05 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Eğitim çöktü!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Günlerdir eğitim tartışılıyor. Sınavlar eğitimin aynası.

İlkokullarda durum iyi değil.

Liselerde işler tam anlamıyla felaket.

Öğrenciler gidecek okul bulamaz durumda.

Üniversitelerin hali ortada.

Öğretmenler burnundan soluyor.

Veliler ne yapacağını bilmez halde.

“Eğitim çöktü” tespiti abartı değil, gerçek!

BURAYA NASIL GELİNDİ?

Cumhuriyet döneminde en çok eğitim üzerinde durulmuştu. O zor koşullarda mucizeler yaratıldı. Bunun nedeni eğitimin “milli” olarak ele alınmasıydı.

Eğitime Cumhuriyet Devriminin yön vermesiydi.

Dünyada örnek gösteriliyordu. Ama Türkiye’nin ABD ile temasa geçmesiyle birlikte adım adım gerilemeye başladı.

AKP döneminde de iyice bozuldu.

BAKANLAR

Eğitimde bu çöküşün nedenlerini görmek için AKP döneminde atanan Milli Eğitim Bakanlarına bakmak yeter.

Erkan Mumcu

Hüseyin Çelik

Nimet Çubukçu

Ömer Dinçer

Nabi Avcı

İsmet Yılmaz

Hiçbirinin eğitim-öğretimle alakası yok. Bazıları için eğitim değil, ihaleler önemliydi. Bazılarının gizli gündemi vardı. Bazıları ise “ne iş olsa yaparız” havasındaydı.

Görevde bulundukları dönemde yaptıkları konuşmalar da bunun ispatı.

TALİM TERBİYE KURULU

Eskiden Talim Terbiye Kurulu vardı. Şeklen değil, gerçekten vardı. Milli Eğitimin beyniydi. Buraya seçilen üyeler kimsenin itiraz etmediği eğitimcilerden oluşurdu. Öğretmenler üyelerin önünde düğmelerini iliklerdi.

Yalakalıktan değil, saygıdan.

AKP döneminde Milli Eğitimin beyni dağıtıldı.

Eş zamanlı olarak FETÖ’nün Milli Eğitime sızmasının önü açıldı.

MİLLİ EĞİTİM ŞURALARI

Milli Eğitim Şuraları yapılırdı. Bu şuralar şov için kullanılmazdı. Eğitimciler günlerce eğitimin sorunlarını ve ileriki yılların planlamasını ele alırdı.

Şimdi eser kalmadı.

ÖĞRETMENLER

Öğretmen yetiştirilmesi için özel önem verilirdi. Köy Enstitüleri modeli hâlâ anlatılır. Köylerdeki en zeki, en başarılı çocuklar bu okullarda “eğitimin süvarileri” olarak eğitiliyordu. “Üretime dayalı eğitim” politikası esas alınıyordu.

Yaparak, yaşayarak eğitim yapılıyordu. Tarımı köylülerden daha biliyorlardı. Duvarı daha iyi örüyorlardı. Giyimiyle, konuşmasıyla, davranışlarıyla, ... halka örnek oluşturuyorlardı.

Hem eğitimci hem de toplum önderi olarak yetiştirildiler.

Eğitim-öğretimi de ülkeyi de daha ileriye götürdüler.

KENDİMİZ YAPTIK KENDİMİZ YIKTIK

Bu durum “birilerini” rahatsız etti. Köy Enstitülerine karşı bir karalama kampanyası başlatıldı.

Neler söylenmedi ki!

Sonra kapatıldı. Ünlü bir Alman eğitimcinin deyimi ile “Türkler dünyada kimsenin başaramadığını başardı, ama sonra kendi elleriyle yıktı.”

Sonrası da çorap söküğü gibi geldi.

EĞİTİM EĞİTİMCİLERE

Artık dip noktadayız. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in dediği gibi AKP’nin “İmam hatip siyaseti” iflas etti.

Uçurumun kenarındayız.

Yapılması gereken de belli.

Milli Eğitimi, eğitimcilere bırakmak lazım.

Yoksa hep birlikte uçurumdan aşağı yuvarlanacağız.

İçinde AKP’liler de olacak.

Vakit iyice daraldı.

Türkiye’nin “milli birliği” için de bu şart!