Ne kadar dolar o kadar Sünnilik!
Bir süre önceydi.
Muhafazakâr bir aydınla sohbetteyiz.
Aynı zamanda yüksek bürokrat.
Konu: Türkiye ve Ortadoğu’daki sıcak gelişmeler.
Alt başlık: AKP’nin Suriye politikası.
Tespitimiz ortak: “Türkiye çıkmaza girdi. Felekate gidiyoruz.”
Çare: Bir biçimde Suriye politikasının değişmesi.
***
Soruyorum: AKP hükümetteyken politika değiştirmek mümkün mü?
Muhatabımın cevabı: “Dolara bağlı.”
“Nasıl”ını da anlattı.
“Ekonominin çarkları çok zor dönüyor. Sürekli sıcak para lazım.”
“Tayyip Erdoğan bir tek dolar getirene kulak verir.”
Yani: Bir tür “parayı veren düdüğü çalar” misali.
Formülü de vardı:
“5-6 büyük Arap sermayedâr var. Türkiye’yle iş yapan.”
“Çoğu Mısırlı. Biri de Suriye kökenli.”
“Türkiye’nin Mısır ve Suriye’yle ilişkilerinin bozulmasından rahatsızlar.”
“Bunlar harekete geçirilirse Tayyip Bey’i etkileyebilirler.”
***
Söyledikleri ne kadar “gerçek”, bilmiyorum.
Fakat bir tespiti hayli “gerçekçi”: O da “dolar etkisi”.
Geçen haftanın iki olayı bunu teyid etti.
Erdoğan Riyad’ta, Davutoğlu New York’taydı.
İkisi de “dolar seferi”ndeydi.
Tam da seçim öncesinde denklem şöyle:
Bir: Ekonomide kriz alametleri çoğalıyor.
İki: Dolar bulamazsa AKP ayakta kalamaz.
***
Birkaç alamet.
Yılbaşından beri TL’nin kaybı: Yüzde 15.
Ocak ayı ihracatı: Yüzde 9.8 geriledi.
Ocak ayı sanayi üretimi: Yüzde 2.2 düştü.
Enflasyon ve işsizlik: TÜİK’in hormonlu verilerine rağmen artıyor.
Gıda enflasyonu: Yüzde 14. “Beş yılın zirvesi” (Milliyet, 3 Mart 2015).
12 ayda ödenmesi gereken dış borç: 183 milyar dolar.
Bunun 160 milyar doları özel kesimin. Üçte ikisi de yine özel bankaların sırtında.
Dolardaki artışın özel sektöre getirdiği ek borç yükü: 50 milyar TL.
Bir tespit: Yaygın görüş, dolardaki yükseliş sürecek.
Yani özel sektörün borç yüküyle birlikte.
Bir de soru: Amerikan Citigroup, Akbank’taki hisselerini niye zararına satıp çıktı?
***
(Ara not: Yukarıdaki alametlerden ikisi önemli.
Gıda enflasyonu yüzde 100 daha yüksek.
Sanayide gerileme başladı.
Siyasetin demir kanunu: Türkiye’de seçmen tercihi ekonomiyle değişiyor.
Unutmayalım: AKP oyları bir tek 2009’da geriledi. Yüzde 47’den 38’e indi.
Sebep: Ekonomi küçülmüştü.)
***
Ekonomist Nazif Ekzen yine uyarıyor.
“Türkiye Başbakanının uluslararası finans kuruluşları ile ‘masaya oturması’ tedirgin edici.”
Soruyor: “Yoksa Türkiye, geçen 70 yılda 5 kez yaşadığımızın benzerini tekrarlayarak, bir kez daha ‘IMF’nin kapısına giden yolda’ mı?” (9 Mart 2015, Odatv).
***
Erdoğan’ın Riyad gezisi de aynı sepette.
İsrail’in Haaretz gazetesinin yorumu:
Türkiye-Mısır-Suudi Arabistan ittifakı görüşüldü (9 Mart ajanslar).
Manzara: Bir Sünni eksen kurulmak isteniyor. İran ve Şiilik karşıtı.
İttifakın ön şartı: Mısır Devlet Başkanı Sisi ile Erdoğan’ın barışması.
Malum: Bizimki İhvan aşkına Mısır’la bütün köprüleri attı.
Soru şu: Erdoğan döner mi? O kadar “söz”den sonra.
Öyle anlaşılıyor ki: Doların dediği olacak!
Zira: AKP’nin Arap petrodolarına ihtiyacı acil.
Özeti: Ver doları, al Sünniliği.
Ya da: Ne kadar dolar, o kadar Sünnilik.
Cumhuriyet Türkiye’sine mezhepçilik yaptıracaklar yani.
Öyle olursa: AKP sadece çıkmazını derinleştirir.