Fidan olayı: Erdoğan’ın Pirus zaferi

İstifa açıklaması: 7 Şubat 2015.

AKP’den milletvekili adayı olacaktı.

Vazgeçmek durumunda kaldı: 9 Mart.

Aynı gün: Yeniden MİT Müsteşarı.

Macerası 30 gün sürdü.

Nedir bu Hakan Fidan olayı?

Bir icmal yapalım.

*** 

Dış görüntüden başlayalım.

Yandaşlar diyor ki: Erdoğan bir zafer daha kazandı!

“İstemem” dedi. Dediğini de yaptırdı. Herkesi tekrar hizaya getirdi.

Tescil ettirdi: AKP’de en güçlü, tek güçlü!

Ne diyelim?

Tebrik ederiz!

***

Oysa: Hepsi yara aldı. En başta da Erdoğan.

Daha dün başbakanlığa “memur” ettiği Davutoğlu.

Yoktan “var” ettiği Fidan.

Adaylık için: “Patron”a rağmen karar aldılar.

Patron bir ay boyunca olmazlandı. Neredeyse sızlandı.

Fakat onlar direndiler.

Sonunda: Yarım geri adım... Başladıkları noktaya geri döndüler.

Siz şuna bakın: Fidan tekrar Müsteşar!

Gerisi hikaye!

***

Tartışılmaz “otorite” ne yapardı?

Çok basit: Fidan’ı alıp bir köşeye koyardı.

Fakat: Yapamadı.

Sebep: Elbette “adam yokluğu” değil.

Durumu bir tek şey açıklar: Karşılıklı mecburiyet.

***

Erdoğan, Fidan için “sır küpüm” dedi.

Devlette kişiler değil makamlar vardır. Kimse “sır küpü” olmaz.

Bilgiler bir yerde mutlaka kayıtlıdır çünkü.

Kayıt yoksa: Hukuksuzluk vardır, suç vardır.

Soru haksız mı: Erdoğan Fidan’ı niçin görevden aldıramadı?

Hangi hukuksuzluklarda ortaklar?

Sonuç: Çürümedir bu.

***

Erdoğan’la devam edelim. Bir başka örneğe bakalım.

Merkez Bankası Başkanı’nı haftalardır suçluyor. “Faiz lobisinin emrinde” diye.

Fakat: Başbakan, bakanlar Erdem Başçı’yı savunuyor. Hem de açıkça.

İstifasını engellediler.

Patron’un tepkisi?

Dikkatinizi çekmiştir: “Mesele” bile çıkaramıyor.

Hani “tek seçici”ydi?

***

Erdoğan için sonuç.

AKP için oyun kuramıyor.

Bir kader seçime gidiliyor.

Halka vaadi yok.

Sadece talep ediyor: “Beni başkan yapın.”

Fakat: “Başkanlık” kavgasına partisini bile ortak edemiyor.

Seçmeni nasıl ikna edecek?

***

Görüntü:

AKP’yi kontrol edemiyor.

Başbakan’la sürtüşmeli.

MİT’in başında artık sadakati şüpheli bir isim var.

***

Ahmet Davutoğlu: Dünkü konuşmasına dikkat ettiniz mi?

İçeriksiz. Ruhsuz. Moralsiz. Sıkıcı.

Bir “adım” attı. Belli, “Patron”dan “azar” yedi. Geri aldı.

Görüntü: Başbakan, genel başkan değil. “Erdoğan’ın memuru”!

Bakalım: AKP seçmeni bir “memur”a oy verecek mi?

***

Hakan Fidan’ın bilançosu da kısa.

Adı AKP’nin lider adayları arasında geçiyordu.

Kendini hızlı bitirdi.

Çünkü: El öpüp nedamet getirerek “siyasetçi” olunmaz.

En fazla teknokrat olabileceği görüldü.

Vaziyeti: Kendi gücüyle yükselmeyenlerin doğal hali.

***

AKP’deki durum: Sıkışık. Geniş kesimler çare arayışında.

Krizden çıkış formülleri: Erdoğan’ı feda ederek AKP’yi kurtarmak.

Yani: “Tayyipsiz AKP.”

İçeride ve dışarıda geniş ittifakları var.

Kitlelerdeki derin Erdoğan karşıtlığını kullanıyorlar.

Çıkmazları: Geçmişe ortaklar.

***

Bir şey kesin: AKP vazosu çatlamış.

Fidan’da geri adım, sadece yapıştırmadır.

Parti içi çelişkiler yerinde duruyor.

Sükûnet geçici. Kavga sadece ertelendi.

Bu terazi bu sıkleti çekmez.

***

Türkiye’nin genel durumu.

Gezi gösterdi: Türkiye, Tayyip Erdoğan/AKP yorgunu.

Fakat Meclis’teki “siyaset” Gezi’nin gerisinde.

Türkiye’yle Erdoğan/AKP arasındaki çelişkiyi çözemiyor.

Siyaset, çözücü örgütlenmesini geliştiremezse ne olur?

Belli ki: Krizler bizi bekliyor.