27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aslan sütü

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

Rakı içmenin bir adabı vardır. Rakı içerken, tamamen bu toprakların kültüründen kaynaklanan yazılı olmayan ilkeler, tıpkı “İngiliz Anayasası” gibi bir kurallar bütünü söz konusudur. Bu kurallar, çok uzun yıllardır gönülden gönüle dolaşır, dilden dile zenginleşir, gelişir, çağın gereklerini her daim hesaba katarak göz önünde bulundurulur.Rakı masasında sarhoş olunmaz... Örneğin bu çok eski bir kuraldır, rakı felsefesinin başlangıç ilkesidir, işin temelidir ama diyelim ki rakı masasında akıllı telefon ya da bilgisayarla vakit geçirilmemesi gerektiği, son yıllarda mecburen hükme bağlanmıştır. Telefon ısrarla çalarsa, kibarca “arkadaşlarla rakı içiyorum...” diyerek, uzatmadan kapatılmalıdır. “Şerefe!” nidası, rakı masasında konuşulanın orada kalmasına dair verilen söz anlamındadır. Rakı masasından dışarıya laf taşınmaz. Rakı masasında, “hızlı gidiyorsun” denilebilir ama “yavaş gidiyorsun” denilmez. Ağır ağır, demlenerek içene değil, hızlı içene, acele edene karışılır. Rakı içerken “fondip” yapılmaz. “Bu kadarcık rakıyla ben her sabah dişlerimi fırçalıyorum” gibisinden yalanlar söylenmez. Rakı masasında zaman zaman argoya başvurulabilir ama kesinlikle küfür olmaz. Türküdeki gibi “üç beş sene yatmak” göze alınabilir ama “rakıyı da şaraba katalım mı...” diye sorulmaz. Rakı masasında yemek yenmez, meze atıştırılır, karın doyurulmaz. Rakı meyhanede içilir, bar-kafe-kokteyl içkisi değildir. Yalnız içilmez, ancak dört beş kişiden fazlasıyla da içilmez. Rakı masasında siyasi ve ideolojik mücadele verilmez ama ikinci kadehten sonra herkes memleketi kendi bildiğince kurtarmakta özgürdür. Ortak payda ve uzlaşma zemini ise “Sen de haklısın bir yere kadar!”dan ibarettir. Tüm bunlar, Neyzen Tevfik’ten, “Koca ayyaş” Can Yücel’den, Halit Çapın’dan, Vefa Zat’tan, Aydın Boysan’dan ve milyonlarca “meçhul rakıcı”dan damıtılarak aktarılmış, keyif artırıcı, rakı masasını ve yaşamı güzelleştirici basit kurallardır. Kuşkusuz devamı da vardır... Rakı masasında hüzünlenmenin de neşelenmenin de tadı bir başkadır. Ancak ağlamak yasaktır. Yasağı çiğneyip ağlayan olursa, avutulmaz, acınmaz, şefkat gösterilmez, bir daha da birlikte oturulmaz. Rakı, “İntihar etmeyeceksek, içelim bari!” diyerek içilmez.Rakı masasında çok yüksek sesle ve çok konuşulmaz. Bunun gibi, fısıltıyla da konuşulmaz, tamamen sessiz kalıp yalnızca başkalarının anlattıkları dinlenmez. İdeal olanı, haykırış, nara atmak ya da fiskos değil, muhabbet tonudur. Şiirden ve şairlerden konuşulabilir ama bir dörtlükten fazla şiir okunmaz. Rakının susuz içilip içilmeyeceği, kalp kırmadan tartışılması gereken bir konudur. Konuşurken rakı masasına vurulmayacağı, rakı bardağının boş bekletilmeyeceği, sigara dumanının masaya üflenmeyeceği ve tabağa sigara söndürül- meyeceği, masanın dört yanının meze tabaklarıyla doldurulamayacağı, yan masalara uzun uzun bakılmayacağı, zırt pırt kadeh tokuşturulmayacağı, sallanan masada ve sallanan insanla rakı içilmeyeceği, rakı sonrası içilecek kahvenin şekerli olmayacağı da herkesin malumudur. Rakı, masa ya da en fazla yer sofrası içkisidir. Ayakta, diz çökerek, çömelerek, yatarak, uzanarak rakı içilmez.
RAKININ FESTİVALİ OLMAZVe işte tüm bu nedenlerle, bana sorarsanız, rakının fuarı, panayırı, şenliği, yarışması, şovu, festivali de olmaz. Şarap gibi değildir rakı, böyle organizasyonlara gelmez, uymaz. Büyük topluluk işi değildir rakı içmek. Estağfurullah... Kendimi iyi ve sıkı bir “rakıcı” saymam... Ama iki üç ayda bir, kerahet vakti gelip arkadaşlarımla masaya oturduğumda da rakı kültürüne saygıda kusur etmemeye, rakı adabına uymaya çalışırım. Festivali vs. olmaz olmasına da çakalın çukalın, üstelik de Adana’da, hangi ahval ve şeraitte olursa olsun rakı içen insanlara “Bizim milli içkimiz ayrandır ulan! İçirtmeyeceğiz... Allahuekber...” diyerek pompalı tüfekle saldırmasını da kendime yapılmış hakaret kabul ederim. Rakı, aslan sütüdür. Atamızdan yadigârdır. Rakıya karşı racon kesilmez.