08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'Okullarda müzik saz ile öğretilsin'

Ders olarak amatörce isteğe bağlı, mandolin, flüt değil çünkü onlar bizim çalgılarımız değil, saz ile müzik öğretilsin... Bizim çocuk programlarında çocuklar sıraya giriyor, veriyorum sazı ellerine tıngırdattırıyorum. Diyorum bu ata sazınız. Eve gittiği zaman ben saz çaldım diyor’.

'Okullarda müzik saz ile öğretilsin'
A+ A-
EMİNE SAĞLAM AKFIRAT

Değerli TRT sanatçımız İbrahim Can ile birlikte Balkanların türkü fabrikası, TRT sanatçımız Rüstem Avcı ile söyleşimizin sonuna geldik. Çok keyifli dakikalar geçirdik. İlk bölümde bize “Ömrüm yettikçe türkülerimizi derlemeye ve notaya almaya devam edeceğim” demişti. Sanatçımızla sohbetimiz derinleştikçe keşfedilecek nice türküler olduğunu ve bunların çalışmayla aydınlığa çıkartılacağını öğrendik. Bu kadar büyük gayretin arkasında kim var diye sorduğumuzda, “Her güçlü erkeğin arkasında bir kadın vardır derler ya… Benim evde video çekimlerini eşim yapar. Derleme çalışmalarımda sözleri anlayamadığımda bana yardımcı olur. Sahneye çıkacağım zaman elbiselerimi hazırlar ve düzenler. Bir elmanın iki yarısı gibiyiz” yanıtını aldık. Değerli sanatçımızın arkasında da özveriyle, bütün yüreğiyle destek veren Batı Trakyalı, İskeçeli değerli eşi Necla Avcı var. Bu söyleşi süresince de sesiyle moral kaynağımız oldu. Birbirlerine olan sevgileri, aşkları türkülere verdiği değerin nedenlerinden belki de en önemlileri. Var olsunlar, sağolsunlar…

· İlkokullarda müzik derslerinde bağlama öğretilse nasıl olur?

Okullarda sevindirici bir düzenleme olmuş. Bütün okullara duyduğum kadarıyla elli bin adet bağlama alınmış. Ama yanlış bağlama alındı neden? Kısa saplı bağlama alınmış. Bakın bu bağlama uzun saplı. Ata sazımız. On yedi perdeydi yirmi dört perdeye çıkmış. Görüntüsü güzel olsun, kolay olsun diye. Kısa sap bağlama, aşıklama düzeninde çok güzel. Diğer türkülerimizde ses alanı daraldığı için, yöre tavrına uygun çalma tekniği uygulanamaz. Mesela zeybekler, Konya tavrı, Kayseri tavrı, Yozgat tavrı gibi tavırlar çalınamaz. Çalınsa da o zevki veremez. Onun için uzun saplı bağlamayı tercih ederim.

UZUN SAPLI BAĞLAMA ALINMALI

· Doğrusunu gösterelim o zaman türkü sayfamızdan

Bizim kolumuzun bileğinden kesilmiş şeklini görüyorum o kısa bağlamada. Tamam aşıklamayı çalabilirsin, bozuk düzen çalabilirsiniz ama bizim halk müziğimizin yüzde altmışı Hüseyni makamında. Onlar bozuk düzende çalınır, bağlama düzeninde de çalınır ama o lezzeti vermez. Mesela bir misket çalacaksın bağlama düzeninde çalamazsın ki. Bu moda şeklinde gelişti ve böyle yayıldı. Ders veren arkadaşlar sadece kısa saplı bağlamayı kabul etti. Aşık Veysel’de bağlama düzeni çalardı ama uzun saplı bağlamayla.

TÜRKÜLER ELMAS MADENİMİZ

· Bu sayfadan çocuklara türkülerin sevdirilmesi ve eğitilmesi konusunda bir çağrınız var mı?

Ders olarak amatörce isteğe bağlı, mandolin, flüt değil çünkü onlar bizim çalgılarımız değil, saz ile müzik öğretilsin. Cura çok zor çalınır. Curanın biraz büyüğü önerilebilir. Bizim çocuk programlarında çocuklar sıraya giriyor, veriyorum sazı ellerine tıngırdattırıyorum. Diyorum bu ata sazınız. Eve gittiği zaman ben saz çaldım diyor.

· Keloğlan, türküleri sevdirmede aracı olabilir. Bütün okullarda yapılabilir. Bunu buradan önerelim. Bütün okullarda gösteri yapılsın.

Tabi önerelim. Aslında maliyetimiz de çok düşük. Bir ben varım bir de kızımız. Burada önemli olan çocuklara çok iyi masal anlatacak birisi olacak bir de benim gibi türkülerle hakim olan birisi olacak. Bu ses kaydına alınıp ulusal düzeyde yayılır da yayılır.

· Peki bu arada tarihimizi türkülerle çocuklara anlatabilir miyiz?

Tabi ki anlatabiliriz. Türkülerimiz canlı kültür. Türküyü ben yer altından çıkan elmas madenine benzetiyorum. Usta o madeni işleye işleye çok güzel küpe, kolye yapıyor. Türkülerimiz de böyle.

ULUSAL BİRLİĞİN HARCI TÜRKÜLERİMİZ

· Vatanın bütünlüğünü sağlamada türkülerimizin rolü nedir?

1949 yılında Yurttan Sesler Korosu kuruldu. Bunu da kuran Muzaffer Sarısözen. Kuruluş amacı her yöreden türküler getirerek birlik, beraberliği sağlamak. Yani Edirneli de Kars türküsünü dinleyecek, Karslı da Ege türküsünü dinleyecek, Diyarbakırlı da Trakya türküsünü dinleyecek. Böyle bir kaynaşma, birlik ve beraberlik olacak. Yurttan Sesler Korosu bu işlevini yıllarca yürüttü. Ama son zamanda buna biraz su kattılar.

· Türkülerin yapıştırıcı özelliğini sağlayan nedir?

Karadeniz türkülerini İbrahim Can’dan dinleriz. Diyarbakır türkülerini de Diyarbakırlı sanatçılar güzel söyler. Diyarbakır türküsüymüş ne güzelmiş denmesi gerekir. Köy köy gezdiğim Bulgaristan’da herkes Neşet Ertaş türküleri söylüyor. Anadolu sevgisi bu. Bunlar birleştirici yapıştırıcı özellikler.

AYDINLIK’I ÇIKTIĞINDAN BERİ İZLİYORUM

· Bugünkü türkü çalışmalarını yeterli buluyor musunuz?

Türküyü notaya kaydetmek önemli. Ben derlemeleri yapayım, notasını alayım, kaynak olarak bende dursun. Mutlaka bir gün değerlenir. Yıllar geçse onlar ölmez. Niye? Notası var, tespit edilmiş. Ses kaynağı olmasa bile notaya bakarak söyleyebilirsin. İnşallah daha söylenecek çok türkümüz var. Gelecek genç nesillerde.

‘BULGARİSTAN TÜRKLERİNDEN ÇOK TÜRKÜ DERLEDİM’

· “Pirin'in Köprüsü Dardır Geçilmez” türküsünün derleme sürecini anlatır mısınız?

“Pirin'in Köprüsü Dardır Geçilmez” türküsünü 1978 yılında Bulgaristan’dan göç eden hemşerilerim plaklar getirmiş. O plaklardan yüzlerce türkü dinledim. İlginç olanlarını kasete aktardım. Sonra notaya geçirdim. TRT Repertuar Kurulu’na sundum. Çoğu kabul edildi. Bu türkü, adından dolayı söz anlaşılamamış “Pirin? Ne demek?” dediler. Bende açıklama yaparak tekrar Repertuar Kurulu’na sundum. Pirin, Bulgaristan’da bir dağ adı. Karşısında Rila Dağları var. Bir açıklama da notanın altına sundum. Osmanlı-Rus savaşında kahraman askerlerimiz, kahramanca savaşmış ve düşmana ağır kayıplar verdirmiştir.

· “Deli Bekir’in Avlusunda” türküsünün derleme süreci anlatır mısınız?

Deli Bekir türküsünü, yine Bulgaristan’dan gelen plaklardan dinlerdim. Rahmetli Cemil Şaban söylemiş. 1989 yılında Cemil Şaban Türkiye’ye zorunlu göç ederek yerleşti. İstanbul’da bir dernek gecesinde karşılaştık. Gözleri yaşlı benim söylediğim ilk kasetteki “Deli Bekir” türküsünü dinlemiş. Sen beni hiç görmeden, hiç tanımadan benim türkümü nasıl benden daha güzel söylersin dedi. Çok sevindi.

· Cemil Şabanoğlu kimdir?

Cemil Şaban 1939 doğumlu. Kırcali, Mestanli kasabası Bagryanka köyünde doğmuş. Orta okulu bitirince öğretmen olmuş. Saz çalıp söylermiş. Düğünlerde konserler verirmiş. Bir gün köy düğününde sesini beğenmişler. Kırcali Devlet Tiyatrosu’na davet etmişler. Kadrolu ses sanatçısı olmuş. Bulgaristan’ın Nurisesigüzel’i diye tanınıyor.

Hasan Rodoplu Cemil Şaban’ı şöyle anlatıyor: “Bir gün köyden Kırcali’ye indiğinde Kırcali Parkı’nda bir cura saz ve bir bağlaması olan birini gördüm. Yanına gittim. Öyle tanıştık. Karşılıklı türküleri söyledik. Sonra plak ve Sofya radyosu kayıtlarında birlikte çalıştık. Birçok konserleri beraber verdik. 1989 zorunlu göç de İzmir'e yerleştik. Ömrü uzun sürmedi rahmetli oldu.”

BEKÇİ İKEN HAYDUT OLDU MEZARI SOPA İLE DÖVÜLÜYOR

Deli Bekir türküsünün hikayesini, Deli Bekir’in köyüne yakın Çiflik Lisesi Müdürü ve Türkçe öğretmeni Aptikadir Aptiş Hoca’dan diliyoruz. Hocamızın babası, Deli Bekir’in döneminde yaşamış, birçok olayına tanık olmuş. Yakalanmasının ve öldürülmesinin tüm ayrıntılarını biliyor. Ayrıca cenazenin kaldırılışına ve toprağa verilişine bizzat katılmış. O yıllarda 18 yaşlarında bir genç imiş. Hocamız türkü ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Türkünün tarihçesi, kim ve ne zaman bestelemiş bilinmiyor. Deli Bekir’in kurbanları için yumuşak ifadelerle ağıt yakılmıştır. Yıllardan beri bu çok sevilen ağıt türkü okunuyor, yaşatılıyor. Yöremiz insanının kültürümüze bu katkısından dolayı biz de gurur duyuyoruz.”

Olay Kırcaali’nin Esmerli (Esmilli) Köyü’nde yaşanır. Köy, Perperek ırmağının verimli vadisinde, Balkanların 2500–3000 yıllık en büyük taş evli yerleşim birimidir. Deli Bekir köyde yaşayan fakir bir aileden gelmektedir. Köyün en varlıklı ailesi Emin Ağaların çiftliğinde yıllarca bekçilik yapar. Aynı dönem Devlet Deli Bekir’i köy korucusu yapar, asker toplama, kaçak askerleri bulup ilgililere teslim etmek konusunda yetkilendirir.

Deli Bekir geceleri çiftlik bekçiliği, gündüzleri ise devlet görevini yürütür. Görev gereği silahlı adamları vardır ve bütün köyleri dolaşır. Deli Bekir artık herkesin çekindiği, güçlü, namlı ve çok acımasız bir kişi olur. Bir defasında, sırf izinsiz dut yiyor diye bir çocuğu ağacın üzerindeyken ateş edip öldürdüğü söylenmektedir.

Deli Bekir, Emin Ağa çiftliğinde bekçilik yaparken hep varlıklı biri olma hayali kurar. Eline geçen her fırsatı, bu amaç için kullanır. Savaşlarda ölenlerin bazılarının malına mülküne el koyar, dul kalmış eşlerini de ikinci veya üçüncü eş olarak alır. Deli Bekir’e direnmenin sonu ölümle biter. Hedefinde, daha ziyade, eşleri savaşlarda ölmüş, dul kalmış kadınlar veya eşleri askere gitmiş genç gelinler olmuştur. Hatta köyünün 12-13 km uzağındaki bir köyden bile bir genç kadını öldürdüğü söylenir.

Köylüler ona “Bekir Ağa” diye seslenir ama bu durumdan da son derece rahatsızdırlar. Devlet gücünü arkasına almış bu zorbadan kurtulmanın yollarını ararlar. Düğüncüler Köyü’nden Topal Kadir adında bir çete başı vardır. Bölgeyi dağdan idare eder. Halkın güvenini kazanmıştır. Topal Kadir, zaman zaman elinde kılıcı, uzun saçlarıyla köylerde rahatça dolaşır, insanlarla sohbet eder. Genellikle fakirden ve güçsüzden yanadır. Çocukları korur. Köylüler bir yolunu bulup dertlerini Topal Kadir’e iletirler, o da kabul eder.

Köyüne dönmekte olan Deli Bekir’i Topal Kadir ve dört adamı takibe alınır. Deli Bekir yoluna devam ederken, etrafındaki çember iyice daralmıştır. Eve gelip sofraya oturduğunda, Topal Kadir ve arkadaşları hışımla içeri girer. “Davranma!” diye bağırırlar. Yerdeki silahını eline alma fırsatı bulamadan Deli Bekir’i teslim alıp boynuna urganı geçirirler. Yerlerde sürükleyerek Karakuz bayırına doğru pınarın kenarında silahla öldürürler. Ve ardından bu türkü yakılır.

Anlatılanlara göre o yıllarda yolu mezarlıktan geçenler Deli Bekir’in mezarını sopa ile dövüyorlarmış. Bugün de hala “mezarı dövülen adam” diye anılırmış.

· Son olarak Aydınlık Gazetesi okurlarına ne mesaj vermek istersiniz?

Aydınlık Gazetesini çıktığından beri takip ederim. Vatandaş olarak. Bazen hiç akla gelmedik sürpriz konularla çıkardı Aydınlık. Ve bütün dedikleri de doğru çıkardı. Ben o yönünü çok beğenirim. Aydınlık Gazetesi’ni takip etsinler.

· Rüstem Avcı’dan çok şey öğrendik. Büyük zenginlik kattı bize. Çok teşekkür ediyoruz. “Görüşmek üzere be ya!..” diyerek söyleşimizi çok değerli bir dost kazanarak bitiriyoruz…

PİRİN'İN KÖPRÜSÜ DARDIR GEÇİLMEZ

Pirin'in Köprüsü dardır geçilmez

Soğuktur suları bir tas içilmez

Bağlantı:

Aman Bre Annem Babam Dayanamaycam

Ben Bu Pirin'in Balkanında Duramaycam

Pirin'in Evleri Sazdan Samandan

Korkumuz Yoktur Bizim Düşmandan

Bağlantı

Pirin'de Her Mevsim Farksız Bahardan

Düşmanları Kovar Biz Bu Diyardan

Bağlantı

Pirin: Balkanlarda Bugün Bulgaristan Sınırları İçinde Bulunan Bir Dağ

DELİ BEKİR'İN AVLUSUNDA

Deli Bekir'in Avlusunda Zincir (De) Kuyu

Deli (De) Bekir'in Şimdi Öğrendim Eski (De) Huyunu

Bağlantı:

Ah Deli Bekir

Vah Deli Bekir

Var Git Evine

Çok Da Yazık Ettin

Ah Deli Bekir

Beş Yıllık Geline

Deli Bekir'in Ak Evleri Seksen Direkli

Deli (De) Bekir'in Ortan Karısı Aslan (Da) Yürekli

Bağlantı

Deli Bekir'in Avluları Taşdan Dikenden

Deli (De) Bekir'i Öldürdüler Balkandan Gelirken

Bağlantı

Ortan: Ortanca

Balkan: Sarp ve ormanlık dağ

Son Dakika Haberleri