09 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir dolarlık cadı

Tunca Arslan

Tunca Arslan

Gazete Yazarı

A+ A-

“Beraatle sonuçlanmadı mı onca yıl sürdürülen davaları? Nedir? Neden yurduna dönemiyor ki?
Öyle devamlı gözleri yaş içinde bir beyefendi.
Camdan dışarıya bakıp habire memleketini özlüyordur.
Bu görüntü ruhumu daraltıyor. Neden dönemesin ki yurduna?
Sürgün ne acı bir kelime, ne ağır bir ruh hali.
Gözlerinin hep yaş içindeki hali: neden tam da bugün düştü ruhuma?
Ama Hoca Efendi’nin ağladı ağlayacak bakan gözlerinde insanı suçluluk duymaya, ‘Yetmedi mi çilesi?’ demeye sevk eden bir yan var.
Sadri Alışık’ın gözleri gibi.
(...) Bunca inananı/müridi/hayranı/meftunu olan Fethullah Hoca, Amerika’da sürgünde kaç yıldır.
Mahkemesi sürdü de sürdü. O kadar yıl sürdü/süründürüldü ki mahkemesi... Ama böyle sağlık sorunlarıyla boğuşan habire, yaşını başını almış bir beyefendinin; beyhude bir sürgünle bir nevi eziyete uğratılması... ‘Yeter artık! Dönsün, dönebilsin memleketine’- oldum.
(...) Fethullah Gülen sürgüne gönderildiği Amerika’da vatan hasreti çekiyor. Muhakkak.
Ne acı ve acıklı.
Bunun acıklılığı, bugün içime nüfuz etti.
Fethullah Gülen’i yasaklayamazsınız.
Yasaklayamadınız zaten. Peki, niye bedeni -yorgun ve hasta- Amerika’da?
Bir mantığı var mı artık uzaması/uzatılmasıyla her nevi vicdani sınırı ihlal etmiş bu sürgün halinin?
Hapiste hissediyordur kendini oralarda.
Şiddetle Türkiye’yi özlüyordur- eminim.
Gözleri her an yaşarmaya meyilli, camdan dışarı bakarak habire-
Yurdunu özleyen hali, bugün çok açıklamasız bir şekilde içime oturdu.”
Perihan Mağden 14 Eylül 2008 tarihli Radikal gazetesinde yazmıştı bu satırları. Fethullah Gülen’in anı kitabının yayımlanacağını okuyunca birden hislendiğini, aklına Hocaefendi’nin düşüverdiğini, müritlerinden biri olmadığı, “çok ayrı dünyaların insanı” olmalarına rağmen oturup böyle bir yazı kaleme aldığını söylüyor yazının girişinde.

SIRAT KÖPRÜSÜ’NDEKİLER
Amerikancı-Fethullahçı darbe girişimi başarıya ulaşsaydı Türkiye’nin nasıl kanlı bir felaketle karşı karşıya kalacağı, şimdiye kadar anlamayanların da kafasına yavaş yavaş dank ediyor gördüğüm kadarıyla.
Zaman gazetesi okuyup Samanyolu TV seyreden mahalle bakkalıyla uğraşacak değilim. Ama Fethullah Gülen’den özür üstüne özür dileyip, eğer bir hata yaptıysa onu Sırat Köprüsü’nde sırtında taşıyacağını ilan eden Ahmet Altan’ı... “Büyük bir düşünür, büyük bir din adamı, çok değerli, altın kalpli bir insan, büyük vizyoner Fethullah Gülen’e teşekkürlerimi sunuyorum” diyen Sinan Çetin’i... Zavallı Fethullah Gülen’in gurbetteki halleri “içine oturan” Perihan Mağden gibilerini, darbecilerin birer dolarlık kültür komandosu olmaya gönüllü tipleri aklımdan çıkaracak kadar da belleksiz değilim.
Ergenekon-Balyoz operasyonları ve davalar sırasında zevkten dört köşe olup Fethullah Gülen’e gülücükler ve öpücükler gönderen bu elemanlar, (ki Ahmet Altan’ın suçu çok daha büyüktür) emin olun ki darbenin ertesi günü eskisinden çok daha büyük bir felaket gibi çökeceklerdi Türkiye’nin üzerine.
Görüntüsü bile ruhumu daraltıyor ama her nedense bugün de benim içime Perihan Mağden nüfuz ediverdi. “Cadı avı” falan deniliyor ya, belki de ondandır.