HDP’nin taşıyıcı annesinin Alevi konferansı

Konferans, kongre, toplantı... 

Genellikle hafta sonlarında toplanır. 

Fırsat yaratıp gitmeye çalışırım. 

Daha çok da "öteki" mahallelere. 

Geçen hafta da öyle yaptım. 

HDK'nın "Alevi Konferansı"nı takip ettim. 

*** 

İki küçük dipnot verelim. 

HDK: Halkların Demokratik Kongresi. 

HDP'nin yani Halkların Demokratik Partisi'nin taşıyıcı annesi. 

Malûm: HDP'ye İmralı'daki müzakerelerde karar verildi. 

HDK'nın bileşenleri üzerine de kuruldu. 

*** 

Devam edelim. 

Alevi konferansını hemen yazmadım. 

Çünkü: Konu önemliydi. 

Alevilik üzerinden yürütülen "kimlik" siyasetiydi. 

Biraz ders çalışmam gerekiyordu. 

Girizgâh babından: Biraz okudum, dostlarla konuştum. 

*** 

Bu kez son sözü baştan söyleyeyim. 

Sahada açıça görülen şu: 

Sosyalizme "katkı" yapmışlar. Alevilikle eşitlemişler. 

Aradaki geçişlerde de vizeleri kaldırmışlar. 

Sözcüleri de çift kimlikli. 

Hangi mahalledeyseler: O kimlik öne çıkarılıyor. 

Bir de: "Sol fiyaka" kimseye bırakılmıyor. 

*** 

Konferansın adı Cihangir esintileri taşıyordu: 

"Alevilik: Tarih, sorun, tahayyül..." 

İstanbul'daydı. İki gün sürdü. 

Görev tanımı açıktı: HDP'nin seçim kampanyasına destek. 

Hedef kitle de belliydi: Aleviler. 

Daha çok da Kürt Alevileri. Büyük kentlerde yaşayanları. 

Amaç: Yüzde 10 barajını aşmak. 

*** 

Katılım: En yüklü olduğu bölümde 200-250 kişi. 

İkinci gün, yarısı kadar. 

Kendileri de yakındı. "Yüksek değil" diye. 

Zaten: 1 saat 15 dakika geç başladı. Sayı artsın diye. 

*** 

Salona bakıyorum 

Neredeyse kimseyle tanışmıyorum. 

HDP yönetici takımı hariç. Birkaç da aydın. 

Nedense: Fena halde deplasmandayım! 

Diyarbakır'da bile böyle hissetmezdim kendimi. 

*** 

Eski bir tanıdık. HDP'den aday adayı. Mesafeli. 

"Yazıların çok sübjektif" diyor. 

Beğenmesini beklemiyordum. 

Fakat: Eleştiri eleştiridir. Cebime koyuyorum. 

*** 

Salonda 5 resim asılı. 

Bir HDP kombinasyonu. 

Kürsünün sağında: Hz. Ali ve Hz. Hüseyin. 

Solunda: Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdal, Seyid Rıza. 

Kendilerine göre: Aleviliğin bütün damarlarına gönderme yapmışlar. 

*** 

Yine eski bir tanıdık. 

Hafif övünerek altını çiziyor: "Kandil'den yeni geldim." 

KCK Yürütme Kurulu'ndan bir isimle görüşmüş. 

"Açılım"a nasıl bakıyorlar? 

Cevabı öngördüğüm gibi: "Kandil hiçbir sonuç beklemiyor." 

Öyleyse, İmralı "açılım"da niye bu kadar ısrarlı? 

Cevabı yoruma muhtaç: "O kendi rolünü oynuyor." 

*** 

Başlamaya az kala Selahattin Demirtaş geliyor. 

Meraktayım: Vücut dili nasıl evrilmekte acaba? 

Durgun değil, sakin duruşlu. 

Hareketleri özellikle yavaşlatılmış. 

Tokalaştığı herkese birkaç saniye ayırıyor. 

Fakat tebessümü hep sabit. 

Galiba: Eşitsizlik görüntüsü vermek istemiyor. 

Birçok toplantıda gözledim onu. 

Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra bu ilk. 

İlgilisine duyurulur: Demirtaş "liderlik elbisesi"ni ciddiye alıyor artık. 

*** 

Sabahat Tuncel: HDK Eşsüzcüsü. 

Demirtaş'tan önce konuşuyor. 

"Demokratik Türkiye"nin formülünü veriyor: 

"Halkların özgürlüğü." 

"İnançların özgürlüğü." 

"Yeni kimliklerin özgürlüğü." 

Özeti: Kimliklere göre ayrışmış Türkiye. 

Küreselleşme bunu istiyor. 

*** 

Devam edeceğim.