiz büyük iştahla ve de heyecanla İngilizcenin de kafasını gözünü yararak aman efendim bir söyleşi yapıyor... dinlemeye doyamıyorsunuz. Genç kızımızın İngilizcesi dinlerken diyorum ki memleketi burası değil.
ABD'den gelen Ukraynalılar, varmış. Koşmuşlar gelmişler güya... Belli!