09 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şakir Öner Günhan Aydınlık'a konuştu :‘Kıbrıs'a askerlerden sonra biz çıkartma yaptık’

“1974 yılında TRT olarak ilk halk müziği programını Kıbrıs’ta ben yaptım. O dönem Kıbrıs’ta milli duygular çok öndeydi. Sanatçı kitlesi de büyük destek verdi. Bazıları da sanatçıları eleştiriyordu ‘sen sanatçısın niye siyaset yapıyorsun’ diye. Ama Kıbrıs siyaset değil ki milli bir dava!”

Şakir Öner Günhan Aydınlık'a konuştu :‘Kıbrıs'a askerlerden sonra biz çıkartma yaptık’
A+ A-
Emine Sağlam AKFIRAT

TRT sanatçımız İbrahim Can ile birlikte TRT’nin usta sanatçısı Şakir Öner Günhan ile, yapımcılık sınavından sonra iz bırakan Radyo programlarını, 1974 Kıbrıs çıkartmasından sonra adada ilk halk konserine önderlik etmesini, yasaklanan türküleri konuştuk. Gelin ayrıntılarını birlikte dinleyelim…

TRT’de yapımcı olduğunuz dönem hangi programlara imza attınız?

Evet… 1973 yılında sınav kazanarak "Prodüktör" oldum. Ankara Televizyonu’nda, “Saz ile söz”, “Bir türkü dinliyoruz”, “Bir solist”, “Türkülerin Hikayesi”, “Ankara Rüzgarı” programlarını hazırladım.

Ondan sonra “İsteyin, Çalalım” programına başladık. Hatta ilk önce Özay Gönlüm ile başladım. Özay Abi sunuyordu. Yapım yönetim bendeydi. Özay Abi'nin o köylü şivesiyle, Denizli Orta Anadolu şivesiyle, ninesini anlatan bir programdı. Bizim devreden, çok değerli bir üstattı.

Şakir Öner Günhan Aydınlık'a konuştu :‘Kıbrıs'a askerlerden sonra biz çıkartma yaptık’ - Resim: 1

“Saz ile söz” nasıl bir programdı?

“Saz ile Söz” programını doğuda çektik. Programda yörenin kültür hayatına da yer veriyorduk. Örneğin Sivas’a gidiyorduk, Pir Sultan Abdal'ın hayatını da işliyorduk. Şartlar çok zorluydu. Çekim yapacağımız yerlerde yatacak yer bulamazdık. Köylülerin evlerinde yatardık. Evlerde elektrik yoktu. Sadece doktorun evinde ve sağlık ocağında elektrik vardı. Oralarda gündüz çok kısaydı. Çekimler sabah saat 9'da 10'da başlıyor, saat 3, 4 deyince bitiyordu. Bu çekimler neticesinde hep teşekkürnamelerimiz vardır.

İ.Can: O dönemde televizyonda 30 dakikalık solo programlar çok yapılıyordu. Şakir Öner Günhan televizyona çıkacak diye akşamları evlerde harıl harıl hazırlıklar yapılıyordu. Her yörenin halk türkülerini özellikle de Konya türkülerini çok güzel okurdunuz. Hatırlıyorum, Trabzon’da iki sinema vardı. Bir yanda Melek diğer yanda Sümer Sineması. Karşıda da TÖBDER vardı. Orada sabahtan akşama kadar üstadın meşhur ettiği “Şu sazıma bir düzen ver” türküsü çalınıyordu. Bıkmadan, usanmadan dinlerdik.

“Tarlaya ektim soğan”, “Kara kaşlı yar, söyle derdini”, “Bağa girdim bağ budanmış” türkülerini Şakir Öner Günhan meşhur etmiştir.

“Bağa girdim Bağ budanmış” Yücel Paşmakçı’nın derlediği bir türkü. Allah selamet versin kendisine. Çok saygı duyduğum, başımızın tacıdır hocamız. Ellerinden sevgiyle, saygıyla öpüyorum.

BODRUM HAKİMİ TÜRKÜSÜNÜN YASAKLANMA NEDENİ

Başka hangi türküleri okurdunuz?

O yıllarda “Bodrum Hakimi” türküsünü vardı, çok iyi okurdum. Ama yasaktı.

Neden yasaktı?

Bu türkünün çok hazin bir öyküsü var. Maalesef TRT'nin garip kuralları vardı. Neymiş efendim, Hakime Hanım kendini astığı için söylenmesi yasakmış. Her acı, tatlı olay üzerine yazılmış türkülerimiz var. Orada bir dram var. Ürgüplü Refik Başaran’ın “Cemalım Cemalım” diye bir türküsü vardı. Bu da bir ağıttır. Cemal için yakılan ağıt serbest oluyor da Hakime hanıma yapılan ağıt neden yasak oluyor anlamıyordum. Bazen böyle bağnaz uygulamalar vardı maalesef. O türküleri çok iyi bilip okuduğum halde okumak yasaktı.

Bir de Kıbrıs türküsü vardı “Bir, bir, biri birilerine” diye. O da yasaktı. Bunlar denetimden geçemiyordu.

Şakir Öner Günhan Aydınlık'a konuştu :‘Kıbrıs'a askerlerden sonra biz çıkartma yaptık’ - Resim: 2

KIBRIS BARIŞ HAREKATI’NDA TÜRKÜ DESTEĞİ

İ.Can: O türküyü sonra popçu arkadaşlar söyledi.

Kıbrıslı popçu bir arkadaş, bu benim türküm dedi. Bu arkadaş Kurtuluş Lisesi’nden devre arkadaşımdı.

TRT olarak moral için Kıbrıs’a da gittiniz mi?

Evet… Kıbrıs'a askerlerden sonra biz çıkartma yaptık. TRT olarak Kıbrıs’ta, ilk halk müziği programını ben yaptım.

O dönem Kıbrıs’ta milli duygular çok öndeydi. Sanatçı kitlesi de büyük destek verdi. Bazıları da sanatçıları eleştiriyordu “sen sanatçısın niye siyaset yapıyorsun” diye. Ama Kıbrıs siyaset değil ki milli bir dava. Ayrıca en iyi siyaseti sanatçılar bilir. Dürüsttürler çünkü. Ayrıca sanatçı siyasetini türkülerle yapıyor zaten.

NEZAHAT BAYRAM’IN GAZİNO PROGRAMLARINDA SAZ ÇALDIM

Siz hem prodüktör oldunuz hem televizyondasınız hem de sahnelerde yer aldınız.

Evet bütün bu işleri bir arada yürütebildim. Önce radyoda Müzik Dairesi eğlence bölümünde prodüktördüm. Kadrom Radyo’dan Televizyona alındı. Televizyonda da müzik prodüktörlüğü yaptım. Televizyonda hem halk müziği hem de halk oyunları üzerine programlar yaparım diye düşündüm. Ayrıca Nezahat Bayram’a saz çalıyordum. Bir gecede 15 lira yevmiye alıyordum. O zamanlar daha evimiz, barkımız yoktu. Babam ölünce aylık ev kiramız 35 liraydı. Üç günlük aldığım yevmiyeyle ev kiramız çıkıyordu. Geri kalanını anacığım biriktirdi. Bu çalışmayla ev bile aldık.

HALKOYUNLARI EKİBİNDE 6 KIZ OLUNCA BAYRAM YAPARDIK

Eskiden halk oyunları oynamanın sıkıntıları var mıydı?

Olmaz mı? 60'lı yıllarda hanım oyuncu bulmak zordu. Kırmızı bir Vosvogenim vardı. Tek tek dolaşır bayan arkadaşlarımı toplar, gösteriden sonra tek tek evlerine dağıtırdım. Talebelerim de hatırlarlar o yılları. Biz buralardan geldik. O Anadolu Ateşini seyrederken tüylerim diken diken oluyor. 60 kız, 60 erkek o yıllarda nerede? O günler hep onları düşlerdik. Biz dört kızı dört erkeği bir araya getirip oynayalım diye alnımızın damarı çatlardı. Altı kız olduğumuzda bayram yapardık.

TRT’DE İŞÇİ STATÜSÜNE GEÇMENİN YARATTIĞI İMKAN

Siz sahnede çalışmak için memur statüsünden işçi statüsüne mi geçtiniz?

Evet... Bir gün televizyonda odamda otururken bir bey geldi. Elinde büyük bir paket vardı. Paketi masanın üstüne koydu. Ben Ayman Artun, menajerim sizi sahneye çıkartmaya geldim dedi. Adamın yüzüne şaşkınlıkla baktım ve devlet memuruyum, sahneye çıkamam, ikinci iş yasak dedim. Vallahi biz teklif ediyoruz, siz düşünün dedi.

Masaya konan 300 bin lirayı aldım. Büyük paraydı. O dönemde o parayla büyük bir daire alınırdı. Ayman Artun ile birlikte Yıla Baba dediğimiz Müzik Eğlence Bölüm Müdürümüze gittik. Durumu anlattım. Yıla Baba da işin içinden çıkamadı.

İSMAİL CEM’İN YARATICI BULUŞU

O dönem TRT genel müdürümüz Allah rahmet eylesin İsmail Cem’di. Yıl Baba işin içinden çıkamayınca, en iyisi genel müdüre çıkalım dedik. İsmail Cem baba, TRT’nin gelmiş geçmiş en önemli genel müdürlerdendi. Randevu aldık ve yanına çıktık. Babamız hemen bir çözüm önerdi. Bize, “TRT’de ücretsiz izin alma hakkı var. Ancak işçi statüsüne geçeceksin ki, sana altı ay ücretsiz izin verelim. Çok takdir ettiğimiz çalışkan kadromuzsun, seni kaybetmek istemiyoruz” dedi.

Hemen bir dilekçe yazacaksın” dedi. “Tamam” dedim. Bu desteği insana ancak öz babası yapabilirdi.

ALTI AY UZAK KALAN, YENİDEN SINAVA GİRER

Altı ay sonra tekrar sınav yapıldı mı?

Evet yapıldı. Müzik dairesinde, altı ay radyo mikrofonundan uzak kalan sanatçı, tekrar döndüğünde sınava tabi olur diye bir kural vardı. Altı ayın sonunda Müzik dairesi yetişmiş sanatçı alacağını yayımladı. Ahmet Özhan, Ümit Tokcan ve ben birlikteyiz. Yıl 1980.

Sınavlarımız müzik dairesinde yapıldı. Radyoda halen benim hocalarım vardı. Osman Özdenkçiler, Mustafa Geceyatmazlar, Ali Canlar. Radyoya girdiğimde de hocalarımdı. Tabii o dönem İstanbul Radyosu'nda Nida Tüfekçi, Neriman Altındağ Tüfekçi’de vardı. Çok iyi para kazanıyordum, dönmesem de olurdu. Ama radyo benim içimde bir ukde idi. Sınava girdik, kazandık ve kadrolu sanatçı olarak Arnavutluk’a gönderildik. Bu şekilde radyoya dönmüş olduk.

Döndükten sonra hangi programları yaptınız?

Döndükten sonra da çok güzel programlar yaptım. “Yörelerimiz, Türkülerimiz” programını radyoya döndükten sonra yaptım. Yaklaşık 14 sene sürdü.

“Yörelerimiz, Türkülerimiz” programında, her ay, beş gün bir bölgeye gidiyorduk. Ve gittiğimiz yerler, Samsun'dan Adana'ya bir ip çekin, bu çizginin hep doğusuydu. Batıya çok nadir gittik. Prodüksiyon bana aitti. Yapım, yönetim ve sunuculuğunu ben yaptım.

ŞAKİR ÖNER GÜRHAN

TARLAYA EKTİM SOĞAN

Yöresi: Trabzon

Kaynak Kişi:

Hüseyin Birincioğlu

Derleyen ve Notaya Alan:

Ahmet Yamacı

Makamsal Dizi:

Çargah+Bayati Şiraz

Konusu-Türü: Aşk-Sevda

Ses Genişliği: 8 Ses

Tarlaya ektim soğan

Bitmedi yedi doğan

Hep mi güzel oluyor

Senin annenden doğan

Bağlantı:

Oy niye hanım niye

Öldüm yar diye diye

Boynunda iki lira

Ver birini ver hediye

Guzgun dere yukarı

Yol gider Ganliga'ya

Kız ben seni alırım

Liralar saya saya

Bağlantı

Ormandan yol açarım

Seni alır kaçarım

Dört yanım duvar olsa

Şahin olur uçarım

Bağlantı

Şakir Öner Günhan Aydınlık'a konuştu :‘Kıbrıs'a askerlerden sonra biz çıkartma yaptık’ - Resim: 3

Şakir Öner Günhan Aydınlık'a konuştu :‘Kıbrıs'a askerlerden sonra biz çıkartma yaptık’ - Resim: 4

Türkü TRT Kıbrıs şakir öner gürhan saz ile söz