Sudan, Mali ve Nijerya'ya ufak dokunuş önerileri
Son birkaç haftada Afrika'da bozguncu faaliyetler oluyor. Mali'de eşkıyalar petrol taşıyan tankerleri yakıyorlar. Sudan'da etnik ve kabile savaşları dışarıdan körükleniyor. Nijerya'da ise Müslüman ve Hristiyan nüfus birbirine düşürülmek isteniyor, bölücülük kaşınıyor ve Trump'tan tehditler yağıyor.
Bu gelişmelerin hepsi Türkiye'nin ve Afrika'nın aleyhine gelişmeler.
Bu bölgelerdeki gelişmeler karşısında gelin, Hariciyemizin değerlendirmesi için öneriler sunalım.
KALEKOL
1. Bizdeki şu kalekol sistemi rüştünü ispat etti. Bu sistemi belki Mali, Sudan, Somali gibi ülkelere de önerebiliriz. Misal, Mali'de bunlardan birkaç adet yol boyunca kursalardı petrol ikmali konusunda terör sorunu yaşamazlardı. Afrika'da ilgili bölgenin coğrafyasına uygun; içinde dronu, güneş paneli, telekom anteni, uydu bağlantısı, heliportu olan kalekolların kurulmasının zamanı gelmiş olabilir.
2. Mali son saldırılarda çok sayıda petrol tankeri kaybetti. Türkiye bu ürünleri üretiyor zaten. Bizim A400'ler 37 ton taşıyorlar; belki biraz sök-tak yapıp tonajı ayarlayarak havadan ilgili petrol tankerleri Mali'ye ulaştırılabilir. Kalekollar hazır olana kadar Otokar'ın Akrep-2 tipi savunma araçları veya BMC'nin Kirpi araçları ile ilgili tanker konvoylarının güvenliği sağlanabilir. Toyota Hilux monteli silah sistemleri de Afrika ortamında hayli aranan sistemler.
SAHEL BİRLİĞİ DESTEKLENMELİ
3. 2023'te Mali, Burkina Faso ve Nijer "Sahel Birliği" isimli bir birlik kurdular ve bu birlik savunma işbirliğini de içeriyor. Bu tayfa, Afrika'da sömürgeciliğine karşı çıkıyor; emperyal ülkelere karakterli politikalar ile kafa tutuyorlar. Türkiye tüm gücü ile bu birliği desteklemeli. Afrika'nın birleşmesi için de bu projenin başarısı önemli olacak. Mali'deki son saldırılar, bu birliği bozmak için en zayıf halkadan yapılmış bir karizma çizme operasyonu.
SUDAN İÇİN ARABULUCULUK
4. Sudan'da Cancavit milisleri ve hükümet güçleri arasında çatışmalar sürüyor. Konu çok boyutlu; etnik, kültürel, aidiyet ilintili yönleri de var. Kim haklı kim haksız olayına bu yazıda girmeyelim — herkes kendince haklı. Türkiye'nin yapması gereken, askeri tedbirlerden önce diplomatik ağırlığını koyması ve tarafları önce ateşkese sonra kalıcı barışa doğru yaklaştırmasıdır. Sudan'ın güneyi zaten emperyalist ayak oyunları ile kopartılmıştı; kalan kısım daha da küçülmemeli. Etnik bölücülüğün sonu yok. Afrika'da bölücülüğü değil, bütünleşmeyi, barışı, Pan-Afrikanizm felsefesini desteklemeliyiz. Sudan'da kademeli şekilde "tek devlet, tek ordu" yolu açılmalıdır ve bozguncu dış müdahaleler azaltılmalıdır. Afrika Birliği ile ortak hareket edilmelidir.
NİJERYA'DA BÖLÜNMEYE GEÇİT YOK
5. Nijerya'da, koloni döneminin Afrika karakteristiği olarak sahillerde Hristiyan, iç kesimlerde Müslüman halk durumu var. Bozguncu unsurlar, Nijerya'yı bölmek; sahil kısımlarını ve petrol sahalarını elinde tutan (azınlık) Hristiyan nüfus ile ayrı devlet, kuzeyde denize çıkışı olmayan, fakir ve kalabalık bir Müslüman devlet yaratmak isteyeceklerdir. Buna izin verilmemelidir. Nijerya'nın istikrarı ve birliği korunmalıdır. Nijerya konusundaki Trump'ın çıkışı açıkçası beni şaşırttı. Çünkü Nijerya geleneksel olarak İngiltere'nin dolaylı kontrolündedir. Eski İngiliz sömürgesi bir ülke. ABD'nin Nijerya'yı tehdit etmesi aslında İngiltere'ye de bir mesaj ve sopa gösterme niteliğindedir. Mevcut konjonktürde, Nijerya konusunda Trump yönetimi ve İngiltere'nin aynı çizgide olabilmesi mümkün değil. Daha geçen sene Nijerya ve Birleşik Krallık ilişkilerini "Stratejik Ortaklık" seviyesine yükselttiler; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Nijerya'nın başkanı zaten küreselci çevrelerin önemli merkezlerinden Chicago'da üniversite okumuş ve ilintili küreselci finans kurumlarında yetiştirilmiş ve politik görevine hazırlanmış birisi. Trump neden durduk yerde Nijerya'yı hedef alıyor?
6. Nijerya konusunda durum ne yöne evrilecek kestirmek kolay değil ama Nijerya 230 milyon nüfusu ile açık ara Afrika'nın en önemli ülkesi. Türkiye, Nijerya'da varlığını her yönden artırmalı; Nijerya'ya daha çok yatırım yapılmalıdır. Diplomatik temsilciliklerimiz büyütülmeli, imkânları artırılmalı ve Nijerya ile askeri iş birlikleri artırılmalıdır. Ülke birliği, bütünlüğü desteklenmelidir. Ülke büyük bir petrol/gaz üreticisidir ve bu kaynaklar daha çok Hristiyan ağırlığı olan güney bölümündedir. Sudan'ın bölünmesinde de benzer bir durum vardı. Hristiyan nüfus güneydeydi, azınlık halindeydiler; petrol üretimi de güneydeydi ve güneyi Sudan'dan kopardılar. Şimdi Güney Sudan Hristiyan çoğunluklu olan petrol üreticisi ülke oldu. Nijerya'da bu senaryoya izin verilmemelidir.
GÜNEY SUDAN
7. Güney Sudan ile de Türkiye ilişkilerini artırmalıdır. Güney Sudan pek haber yapılmamaktadır ancak orada da işler beklenildiği gibi iyi gitmedi. Belki halk eski birlik dönemini arıyordur veya bir süre sonra, Sudan'daki bozguncu planlar bozulduğunda aramaya başlayabilir. Türkiye, Güney Sudan'ın, Sudan ile iyi ilişkiler kurması ve zaman içinde belki tekrar birleşmesi konusunda saha çalışmaları yapabilir.
8. Afrika'da Müslüman olan bazı ülkelerde, etnik olarak veya kültürel olarak Arap olan kesim ile Arap olmayan, daha siyahi olan ama Müslüman olan yerel halklar arasında da uyumsuzluk ve hatta çatışma olabilmektedir. Sudan'daki çatışmada bu faktör de vardır. Türkiye'nin Afrika politikalarında Mısır ve Cezayir ile çıkarları büyük oranda örtüşmektedir ancak 'Araplaştırma' felsefesini isteyerek veya istemeden Türkiye kimseye dayatmamalıdır. O konu Türkiye'nin işi olmamalıdır.
Yolcu uçağı motorundan Afrika'ya elektrik
9. Yolcu uçaklarının motorları sık sık değiştirir ve eski motorlar satılır. Bu eski motorlar teknik bir uyarlama sonucu güçlü elektrik jeneratörü hâline gelebilmekteler. "Aeroderivatif gaz türbini" deniyor bunlara ve bu işi yapan büyük mühendislik firmaları var. THY ve Pegasus'un eski motorlarını kaça sattıklarının geriye yönelik araştırılması uygun olur. Bu motorları görevlendirilecek bir milli firmamızın satın alması, dönüştürmesi, yerli üreticimizden alınacak alternatör ile birleştirmesi ve Afrika ülkeleri, Suriye gibi belirli bölgelerde elektrik üretiminde kullanması uygun olabilir. Zaman içinde TUSAŞ'ın gaz türbini üretecek bir bağlı ortaklığının kurulması da uygun olabilir. Elektrik üretimi, dağıtımı konusu ve ilgili tüm ekipmanlara talep görünür gelecekte dünya genelinde artmaya devam edecek.
ESKİ TELEKOM ANTENLERİ AFRİKA'YA
10. Türkiye GSM teknolojilerinde 5G antenlere geçmekte. Eski tip antenlerin bir kısmı bu dönüşüm sürecinde muhtemelen sökülecek ve belki de düşük bedellerle yurt dışına satılacak veya hurda olacaklar. Bu eski tip telekom antenlerinin Afrika'da belirli bölgelere kurulması uygun olabilir. Afrika'da birçok ülke, telekom teknolojilerinde bir veya iki nesil geriden teknolojiyi takip etmekteler. Somali, Mali, Burkina Faso, Sudan gibi ülkelere bu konuda ekipman ve mühendislik desteği vermek uygun olabilir. Afrika'ya bu antenler kurulurken, elektrik şebekesi sorunları nedeniyle güneş paneli ile beraber kurulması daha uygun olur.
LİMANCILIK
11. BAE, bazı Afrika ülkelerini ticari olarak kendine bağlama politikasını sürdürmekte ve bunun en etkili aracı olarak stratejik liman yatırımlarını kullanmakta. BAE bölgede bazı limanları ana limanına servis verecek uydu limanı olarak pozisyonluyor; bazı limanları ise adeta hiç çalıştırmamak üzere alıyor. Türkiye'nin bölge limancılığında yatırımlarını artırması ve Afrika ülkelerinin ürettiği tarımsal, maden vs. ürünlerin bu limanlardan geçmesini sağlaması uygun olabilir. Bu amaçla Sudan ve Umman'da liman yatırımları yapılabilir.
MİLLİ DENİZCİLİK FİRMASI
12. Türkiye içinde Mısır ve Güney Afrika dahil çeşitli stratejik bölge ülkelerinin ortak olduğu ancak nihai olarak kendi kontrolünde olan yeni bir konteyner gemicilik firması oluşturabilirse bu bölgede ticari etkisini üst seviyeye çıkarabilir. İsrail'in, Bulgaristan'ın bile milli konteyner firmaları var; üç tarafı denizlerle kaplı, boğazları kontrol eden ülkeyiz, bu konuda çok geç kaldık. Düzenli Kabotaj Bayramı kutlamak iyidir ama bizim denizcilikte ilerlememiz için yeterli değildir. En az 1 milyon TEU kapasiteli bir denizcilik firmamızın hızla oluşturulması gerekli. (Brezilya, Endonezya, Nijerya, Fas, Panama, Pakistan gibi büyük ve/veya dünyanın çeşitli bölgelerinde özellikle boğazlara hâkim ülkelerin de projede ortak olması iyi olur.)
ALTIN SERTİFİKASI
13. Mali, Burkina Faso ve Sudan, Afrika'nın en büyük altın üretici ülkeleri arasında. Sudan'daki kavganın bir kısmı bu konu ile ilintili. Türkiye altın madencilik ve rafinaj konusundaki birikimlerini bu ülkeler ile paylaşabilir. Bu ülkeler için altının maden, cevher ve sertifikasız olarak ihraç edilmesinin yasaklanması ve mecburen ülke içinde rafinaj ve sertifikasyon yapılmasının dayatılması uygun olabilir. Yakın sahalar için ortak rafinaj tesislerinin kurulması konusunda Türkiye destek olabilir. Türkiye zaten büyük bir altın ithalatçısı ülke. İsviçre ve BAE'den ithalat yapmak yerine ithalatımızı öncelikli olarak bu Afrika ülkelerinden karşılayabiliriz. Bu ülkelerin merkez bankalarında sertifikalı altın rezervi biriktirmesinin sağlanması da uygun olabilir.
HÜRKUŞLARA NE OLDU?
14. Hürkuş'un ilk üretilen birkaç adedi hafif askeri uçağa çevrilip 2021 ve 2023'te Çad ve Nijer'e satılmıştı. Acaba bu uçakların akıbeti ne oldu? Hâlâ uçabiliyorlar mı? Kaç saatlik uçuş süresine sahip oldular? Yoksa bu konu Türkiye'de halkla ilişkiler malzemesi olarak kullanıldı ve uçaklar o ülkelerde hurda mı oldular? Bu projenin öğretileri de kullanılarak yine bu ülkelere Hürkuş ve Hürjet satışı uygun olabilir. Sivil versiyon dahi olsa, hedef işaretlemesi yapabilmeliler ve SİHA'lar işaretli hedefleri temizleyebilmeli.
KORUCULUK AFRİKA'DA ÇALIŞIR MI?
15. Türkiye, acısıyla tatlısıyla bir koruculuk sistemi geliştirdi ve uzun yıllar uyguladı. Bir sürü tecrübe biriktirdi. Bu sistemin sorunlu kısımları ayıklanarak bazı Afrika ülkelerinde kullanılması, kırsalda güvenlik ve barışı sağlama yolunu destekleyebilir.
SUDAN'DA TURİZM ÇOK DA GÜZEL OLUR
16. Ömer el-Beşir döneminde Türkiye ve Sudan, Suakin yarımadasının Türkiye'ye kiralanması ve kalkınma projeleri yapılması konusunda anlaşmışlardı. Bu iş tek tük restorasyon projeleri hariç pek yol alamadı. Suakin bölgesinin ekonomik, liman ve turistik potansiyeli çok yüksek. Zaten mercan resifleri bölgesi. Çok uzak olmayan bir havalimanı da var. İstanbul'a sadece 4 saat uçuş mesafesinde. Sharm el-Sheikh veya Hurghada ayarında turistik tesisler burada doğrusu iyi gider. Suakin'in açıklarında, Kızıldeniz'in ortalarındaki mercan resifi bölgelerinde bazı adalar var ki bunlar tam cennet. Gerçi biraz köpekbalıklı cennet ama olsun. Türkiye turizm işinde başarılı bir ülke; Sudan'ın bu cennet bölgesinde ekolojik tipte turistik tesis yatırımları uygun olur. THY'nin tatil paketi satan web sitesi var; rakiplerine göre yetersiz (ve pahalı) ama gelişiyorlar. Bu kanal üzerinden Afrika turizmini desteklemek uygun olabilir.