İçimizdeki Taşnakçılar

1992 Karabağ faciasını dün gibi hatırlıyorum. Hocalı Soykırımını ve diğerlerini. Ermeni çeteciler 20 bin sivil Azerbaycanlıyı öldürmüş, 1 milyon 200 bin Azerbaycan Türkü mermi ve bomba yağmuru altında, karda kışta sürgün edilmişti.

Tekrar edeyim de geri zekalılar anlasın: 20 bin ölü, 1 milyon 200 bin sürgün.

“Türkiye’deki Taşnakçılar” geri zekalı değil. Rakamları da bilir gerçekleri de. Ama mayasında Türk düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı olduğu için Ermeni katilin koşulsuz hizmetkarıdır.

İşte yine pörtlemişler gizlendikleri kubur deliklerinden. Dünyanın gözleri önünde trajedi yaşanıyormuş da dünya görmüyormuş! Paşinyan bile trajedi demiyor, bizim hokkabazlar, efendileri çağırmadan mesaiye oturuyor!

“Trajedi” dedikleri de Azerbaycan askerinin çocuklara bisküvi vermesi, göç edenlere kumanya-su dağıtması. Biz o topraklardan göç ederken Ermeni askeri analarımızın balalarımızın üzerine gülle yağdırıyordu. Buna rağmen Azerbaycan bir tek Ermeni sivilin kılına dokunmuyor, ama bizim alçaklar “trajedide” ısrar ediyor. Tıpkı Ermeni soykırımı yalanında ısrar ettikleri gibi. İşte şuraya yazıyorum, yarın bir gün Ermeniler bu soykırım yalanından vazgeçseler içimizdeki Taşnakçılar vazgeçmeyecekler.

Bu arada Karabağ’dan giden Ermenilerin çoğu ne için gittilerini bile bilmiyor. Ekranlara taşındı, gidenler “neden gidiyorsun” sorusuna Azerbaycan Türkçesi ile “bilirim” diye yanıt veriyor. Atmış yaşlarında bir köylünün verdiği cevap ise gerçekten düşündürücü: “Hamı gidir men de giderim (herkes gidiyor ben de gidiyorum)”.

Oysa Azerbaycan devleti Ermenilere “kalın” diyor. “Azerbaycan vatandaşısınız, vatandaşlığınızı alın ve halihazırda Azerbaycan’da yaşayan binlerce Ermeni gibi siz de anayasal haklarınıza kavuşun.” Azerbaycan İçişleri Bakanlığı şu ana kadar çok sayıda vatandaşlık başvurusu aldıklarını söylüyor. 20 bin civarında Karabağ Ermenisinin Azerbaycan vatandaşlığına geçerek Karabağ’da kalacağı tahmin ediliyor.

E, hani nerede trajedi?

Bir trajedi varsa eğer o da sizin dumura uğramış beyninizde yaşanıyor.

Ne işimiz var oralarda diyen dilinizde yaşanıyor.

Kökünde Ermeni kırıntısı arayan hastalıklı psikolojinizde yaşanıyor.

FETÖ İLE MÜCADELE BU MU?

Gün geçmiyor ki FETÖ’nün akademide, sanatta, bürokraside bir sızma girişimi olmasın.

Görüntü kötü, devlet terörle mücadelede aciz kalıyormuş gibi bir intiba oluşuyor.

Bu ülkenin adı nedir? Türkiye.

Bu devletin adı nedir? Türkiye Cumhuriyeti

Bu ülkedeki tüm kurumlar, belediyeler, bakanlıklar, üniversiteler hepsi bu devlete tabi değil midir? Tabidir.

Peki o zaman nedir bu sağdan soldan pırtlayan FETÖ rezaletleri?

Suçu CHP’li siyasetçilere, HDP/PKK’lı militanlara, pembe mabatlı sanat sepet takımına atmak kolay. Sen devletsin ve asıl sorumluluk sende. İşgal girişimin üzerinden 7 yıl geçti. Başka bir devlet olsa teröristleri kökü ile beraber kazırdı. Bizde bırakın kazınmayı zombi gibi hortlayıp tepemize üşüşüyorlar. Kimi isim değiştirip kum altına yatıyor, kimini bürokrasi görevine iade ediyor. Adamlar bürokrasinin, akademinin, sanatın en üst basamaklarına doğru azimle tırmanıyor, biz Twitter’da dedikodu yapmakla yetiniyoruz!
Bunun sonucu ne olur biliyor musunuz? Bir süre sonra halk FETÖ ile mücadele etmediğinize inanmaya başlar. Ve halkın desteği giderse bu teröristler ipleri hepten eline alır. “Türkiye’de bir daha darbe olmaz” falan diye tatlı hülyalara da dalmayın, dostumuz ABD ve AB var olduğu sürece her şey olabilir.