O kahveyi yudumlarken bardağınıza bir göz atın ve beni anın

Hani bizim bazı gençler var ya... Sabahları rastladığımız... Aslında “bizim” demem yanlış oldu, bize pek benzemiyorlar. ABD dizilerinden fırlama gibiler.
Ellerinde o iğrenç karton bardaklar.
İçinde o iğrenç kahve bozuntuları.
Yudumlayarak salına salına işlerine ya da okullarına gidiyorlar.
Üstelik aç karnına içiyorlar o kahverengi suyu. Sokakta yürürken kahve mi içilir. Bir hatır yapacaksın oysa kırk yıl sürecek. Karşılıklı diz dize sohbeti tatlı mı tatlı. Dertler paylaşmacı. Severek mi içiyorlar ondan da şüpheliyim. Damağımız o Mehmet Efendi‘nin kavurduğu mis gibi kokuya alışık...
Bizim sağlıklı domates peynir zeytin ekmek kahvaltımız dururken kahve suyunun suyu ne alaka??...
Dört parmak ayrı, baş parmak ayrı sarılıp şöyle bir tuttukları, neredeyse göğüslerine bastırırcasına bütünleştikleri o karton bardak var ya... (o tutuş tarzı da neyin nesiyse artık, belli ki bir havası var anlamadığımız...)

İşte o bardağın üzerinde bir markanın simgesi var.
Bakın onu biliyorum ve de anlıyorum!
Kahve markasının yaratıcısı demiş ki “Eğer o fincan kahvede siren çalıyorsa muhteşem olacaktır!”
Siren nedir?
Sirenler (Yunanca Σειρήνες veya Acheloides) Yunan mitolojisinde yarı kadın formunda deniz iblisleri. Sirenlerin, denizkızlarından farklı olarak iki kuyruğu var. Efsaneye göre Sirenum Scopuli denilen etrafı sarp kayalıklarla çevrili bir adada yaşarlarmış.
Denizcileri söyledikleri şarkıların güzelliğiyle büyülüyorlar. Kendilerinden geçen kurbanlarını kayalıklara doğru sürüklüyor ve teknelerini batırıyorlar. Sonra da denize düşenleri parçalayıp yiyorlarmış...
İnsan neden kahve markası olarak böyle bir şey seçer ki...
Sirenlerin gazabından bir tek Truva Savaşı'ndan dönen Kral Odysseus ve askerleri kurtulmuş. Çünkü Tanrıça Kirke'nin şu sözlerini sözünü dinlemiş...

“Kim yaklaşırsa bilmeden ve dinlerse sirenleri, yandı, bir daha evinde onu ne karısı karşılar ne çocukları.
Durma orada yürü, arkadaşlarının da tıka kulaklarını,
Tatlı balmumuyla tıka ki, sirenlerin sesini duymasınlar.
İstersen dinle sen, ama bağlasınlar ayakta seni,
Hızlı geminin içinde iplerle bağlasınlar orta direğe,
Ondan sonra dinle sirenleri doya doya.
Ama dostlarına yalvarır da, dersen ki iplerimi çözün,
Bağlasınlar onlar senin bağlarını bir kat daha sıkı”
Odysseus, kendisini geminin direğine bağlatır. Gemideki tayfanın kulaklarını balmumu ile tıkar.
Siren Kayalıklarının yakınlarından geçerken, Odysseus o güzel ezgileri duyar:
“Gel buraya dillere destan Odysseus, Akhalıların şanı şerefi,
durdur gemini de duy bizim sesimizi.
Hiçbir gemi buradan geçemedi,
durup dinlemeden tatlı ezgimizi.
Dinlerler doya doya bizi.
Biliriz biz Troya’da olup bitenleri,
daha çok şey öğrenip öyle sürün geminizi.”
Odysseus da büyülenir çözsünler diye kürek çeken askerlerine işaret eder ama kulakları tıkalı olduğu için onu duymaz görmezler... ölümden kurtulurlar.
...
Bilin, istedim.

RUSYA'DAN TÜRKİYE'YE ÖZEL UÇUŞLAR

Rusya’nın bayraktaşıyıcı milli havayolu şirketi Aeroflot Grubu, Soçi’den Türkiye, Ermenistan, Mısır, İsrail, Kazakistan Özbekistan’a doğrudan düzenli uçuşlar düzenleyeceğini açıkladı. Bilet satışları 25 Mart'ta başladı.
Aeroflot’a bağlı Rossiya şirketinin Superjet SSJ-100 uçakları Soçi’den 17 yönde uçacak. Erivan, Kahire, Tel Aviv Almata ve Nur-Sultan'a haftada her gün; Aktau, Aktöbe ve Atyrau'ya haftada iki kez.
Türkiye diğerlerine göre çok ayrıcalıklı. Haftada Antalya’ya 14, Bodrum’a 3, Dalaman’a 2, İstanbul’a 19 olmak üzere toplam 38 uçuş düzenlenecek. Uçuşlar Antalya ve İstanbul’a 7 Nisan, Bodrum ve Dalaman’a 22 Nisan’da başlıyor.
Bunu da turizmciler adına, hatta o kapıdan ekmek yiyen milyonlar adına hükümet bilsin istedim.
Fırsat diyoruz.
Ekonomimiz için çözümler arıyoruz.
Neden tepelim.

CHP BAŞKANI BOP EŞ-BAŞKANI OLMAYA ADAY

AK Parti gitsin de kim gelirse gelsin diyorlardı...
Farkında mısınız...
Bir açık açık BOP eş başkanıyım demediği kaldı.
Açılımdan giriyor, FETÖ'den çıkıyor, Furkan tarikat istasyonunda duruyor...
Rota aynı merkezden çizildiği için yaratıcılık yok!
Kaptan aynı kaptan. Pentagon.
Bu kez Biden tayfası!
Ne olacak şimdi!
Ya gelirse.
Boşuna telaşlanmayın ge-le-mez!
Güvencesi biziz.
Türk milleti izin vermez!!
Vermedik.
Vermeyiz!

AB ÜLKELERİNİN ENERJİ SORUNU VE TÜRKİYE'NİN FIRSATLARI YENİ UFUKLAR'DA

Yeni Ufuklar'da bu hafta Avrupa, enerji ve jeopolitik kutuplaşma tartışılacak.
Dünya yeni bir tarihi dönemecin eşiğinde. Çok kutupluya geçişin doğumunu izliyoruz.
Enerji ve jeopolitika yeniden gündemin tepesine oturuyor. Rusya-Ukrayna sorunu AB, Rusya ve Çin ilişkilerini nasıl etkileyecek? Ekonomide, siyasette, toplumsal yaşamda, dış politika ve güvenlikte yansımaları ne olabilir? Önümüzdeki beş yılda hangi değişikliklere gebeyiz?
Çözüm seçenekleri nedir? Yapısal değişiklikler yapılabilir mi? Zamanlama bir sorun yaratır mı? Bu değişiklik ve dönüşümler ışığında Türkiye'nin önündeki fırsatlar ve riskler nedir? Türk hükümeti ve iş dünyası bu kritik dönemeçte nasıl hareket etmeli? Uluslararası enerji, diplomasi ve yatırım uzmanı Londra Enerji Kulübü Başkanı E. diplomat Mehmet Öğütçü bu hafta Yeni Ufuklar'ın konuğu.
Bekliyoruz.
27 Mart Pazar, saat 20.00'de Ulusal Kanal'dayız.