28 Nisan 2024 Pazar
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atatürk, Celal Güzelses’e ‘Şark Bülbülü’ dedi

Atatürk, Celal Güzelses’e ‘Şark Bülbülü’ dedi
A+ A-

Celal Güzelses 1899 yılında, Diyarbakır'da, dünyaya gelir. Asıl ismi Mehmet Celalettin’dir. İlkokula devam ederken Rufai tekkesinde Kuran öğrenir. Dokuz yaşında "Hafız" olur ve ailesinin geçimine bu şekilde katkıda bulunur.

İlkokuldan sonra Rüştiye'ye devam eder. 1. Dünya Savaşı'nda Rüştiye kapatılır.Tahsili yarım kalır. Rufai tekkesine Şeyh Zeki Efendi'nin müridi olarak devam eder. Erbane (en eski vurmalı çalgı) çalarak tekkedeki tasavvuf musikisi çalışmalarına katılır. Sesinin güzel olması, makamları bilmesi, usullere riayet etmesi ile bu tekkenin sevilen gençleri arasına girer ve Ulu Cami'de de müezzinlik yapmaya başlar.Bu arada cümbüş çalmayı öğrenir ve Diyarbakırlı divan şairlerinin eserlerini besteleyerek okumaya başlar.

GAZİ MUSTAFA KEMAL İLE TANIŞMALARI

Yalçın Bayer 14 Kasım 2010 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde ‘Şark bülbülü Celal’ başlıklı köşe yazısıyla Celal Güzelses’in Atatürk ile tanışmasına bir açıklık getirir. Atatürk’ün, Celal Güzelses ile ilgili bir anısını Adıyaman Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ramazan Topdemir, Bayer’in köşesine yazar. Yazı yankı uyandırır... Celal Güzelses’in oğlu, Çınarcık’ta yaşayan emekli eğitimci Erdem Güzelses (76) arayarak, Topdemir’in yazısında bazı bilgilerinin eksik ve yanlış olduğunu anlatır. Bayer köşesinde Erdem Güzelses’in ağzından babası Celal Güzelses’le Atatürk’ün nasıl tanıştıklarını şu şekilde aktarır:

“Gerçekler şöyledir... Atatürk 27 Mart 1916’da 16. Kolordu Komutanı olarak Diyarbakır’a gelir. Asıl adı ‘Sem’an’ olan Gazi Köşkü’nde ikamet eder. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 5 Mart 1917’de 2. Ordu Komutanlığı’na atanır.

"Aynı yılın haziran ayında Celal Güzelses birkaç arkadaşıyla birlikte köşkün altında bulunan dutluklarda piknik yapar. Hem yiyorlar hem de eğleniyorlar. Doğanın güzelliği, ortamın güzelliği karşısında, Celal Güzelses aşka gelir. Türküler, mayalar, gazeller peş peşe gelmeye başlar. Köşkte dinlenmekte olan Mustafa Kemal Atatürk duyduğu bu sesten etkilenir. Emirle, sesin sahibini yanına ister. Bir süre sonra Mehmet Celalettin Ata’nın huzurundadır. Atatürk sorar, ‘Demin aşağı bahçede türkü okuyan sen miydin?’ ‘Evet Paşam. Sizi rahatsız ettim ise özür dilerim’ der. Bu sırada, Atatürk havuz başında Diyarbakır’a özgü kürsüye oturmuş, önünde küçük bir masa ve üzerinde paşa leblebisi ile rakısını yudumlamaktadır. ‘Hayır rahatsız olmadım, oturur musun? İsmin ne?’ ‘Mehmet Celalettin.’ ‘Bana da o güzel türkülerini okur musun?’ Güzelses okumaya başlar. Atatürk narin, minyon tipli bu çocuktan çıkan ilahi sesi ve usul, makamı dinledikçe keyiflenir, keyiflendikçe Celalettin coşar, öyle bir an gelir ki, bülbüller uçup köşkün demir parmaklarına konar. Ayrı bir dünya, ayrı bir âlem oluşur. Atatürk, Celalettin’e sorar: ‘Sen hiç rakı içtin mi?’ ‘Hayır Paşam’ der Celalettin.

Atatürk, ‘Bak Celal, memleketimiz bir gün huzura kavuşacak ve sen bu güzel sesinle bu güzel eserleri İstanbul’da plaklara okuyacaksın. O zaman o plakların üzerine ‘Şark Bülbülü Celal’ yazdır. Sen gerçek bir bülbülsün, konuşan bülbül.’

Celal Güzelses, plak doldurmak için 1931 yılında İstanbul’a gider. Sahibinin Sesi Plak Şirketi’ne sekiz plak birden doldurur. Plakların üzerine, 1917 yılının haziran ayında, Atatürk’ün kendisine verdiği unvanı, ‘Şark Bülbülü Celal’ diye yazdırır.

Plak doldurma işlemi devam ederken İstanbul’da bulunan Diyarbakır Milletvekili Zülfü Tigrel ve o zamanın Bayındırlık Bakanı olan Fevzi Pirinççioğlu beylerin vasıtasıyla Dolmabahçe’de Atatürk tarafından kabul edilir. Atatürk kendisine ‘Benim Şark Bülbülü Celal dediğim sen değil misin çocuk? Bana birçok gazel okudun, o gazellerden birinin sözleri şöyle değil miydi?’ der ve o gazelin sözlerini aynen okur.”

ASKERLİK VE MEMURİYETİ

Celal Güzelses vatani görevinden sonra,29 Haziran 1924 tarihinde Diyarbakır Valiliği Evrak Kalemi'nde "Tevzi Memuru" olarak 800 kuruş aylıkla memuriyete başlar. Bu arada Nevriye Hanım ile evlenir. 11 Ocak 1925 yılında katipliğe yükselir. 1929 yılında Özel İdare Müdürlüğü Evrak Memurluğuna atanır. Celal Güzelses memuriyeti yanında müzik çalışmalarını aksatmaz, tekkede yapılan tasavvuf musikisi çalışmalarını aralıksız devam ettirir.

HALKEVİNDEKİ ÇALIŞMALARI

1934 yılında soyadı kanunu çıkınca "Güzelses" soyadını alır. Sık sık konserler vererek halka Diyarbakır türkülerini sevdirmeye çalışır. 12 Haziran 1939 tarihinde verdiği konsere 1159 kişinin katıldığını, 20 Haziran 1939 tarihinde Halkevi'nin yayını "Karacadağ" dergisi yazar.

Diyarbakır Halkevi’nin yaptığı sosyal ve kültürel çalışmalarında Güzelses, "Halkevi Musiki Kolu" şefidir. Burada konserler verir. Halkevi'nde gençleri toplar, onlara 10. Yıl Marşı'nı ve İstiklal Marşı'nı makam ve usulüyle okumayı öğretir.

*Bu bilgiler için REPERTÜKÜL sitesinden yararlanılmıştır.

DEVAMI HAFTAYA...
Son Dakika Haberleri