TRT-CNN’nin Atlantikçi işbirliği
Bu köşede, 31 Ekim 2025 tarihinde “NATO’nun Sözcü’sü görevini yapıyor” başlıklı yazımızda şu tespiti yapmıştık: “Türkiye’nin Avrasya’daki konumu pekiştikçe, NATO’cular bir anda hortluyor. Atlantikçiler, çeşitli bahanelerle Türkiye’yi Avrasya’dan koparma girişiminin söylevlerini sahneye koymaya başlıyor.”
Peki niye bu yol izleniyor? Çünkü bugün açıktan Amerikancılık yapmak zor. Anketlerde Türk milleti ABD’yi ve Atlantikçi güçleri düşman görürken, güvenliğini Rusya-Çin-İran’da arıyor. ABD karşıtlığı yüzde 90 oranına yükselmiş durumda. Hal böyle olunca Atlantikçiler, Türkiye’de Rusya-Çin-İran düşmanlığını artırarak, Türkiye’nin bu güçlerle birleşmesini engellemeyi hedefliyor. Böylece Türkiye yalnızlaşıyor ve tekrar Atlantik’in kucağına düşmüş oluyor. Yani bugün “Amerikancılık” ölçüsü, Rusya-Çin-İran düşmanlığı ile ölçülebiliyor.
Yine Türkiye-Rusya-Çin-İran ittifakı söylemleri arttıkça bu ülkelere kara propagandanın arttığına dikkat çekmiştik. Ne oldu özetleyelim:
-CHP, NATO Parlamenter Asamblesi’ne İran raporu sundu.
-Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) kararı çerçevesinde mal varlıkları dondurulan kişi ve kurumların listesinde değişiklik yapılmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.
-Sözcü gazetesi, “Bu füze çok şey kaybettirdi bize!” diyerek S-400 alımını hedef aldı.
-Ardından CIA merkezli Doğu Türkistan haberleri gündeme sokuldu. Yeni Şafak’ın YouTube hesabı haftada bir “Doğu Türkistan” yayını yapıyor.
TRT GENEL MÜDÜRÜ
SUSKUN KALAMAZ
Bu kara propagandada özellikle Çin’e karşı vites yükselmiş durumda.
Yeni Şafak’tan Taha Kılınç’ın seyahatname yayımlamasının ardından TRT AVAZ’da Doğu Türkistan Belgeseli yayımlandı.
Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, “İzler: Doğu Türkistan’ın yıkılışı” belgeselinin yayından kaldırılması gerektiğine vurgu yaptı. Bursalı, şunları söyledi:
“TRT, Türkiyemiz bu kadar ağır tehditlerle karşı karşıyayken, dostumuz Çin Halk Cumhuriyeti'nin egemenliğini hedef alan yayınlar yapıyor.
“TRT Genel Müdürümüze sesleniyoruz: ABD’nin örgütlediği, fonladığı ve milyarlarca dolar aktardığı kara propagandaya TRT katılamaz. TRT Türkiye'yi yalnızlaştırma faaliyetinde görev alamaz.
“TRT Avaz'daki bu yayın hızla yayından kaldırılmalıdır.”
Bursalı ardından bu doğrultuda TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı’ya bir mektup gönderdi.
Daha önce TRT Farsça kurulurken, “İran'ı rahatsız etmek zorundayız” diyen Sobacı’dan henüz bu konuda da bir açıklama gelmedi.
İŞARET FİŞEĞİ TRT’DEN
BOMBALAMA CNN’DEN
TRT Avaz’ın belgeselinin ardından, CNN Türk’ten daha ileri adımlar geldi.
CNN Türk dün, Urumçi ziyaretini anlatan bir yayın yaptı. Doç. Dr. Furkan Kaya ve Taha Kılınç da 14 dakikalık haberde görüş alınan kişiler. Yayın yarım yamalak, ne anlattığı bilinmeyen, Sinciang’ın stratejik öneminden bahsetmeyen, günlük hayatı anlatışı eksik, ekonomik ve güvenlik konularına hiç değinmeyen bir yayın. Özeti ise şu: Kültürel soykırım var. Fakat bu iddianın altı bile doldurulmuyor.
Bu yüzeysel yayınların önemi şu, başta da belirttiğimiz gibi Türkiye ile Çin arasında bir köprü olan Uygur Türkleri üzerinden kışkırtmalar yapmak, iki ülke arasını açmak.
TRT’nin başlattığı kara propagandayı CNN Türk sürdürüyor.
Zaten bunun “zamanla ilgili” olduğu da açık. Çünkü CNN Türk, Türk-Çin ilişkilerinin geliştiği dönemde, henüz bir yıl önce, Çin’i öven yayınlar yapıyordu. Fulya Öztürk bizzat Çin’i gezmiş “arı gibi çalışan, teknoloji devi ülke” diye övüyordu. “Doğu Türkistan’da insanlar izleniyor” yalanlarına bile Sayın Öztürk şu sözlerle yanıt veriyordu: “Her yerde kameralar var. Çin’de eğer bir kişi kaybolursa onun bulunması beş dakika sürüyor.” Yani Sinciang Uygur Özerk Bölgesi ile Schenzen, Şanghay arasında bir fark yok. Sebebi ise güvenlik. Kendilerinin bile itiraf ettiği bu gerçek, bugün tersine propagandada kullanılıyor. Sebebi açık.
Yalnızca CNN’de değil. Bugün Independent Türkçe’de Cihad İslam Yılmaz’ın “Doğu Türkistan'da kimlik, zulüm ve uluslararası sessizlik” başlıklı bir yazısı da bulunuyor.
Yukarıda bahsettiğimiz tabloyu alt alta koyarsak şu sonuca tekrar ulaşıyoruz:
Türkiye-Rusya-Çin-İran ittifakına karşı, bombalar atılıyor.
CNN’den Independent’e, Sözcü’den Yeni Şafak’a kadar adı ve ideolojisi farklı gözükse de, Atlantik’in birbirine yapıştırdığı yayın organları aslında Türkiye düşmanı yayınlar yapıyor.
Ama TRT gibi devlet kurumunun da bu koroya katılması, durumun vehametini ortaya koyuyor.
Bunun kara propaganda boyutunu görmek ve Atlantik’in tuzaklarına düşmemek için uyanık olmak gerekiyor. Devletimize de Avrasya ile arasını açacak bu psikolojik savaşa müdahale görevi düşüyor.