İslamcı dörtgen: Erdoğan, Gül, Gülen ve Haşim Kılıç

Çankaya sürecinin henüz başındayız.

İslamcı cenahta bir dörtgen oluştu.

Tayyip Erdoğan. Abdullah Gül. Fethullah Gülen.

Ve de yeni aktör Haşim Kılıç.

***

AYM Başkanı Haşim Kılıç’ı biraz konuşalım.

İslamcı çevrelere sordum. Süreci yakından izleyenlere.

Önce, genel bir fotoğraf.

“Erdoğan, devletten özerk kurum bırakmadı.”

“Artık ona kimse itiraz edemiyor.”

***

Ardından, Erdoğan-Kılıç ilişkisinin mahiyeti.

“Kılıç, Erdoğan’a borçlu değil. Bu yüzden biat etmez.”

Not: Anayasa Mahkemesi üyeliğine Özal seçti (1990).

10 ay sonra da emekli oluyor. Yaş haddinden.

***

İkinci tespit:

“Kılıç doktriner bir şahsiyettir.”

“İslamcı kökten gelir. Fikirlerinin militanıdır.”

Not: Kararlarda çizgisi tutarlı oldu.

***

Üçüncü tespit:

“Milli Görüş’e yabancı değildir.”

Biliniyor: “Necip Fazıl çevresindendi.”

“İBDA-C örgütlenmesi içindeydi.”

“Akıncı Güç” diye de bilinir.

Not: Haşim Bey bu konuda iyi sınav vermedi.

İBDA-C’deki konumunu saklamaya çalıştı.

***

Dördüncü ve önemli tespit:

“Gül tekrar cumhurbaşkanı olsun diye bir derdi yok.”

“Bunun için kendini ortaya atmaz.”

Yani: 25 Nisan’da derdi başkası değildi.

Kendi hesabına meydana çıktı.

***

Beşinci tespiti bir soruya bağlayalım.

Cumhurbaşkanı olmak ister mi?

Verilen cevap: “Niye olmasın?”

“Anayasa Mahkemesi bir boşluk dolduruyor.”

“Devletteki tıkanmaların önünü açıyor.”

“Yani siyasetin yapamadığını o yapıyor.”

Görünen:

Kılıç, şansını kendisi inşa etmeye çalışıyor.

***

Kuvvetli bir tahmin:

Yüksek Mahkeme’nin karar serisi sürecek.

Erdoğan ve Genelkurmay’ın unutturduğu Balyoz dahil.

Hatta başka “sürpriz”ler de.

***

Kılıç’ın hedefi: Öteki yüzde 50’yle bağ kurmak.

Çabasının görülmesini, ödüllendirilmesini ister hali var.

Şu CHP ne kadar kolay: Kılıç’ı izlemeye aldı.

***

Kritik soru:

Kılıç ile Gül-Gülen arasında ittifak mı var?

Edindiğim izlenim.

Bir: Erdoğan karşısında ortak/genel çerçeveden söz edilebilir.

İki: Fakat Kılıç’ın çekinceleri var.

Gül ve Cemaat’e “kefil” olmuş hali yok.

Konuşmasında pek vurgulamadı.

Yargıdaki “paralel yapıyı” savunmadı.

Hatta, hafif eleştireldi.

Erdoğancı medya da bu tespiti yaptı.

***

Gül ve Cemaat’in Kılıç’a bakışı?

Doğal müttefik görüyorlar.

Zira: Erdoğan’ı zayıflatan herkes muteber.

Ama bir ayırım var.

Cemaat’in önceliği: Erdoğan olmasın.

Gül’ün tercihi: Elbette, önce can.

***

Erdoğan, yandaş medyaya yol verdi.

Fakat, Kılıç’ı şeytanlaştırma korosuna şahsen katılmadı.

Bir de sürpriz yaptı.

“Şantaj kasetleri” serisini Kılıç’a kadar uzattı.

Önce: Çankaya ve Genelkurmay Başkanı’nı işaret etti.

Şimdi de Anayasa Mahkemesi’ni.

Söyledikleri senaryo yazdıracak cinsten:

“Bugün yeni bir şey söylüyorum.”

“Anayasa Mahkemesi’ni de dinliyorlar.”

“Son zamanlarda atılan adımlar bizde bu soru işaretlerini doğuruyor.”

“Çünkü her şeyleri şantaj, her şeyleri bunların montaj.”

***

Tespit: Tepedekilerin “şantaj” kasetlerini ne kadar sık gündeme taşıyor.

Amacı: Gül, Özel ve Kılıç’ı korumak değil.

Soru: Cemaat’in kaset arşivini ele geçirdi de, “sopa” mı sallıyor?