İşte Motor, işte Uçak!
F-35 uçağında 28.000 libre itki üreten bir motor var. Art yakıcı ile 40 binlere kısa süreli çıkabiliyor. Bizim Kaan projesinin yerli motoru da TF35000 olarak isimlendirildi yani o da bir gün hazır olduğunda 35.000 librelere art yakıcı ile çıkabilecek. Bugün için elimizde yerli motorumuz TF6000 var yani 6.000 libre itki üretebiliyor. Takdir edersiniz daha gidecek epey yolumuz var. Peki size desem ki bugün ülkemizin elinde yüzlerce 35.000 libre üreten jet motorlarımız var. Kulağa fena gelmiyor değil mi? Peki neden bu motorlara uygun bir uçak tasarımı yapıp askeri ihtiyaçlarımızda kullanmıyoruz?
MOTOR PROBLEMİMİZ VAR KABUL ETMELİYİZ
Yerli savaş uçağı projelerimizde bir motor problemimiz var, doğrudur. Kaan projesine milli imkanlar ile F-35 motoru ayarında bir motor yapıp, tüm testleri geçmesi, sertifikaları alması, bunun seri üretiminin yapılması, uçaklara takılması, TSK'nın testlerini yapması, envanterine alması 10 yıl. Bizim hükümetin hayli Amerikancı ve NATO'cu olduğunu biliyoruz yani Rus ve Çin motor çözümlerine yönelmeyecekler gibi duruyor. Vaziyet çıkmaza girmiş durumda. Amerika'nın siyasi ve ekonomik şantajlarına boyun eğilecek, ABD kongresinde bütün İsrail ve Ermeni lobileri memnun edilecek, Trump'ın iş dünyasındaki arkadaşları petrol ve boru hattı işleri ile zengin edilecek ve lütuf buyurup bize motor satacaklar. Bir parti daha motor veya yedek parça gerekirse yine aynı yol izlenecek. Keyifleri kaçarsa tüm yedek parça tedariği kesilecek ve tüm filomuz yerde kalacak. Vaziyet budur. Her şey yolunda giderse 10 sene sonra elimizde yerli ve milli bir motor ve uçak olacak. Eyvallah.
ÇİFTE KULLANIM ÜRÜNLER İLE YAPTIRIMLARDAN YIRTMAK
Son 10 yılda dünya ticaretinde her sene daha fazla 'yaptırım' (ing: Sanction) ifadesini duyuyoruz. Uluslararası ticaretin en sık kullanılan terimi haline gelmiş durumda. Ona yaptırım buna yaptırım. Yaptırım listeleri... Hangi ülkelerde hani ürünlerin yaptırım listesi var? Hangi kişi ve şahıslara yaptırımlar var? Bu listeler, veri tabanları, yazılımlar, büyüdükçe büyüyor. Bu isleri çözmesi için yeni uzmanlıklar oluştu ve bunlar şirketlerde istihdam ediliyorlar. Firmalar artık ticaret yapmadan önce yaptırım kontrol yazılımları kullanıyorlar. Öngörülebilir gelecekte bu vaziyet artarak devam edecek. Bu yaptırım olaylarında askeri kullanım ürünleri esas yaptırım ve ihracat kontrolü altındaki kategori. Binlerce ürün bu askeri ürün sınıflandırmasına giriyor ve doğrudan kontrollere takılıyor.
Bir de çifte kullanımlı ürünler var ( ing: Dual-use products). Bu ürünler hem sivilde hem askeride kullanılabiliyorlar ve bunlara yaptırım uygulanması çok daha zor. Yaptırım altındaki bir çok uyanık ülke ve kurum da, askeri ürün sınıfındaki ürünlerini mümkün olduğunca çifte kullanımlı ürünler ile değiştirmeye ve ticaret kısıtlamalarından kaçmaya çalışıyor.
Konuyu bizim uçak motoru işlerine bağlayalım. Askeri uçak ve askeri motor dediğimiz anda iğneden ipliğe her şey yaptırım listelerine giriyor, elbette motor ve bileşenleri de buna dahil. Ancak bir formül bulup çifte kullanım ürünlere, misal çifte kullanım (sivilde kullanılan) motor tiplerine dönebilirsek bu ticaret kısıtlamalarından yırtıyoruz.
Gelin bir beyin fırtınası yapalım. Acaba askeri jet motoru yerine sivil jet motoru kullanımı bazı özel hallerde mümkün mü?
Kaan projemiz gayet başarılı giden, yüksek bütçeli, önemli bir askeri projedir. Hayalet özellikleri olan, yerli motorları olan beşinci nesil bir savaş uçağı 10 sene sonra ordumuzun kullanımına girecektir.. Bu proje aynen devam etmeli. Bize bir ara çözüm lazım. Türk Hava Kuvvetleri'ne en kısa zamanda bölgede hava hakimiyeti sağlayacak, yurtdışı tedariği kolayca engellenemeyecek bileşenlerden oluşan ve teknolojisine, tasarımına hakim olduğumuz bir savaş uçağı çözümü tasarlamalıyız. 2-3 sene içinde devreye alabilmeliyiz.
BU ÇÖZÜMÜN OLMAZSA OLMAZ UNSURLARI NELERDİR?
1) Çok uzun menzilli ve elektronik harp yapabilen radarları olmalı. Radarda uzun menzil demek daha çok enerji demektir. Daha çok enerji demek güçlü motor demektir. Güçlü motor demek ağırlık ve yüksek yakıt tüketimi demek. Yüksek yakıt tüketimi demek büyük yakıt yankı demektir yani büyük kanatlı, büyük bir uçak demektir.
2) Bol miktarda faydalı yük taşıyabilmelidir. Güçlü savaş başlıkları ağır olurlar. Uzun menzilli ve güçlü dron ve füzeleri taşımak için yine en kritik bileşen güçlü motor yani büyük uçaktır.
3) Zamana karşı yarıştığımızı unutmamalı ve nispeten basit ve amaca yönelik bir tasarım seçmeliyiz ve bunun için gerekli performans ödünleşmelerini cesurca yapmalıyız.
İşte bu kadar. Hayalet özelliği şart mıdır? Hayır değildir. Art-itici şart mıdır? Hayır değildir. Motorun sıcak egzost gazını soğutacak veya ısı güdümlü füzelerden saklayacak karmaşık ve performans düşürücü, ağırlık artırıcı sistemler şart değildir. Kaan projesinde bu karışık işlerle uğraşacağız ama bugün için bunlar lükstür, şart değildir. Çok hızlı uçması, çevik olması, ters takla atması şart mıdır? Hayır değildir. Muhteşem bir aerodinamiklik şart mıdır? Hayır değildir.
Zaten radarınız uzun menzilli ise ve uzun menzilli dron veya füze taşıyorsanız bunlara çok gerek yok. Düşmanı uzaktan hallediyorsunuz. Havadaki, doğru teknolojideki güçlü radarlar ile hayalet uçakları da uzaktan görmek ve hedef almak mümkündür.
ELİMİZDEKİ MOTORA GÖRE UÇAK TASARLASAK...
Motor işine dönelim. Güçlü motor mu istediniz? Elimizi korkak alıştırmayalım. Alın size Türk Hava Yolları’mızın yolcu uçaklarının 35bin libre itki üreten motoru. En güçlü radarı çalıştırır, tonlarca faydalı yük, dronlar, mühimmatlar taşır ve tek motor ile binlerce kilometre menzil sağlar. Bize 'Maşallah, üstü kalsın' demek düşer. F-35'in motorunun 28bin libre itki ürettiğini hatırlatalım. ( Art yakıcı ile artıyor ama art yakıcı zaten çok kısa çalıştırılır, yakıtı hemen bitirir ve motoru haşat eder.)
Yukarıda hava kuvvetlerinin acil ihtiyacından başladık ve bu ihtiyaç bizi güçlü motoru olan büyükçe bir uçak çözümüne yöneltti. Gelin tersten gidelim. Elimizde THY'nin ( veya Pegasus'un) 35bin libre üreten CFM LEAP-1A motorlarından (başka marka/modeller de var) bolca var. Bu motoru kullanarak, askeri bir uçak üretmek istesek nasıl bir tasarım yapmamız gerekir?
Dünyada yangın kabul görmüş sivil havacılık mevzuatına göre jet motorları sivil uçaklara tekli takılamıyor. Askeri kullanımda ise genelde jet motorlar tekli kullanılıyor. Bize tek bir CFM motoru yeterli malum askeri tasarım yapıyoruz. Jet uçaklarında tek motor kullanıldığında simetri bozulmasın diye bunu genelde arka kanat civarına ortalayıp takıyorlar veya askeri uygulamada gövde içine gömüyorlar. Biz kolayını seçelim, kuyruğa takalım. Ağır motoru arka kuyruk üzerinde olabilmesi için gövdeyi uzatıp ağırlık merkezini öne doğru dengelememiz lazım ve motoru güçlü şekilde gövdeye bağlamamız gerekli. Yani oluşacak uçak, standart savaş uçağı boyutlarından büyük olacaktır, belki iki katı, belki üç katı boyu olacaktır.
Ben yapay zekaya, CFM LEAP 1A motorlarından bir adet kullanarak, tek jet motorlu Piper Jet Altaire modelini esas alan bir tasarım yaptırdım, resimde görebilirsiniz. Ölçek için F-35'i de bizim uçağın yanına ekledim. Yapay zeka ile tam anlaşamadık bu kadar oldu. Elbette boyutlar, ağırlık merkezi filan ince ayar yapma imkanı yok, bundan sonrası daha ciddi çalışmaya giriyor. Bu motor kuyrukta kullanılabilir mi? Uçuş ve iniş kalkış hızlarında ağırlık merkezi dinamikleri bu tasarımda sağlanabilir mi? Tam güçte motor kuyruğu koparıp gider mi? Motor gövde içine mi alınmalı? Bunlar detaylı çalışılması gereken konular. Ben bu tasarımın doğru tasarım olduğunu iddia edemem, fikir vermesi için yapay zekaya oluşturdum. Ama THY'nin sivil yolcu uçağı motorlarının uygun modellerinin kullanılarak, sıfır veya az bir uyarlama ile, TSK'nın acil ve temel havacılık ihtiyaçlarına uygun bir çözümün tasarlanıp hızla devreye alınabileceği tezini savunabilirim.
MOTOR İÇERDE Mİ DIŞARIDA MI?
Askeri uçaklarda motor gövde içinde olur. Bunun temel sebebi aerodinamik kazanç ve yüksek hızlardaki stabilite ve titreşim kazançları olabilir. Yüksek ivmelenmelerde motor alıp başını gitmez. Getirdiği karmaşıklık ise önemli bir eksi. Motorun dışarıda olmasınınsa önemli avantajları var. En büyük avantaj standart motoru modifiye etmeden kolayca takabilmek. Benzer ölçülerde başka marka motorları da gerektiğinde küçük ayarlamalar ile takabilmek. Bakım ve sök/tak kolaylıkları. Motoru gövde içine koymayınca gövde içinde bir çok amaç ile kullanılabilecek büyük miktarda yer oluşuyor. İster yakıt tankı ekle, ister gövde içi uzun ve ağır füzeler koy, ister personel taşı. Bizim özel durumumuzda, elimizde hazır motor var ve bunu kullanabilmek için motoru dışarıda tutabilmek tüm eksilere rağmen kanımca daha uygun. Bu yüzden resimde kuyruk bölgesine bu büyük motoru yerleştirdim. Yapay zeka bu modeli tasarlarken kuyruktan tek jet motorlu sivil jet uçağı olan 'Piper Jet Altaire' modelini esas aldı.
TEK MOTOR YETERLİ
Neden tek motor kullanıyoruz da çift motor kullanmıyoruz? Çünkü bahsettiğimiz yolcu uçağı motorları zaten fazlasıyla gerekli gücü üretmektedir ayrıca çok da pahalıdırlar. Çift motor kullanacak olsak zaten yolcu uçağının kendisini askeri uçak olarka modifiye edebiliriz. Elbette iki motor daha güvenlidir ancak bahsettiığmız güvenlik seviyesi zaten askeri tek motorlu uçakların üzerindedir çünkü bu motorlar askeri motorlardan daha güvenlidir. Ayrıca çift motorlu uçak, güç/ağırlık performansını olumsuz etkiler. En kötü durumda zaten tüm savaş uçaklarında olduğu gibi pilot düğmeye basacak ve uçaktan koltuk ile atlayabilecektir. THY motor bakımlarını 10 numara yapıyor, bu konuda içimiz rahat olabilir.
ABD'NİN İPİYLE KUYUYA İNMEK!
Bahsettiğimiz ölçeğe dikkat edelim. Bize üç beş tane F-16 motoru satsınlar da prototip çalıştıralım diye senelerdir çırpınıyoruz. THY'nin elinde 500 civarı yolcu uçağı var. her uçakta iki motordan 1000 tane canavar gibi jet motoru eder. Yedekler, bakımdakileri de eklesek 1200 motor. Pegasus'un motorlarını da eklesek belki 1500'e ulaşacağız. Akıllı bir askeri uçak tasarımı ile bu motor tiplerinin bir kısmını kullanabilecek çözümleri bizim mühendislik ekiplerinin üretmesi gayet mümkündür. Bu konuda Türkiye'ye barış zamanı ambargo uygulamak ise pek mümkün olmaz çünkü bu motorların ömürleri var, bakımları, değişimleri yapılıyor. Sivil havacılıktaki bu çalışan sistemden gerektiği kadar motor tedariğinin açık veya gizli olarak askeri ihtiyaçlar için sağlanması gayet mümkündür.
İŞLETME MASRAFLARINDA BÜYÜK AVANTAJ!
Gelin biraz da maliyet tarafını konuşalım. Bu motorların yenisi, tipine göre 10-15 milyon dolar civarında. 5 milyona olan farklı markaların farklı güç sınıflarındaki modelleri de var. 10 milyona bu motoru alırsak, 10 milyon da uçağın gövdesi ve temel aviyonikler desek 20 milyon dolara bu uçak üretilebilir. İkinci el piyasasında ise fırsatlar limitsiz.
Satın alma maliyetinden daha önemli bir diğer konu ise motorların bakım maliyetleri. Yolcu uçaklarının ömürleri savaş uçağı motorlarından çok daha uzun. Bakım ihtiyaç ve sıklıkları daha az. Bozulma ihtimalleri defalarca daha düşük. Bizim yolcu uçaklarımızın bakımları ve motor ile ilgili her türlü değişim vs. zaten Türkiye'de THY'nin bakım şirketi olan 'Turkish Technic' de yerli uzmanlarımız tarafından yoğun, kaliteli ve nispeten ucuz şekilde yapılıyor.
Uzun sözün kısası, önerdiğimiz özelliklerde bir savaş uçağının hem üretim ama özellikle işletme ve bakım maliyetleri yabancı uçaklar ile karşılaştırılamayacak derecede düşük olacaktır.
FİLİSTİN'E UZANABİLMEK
Bugün Adana'dan bir F-16 kaldırıp, cephane yüklü şekilde Filistin üzerinde iki tur attırabilir miyiz? Hayır, çünkü menzil yetmez. Yakıt deposu eklesek silah takacak kilo limiti kalmaz. Bahsettiğimiz uçağın ise 35 bin libre motor ve geniş gövdesi ile böyle menzil, cephane boyutu, ağırlığı gibi dertleri olmayacaktır. İster kanat altına tak ister gövde içine koy, yerimiz bol. Hayalet uçak olmak, radardan kaçmak gibi bir derdimiz yok, bizim uçağımızın malı ortada. Radar ve güdümlü füzeler ile güçlü motorun beslediği radarlar, elektronik karıştırma ve gövde içi dronlar ile savaşacak.
F-35'E KARŞI ŞANSI VAR MI?
Peki böyle bir uçağın modern savaş ortamında F-35 gibi uçaklara karşı şansı var mıdır? Şahsi görüşüm evet vardır. Malum artık it dalaşı devri kapandı. Dönem güçlü radar ve uzun menzilli füze dönemi. Kimin radarı ve füzesi daha gelişmiş ise hava üstünlüğünü o kurar. Önerdiğimiz uçak ise bu özellikler için gerekli platformu ve F-35'den daha güçlü motor gücünü sunuyor. Bundan sonrası Aselsan mühendislerinin radar teknolojisindeki becerisine kalıyor. Özel bazı durumlarda radar teknolojimiz yetersiz olsa dahi bölgedeki yer ve hava araçlarının radar kapsama ve verilerini kullanarak yine de hava üstünlüğü sağlamak mümkün olabilir.
Bugün itibariyle F-35'in motorları da iyileştiriliyor. F135 kodlu motorları üreten Pratt Whitney ekipleri, motorun çekirdeğini yükseltmeye çalışıyor ve asıl amaçları motorun daha yüksek elektrik gücü sağlayabilmesi. Böylece yeni gelmekte olan yeni tip silahlar, daha güçlü radarlar ve uçakların füzelere karşı savunmasında kullanılması öngörülen bazı lazer silahlarının kullanılabilmesini amaçlıyorlar. Dikkatinizi çekmek isterim. Amaçları uçağın daha hızlı gitmesi veya daha çevik hale gelmesi değil. Her damla yakıttan daha çok elektrik üretebilmek. Yani yanma odasındaki sıcaklığı aynı hacimde daha da artırma peşindeler ve tam olarak bu geliştirme, teknoloji ve malzeme biliminin limitlerini zorlayarak yapılmakta.
NEREDE VE KİM YAPABİLİR?
Böyle bir projeyi bizden kim yapabilir? Elbette milli askeri uçak firmamız TUSAŞ bu işi halledebilir ancak zaten işleri başlarından aşkın vaziyette. Belki TUSAŞ'a daha fazla yüklenmeden bu iş için farklı bir kurumsal yapı tasarlayabiliriz.
Benim önerim, eski Atatürk havalimanında yani Florya'daki THY Technic'in bakım hangarlarının yanında bu işe bir hangar tahsis edelim. Hem merkezi yer, ulaşımı kolay, yetişmiş mühendisleri buraya kolayca getirebiliriz. Uçak tasarımı, test, rüzgar tüneli, bazı özel tasarım yazılımları vs. konularında elbette TUSAŞ tesislerinden faydalanmak gerekecektir. Diğer bir konu ise bu konularda tecrübeli ve derhal ürün üretebilecek mühendisleri Ankara'daki mevcut askeri teknoloji kurumlarından çekmeden bulabilmek. Bunun için ise belki Aselsan, TUSAŞ, Roketsan gibi kurumlarımızdan geçtiğimiz senelerde çeşitli sebepler ile küsüp ayrılan mühendislerimize teklif götürülebilir. Elbette FETO çuleri, yüz kızartıcı suçtan atılanları almayacağız ama biliyoruz ki çok sayıda parlak mühendis farklı sebeplerden de kaybedildi. Yurtiçinde başka firmalara veya yurtdışına gidenler oldu. Detaylarına girmeyelim. Bu arkadaşlar daha serbest bir çalışma ortamı içinde, fazla bürokrasiye ve hiyerarşiye boğulmadan, şirkete küçük hissedar olma opsiyonları da verilerek bu projeye çekilebilirler. Elbette ana hissedar en az 51% ile Devlet olacak. Belki OYAK, THY, Pegasus, Baykar gibi şirketler de projeye sermaye koyabilirler. Bu arkadaşlara 'al sana motor, buna uygun askeri uçak platformunu 1 sene içinde tasarla ve prototipi üret' demeliyiz.
Konum olarak bir diğer alternatif ise Çorlu'da Baykar'ın da kullandığı havalimanı bölgesinde bir hangar tahsisi olabilir. Böylece o bölgede bir havacılık kümelenmesi de oluşmuş olur.
KAVERİ MOTORUNDAN DERS ÇIKARTMAK
Hindistan 1990'lardan beri Kaveri olarak isimlendirdiği jet motoru projesi üzerine çalışıyor. amaçları bu motoru milli savaş uçakları Tejas'larda kullanmak idi. 1996'da motor ilk defa çalıştırıldı. Prototipler ürettiler filan ve motor 75kN itkiye ulaştı. Ancak 90 kN hedeflenmişti ve bu sebep ile Tejas'larda Amerikan F404 motoruna döndüler. Daha sonra Fransız Safran firmasıyla teknoloji işbirliğine gittiler. Fransızlar bunlara bu işin böyle olmayacağını izah etti ve Kaveri 2 projesi başlatıldı. Proje halen devam ediyor. İlk proje havacılık çevrelerinde genel olarak başarısızlık olarak değerlendiriliyor ancak Kaveri 2 fena gitmiyor ve yakın zamanda başarılı olacak gibi görünüyor. Elbette Hintli mühendislerin aptallığından olmadı bu gecikme durumları. Hindistan politik olarak istikrarlı bir ülke değil. Değişen hükümetlerin Rusya ve ABD ile farklı ilişkileri oluyor ve askeri projeler kesintiye ve dönüşüme uğruyor. Bizde de bir gün hükümet değiştiğinde, artan ekonomik sorunlar bahane edilerek milli savunma projelerinin ne kadar arkasında durulacak göreceğiz. Biz mühendislerimize, milletimize güveniyoruz ama politika yapıcıların cambazlıklarını da gözlemliyoruz. Sonuç olarak bugün gelişmiş sivil havacılık şirketlerimizin elinde güçlü ticari motorlar vardır ve bu motorlardan bazı askeri tasarımları her türlü yabancı güç odaklarının itirazına rağmen yapabilmeliyiz. İzin istersek elbette izin alamayız, yol haritamız bellidir.
SONUÇ
Bu yazıda önerdiğimiz çözüm Kaan savaş uçağına bir alternatif değildir. Kaan 100 milyon USD civarındaki beşinci nesil savaş uçakları liginde bir uçak olacaktır. Bizim önerdiğimiz 20 milyon dolarlar seviyesinde, belki B planı diyebileceğimiz maliyet etkin bir çözümdür. Yine motoru yerli değildir ama her an elimizde yüzlercesi montaja hazırdır. Ambargo durumunda tedariği çok daha kolaydır. İkinci eli ve yedek parçaları bol miktarda her piyasada bulunur. ABD yarın isterse bizim F-16'larımız, Hürjetlerimiz ve ilk nesil ( 10 sene kadar) Kaan uçaklarımız uçamazlar çünkü Amerikan motorlarının yedek parçaları temin edilemeyecektir. Ama bu önerdiğimiz uçak uçabilecektir, uzun menzile gidip sürü dronları, füzeleri düşmanın üzerine bırakabilecektir. İçinde bulunduğumuz durum, bazı ölçülü riskleri almamızı gerektirmektedir.
Mühendis gözüyle bakarsak da keyifli bir mühendislik projesi olacağı ve yüzlerce mühendisimize faydalı, milli bir amaç yolunda iş imkanı sağlayacağı da açıktır. Bize seksen tane 'neden olamayacağını açıklayan uzman' değil, bir tane nasıl olabileceğini açıklayan mühendis gereklidir.