Trump BRICS’i umutsuzca kuşatmaya çalışıyor

ABD Başkanı Donald Trump göreve geldiğinden beri uyguladığı gümrük tarifeleri ve iddialı söylemleriyle gündemden düşmüyor. ABD’nin devasa bütçe açığı ve yabancı sermayenin ABD’ye borç vermekte eskisi kadar hevesli olmaması Trump’ı gümrük tarifelerinden tahsilat yapmaya yönlendirdi. Trump öncelikle dış ticaret açığı verdiği ülkelere yöneldi. Ardından BRICS ülkelerine yönelik bir strateji izlemeye başladı. Amaç BRICS’te olmanın ‘bir maliyeti’ olduğunu göstermek ve boyun eğdirmek.

HER YENİ ÜYE STRATEJİK KATKI SAĞLIYOR

BRICS şu anda, küresel ticaretin yüzde 40'ını kontrol eden, küresel GSYİH’nin yüzde 46'sını üreten stratejik bir ittifak olarak kuralları yeniden yazıyor. BRICS önemli bir küresel güç odağı ve gelişen ülkeler için zenginlik kaynağı olma yolunda ilerliyor. Batılı ülkeler durgunluk risklerini, enerji krizini tartışırken, BRICS üyeleri geleneksel Batı kontrolünü tamamen aşan maden koridorları, dijital ticaret ağları ve yeni bir finansal sistem inşa ediyor. BRICS’e katılan yeni üyeler küresel ekonomik güçle ilgili dengeleri önemli oranda değiştirdi. Yeni katılım sağlayan Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Endonezya’nın üyeliği tesadüfi değildi. Her yeni üye BRICS’e ekonomik silah sağlayan belirli stratejik yetenekler getiriyor.

BRICS’TE HER ADIM PLANLI

BAE, OPEC’te emtia satışları konusunda etkilidir. Endonezya kritik madenlerin işlenmesinde egemen konumdadır. Suudi Arabistan, büyük varlık fonları aracılığıyla yaptığı büyük yatırım sermayesiyle tanınır. Etiyopya, Afrika Kıtası Serbest Ticaret Bölgesi'ne doğrudan erişim sağlıyor. İran, Rusya'dan Batı Asya’ya enerji koridorları bağlıyor. Söz konusu ülkelerin BRICS üyeliği tesadüfi değildir. Bu, Batı'nın finansal egemenliğine karşı hesaplı planlı bir şekilde yapılan ekonomik savaştır. Süveyş Kanalı krizi, dünya ticaretinde 2 trilyon dolarlık bir düşüşe neden oldu. BRICS, ekonomik gücünü artırmak için küresel ticaretteki kırılganlıklardan yararlanıyor. 2024 yılında gemi trafiği 26 bin 400'den 13 bin 200 gemiye düştü ve Kızıldeniz rotalarındaki sigorta maliyetleri, gemi değerinin yüzde 0,7'sinden yüzde 2'sine yükseldi.

HER KRİZ BRICS’E YARIYOR

Ancak BRICS, diğerlerinin kriz gördüğü yerde fırsat gördü. Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru artık Rusya, İran ve Hindistan'ı çeşitli ağlarla birbirine bağlıyor. Transit ticaret süreleri Süveyş Kanalı rotalarına kıyasla önemli ölçüde düşüyor. Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru, doğrudan demiryolu ve deniz bağlantıları oluşturuyor. BAE, Hindistan ve Suudi Arabistan şu anda bu altyapıyı inşa ediyor. İklim değişikliği kuzey geçişlerini seyrüsefer için elverişli hale getirirken, Arktik ticaret yolları açılıyor. Çin, Rusya ve Hindistan, Avrupa'ya giden daha kısa rotalara büyük yatırımlar yapıyor. Güney Afrika, geleneksel rotalar kesintiye uğrarken, Ümit Burnu trafiğinin artmasından faydalanıyor. Batı kontrolündeki ticaret rotalarındaki her kriz, BRICS alternatiflerini güçlendiriyor. Bu tesadüfi veya şans değildir, BRICS tarafından yapılan stratejik planlamanın başarısıdır.

DİJİTAL BAĞLAR GÜÇLENİYOR

Hindistan'ın Bharat Trade Net platformu, gümrük, vergilendirme ve lojistiği tek bir kesintisiz dijital platformda bir araya getiriyor. Her devlet dairesi birleşik bir arayüz üzerinden platforma bağlantı kuruyor. Uluslararası Ticaret ve Düzenleme Arayüzü için Ana Uygulama, IMEC koridoru ülkeleri için ticareti kolaylaştırıyor. Bürokratik gecikmeler dijital otomasyon sayesinde ortadan kalkıyor. BRICS, Afrika'da dijital lojistik ve altyapı geliştirme yoluyla ticareti artırıyor. Etiyopya'nın dijital platform geliştirmesi, Afrika'daki genişleme stratejisini gösteriyor. BAE'nin özel yatırımları, tüm Afrika genelindeki Etiyopya şirketlerini birbirine bağlamak için sistemler oluşturuyor. Bharat-Afrika Setu projesi, kıta genelinde 260 bin satış noktasını hedefliyor. Uygulama, Hindistan'ın Afrika'ya ihracatını 2030 yılına kadar yüzde 6,5'ten yüzde 12'ye çıkarabilir. Sanal lojistik koridorları, BRICS içindeki ticaret maliyetlerini düşürüyor ve ortak ülkeler için ölçeklenebilir modeller oluşturuyor. Fiziksel altyapı, dijital verimlilikle güçlendiriliyor.

MADEN KORİDORLARI İNŞA EDİLİYOR

Afrika, dünyanın kritik maden rezervlerinin yüzde 30'una sahip. Kongo, dünyadaki kobaltın yarısına sahiptir. Güney Afrika, zengin manganez kaynaklarıyla biliniyor. Ancak BRICS sadece bu kaynakları çıkarmıyor. İşleme tesisleri, depolama depoları ve uçtan uca bağlantı içeren eksiksiz ‘maden koridorları’ inşa ediyor. Teknoloji transferi bu koridorların her seviyesinde gerçekleşiyor. Endonezya lityum işleme uzmanlığı getiriyor. Bolivya, ortak ülke olarak önemli lityum rezervleri ekliyor. BAE'nin OPEC uzmanlığı, tüm ağ genelinde emtia pazarlamasının kolaylaştırılmasına yardımcı oluyor. Yıllardır süren petrol piyasası koordinasyonu artık kritik madenler için de geçerli. Bu maden koridorları, elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji ve ileri teknoloji için tedarik zincirlerini güvence altına alıyor. BRICS üyeleri hem kaynakları hem de işleme kapasitelerini kontrol ediyor.

YENİ FİNANSAL SİSTEM GENİŞLİYOR

BRICS bünyesinde kurulan Yeni Kalkınma Bankası (NDP) 2030 yılına kadar BRICS üyelerinin ve ortaklarının ihtiyacı olan 12 trilyon dolarlık altyapı finansmanını sağlayacak. Batı bankacılık sistemlerinin dışında yeni garanti yöntemleri geliştiriliyor. Milli paralarla ticaret ve alternatif para transfer sistemi mBridge ile ABD dolarına olan bağımlılık her geçen gün azalıyor. Batı egemenliğindeki geleneksel sistem, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana gerçek bir alternatifle ilk kez karşı karşıyadır. Bu rekabet değil, yapısal bir ikamedir. ‘BRICS Zenginlik ve Küresel Güç Planı’, somut mekanizmalar ve ölçülebilir sonuçlarla tıkır tıkır işliyor. Altyapı inşa ediliyor, ticaret artıyor, yeni finansal sistem genişliyor. Her küresel kriz ‘BRICS alternatifini’ güçlendiriyor. Tedarik zinciri kesintileri BRICS koridorlarının benimsenmesini teşvik ediyor. Finansal yaptırımlar milli paralarla ticareti güçlendiriyor. ‘Zenginlik koridorları’ şu anda inşa ediliyor, ortaklıklar kuruluyor. Yatırımlar hem üyelere hem de ortaklara akıyor. Bu dönüşüm, ekonomik geleceğini planlayan her yatırımcıyı, işletme sahibini ve bireyi etkiliyor.

TÜRKİYE BRICS’TE YERİNİ ALMALIDIR

Sonuç olarak, ABD’nin attığı her adım duvara çarpıp geri dönüyor; Batı’nın çöküşü hızlanıyor. Bağımsız Türkiye vücudunu Batı’ya bağlayan son zincirleri de kırıp mazlumların kurduğu adil ekonomik sistemi inşa eden BRICS’te yerini almalıdır. Her geçen gün zaman kaybıdır, önümüze çıkan fırsatların avucumuzun içinden uçup gitmesidir.