03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

’İsrail öldürmeyi iyi bilir’ polemiği

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Başbakan Yıldırım, “(Eurovision) Bu sene şarkı yarışması çok ideolojik şekle dönüştü. Bu yıl ilk defa İsrail’de yapılması için İsrail’e kazandırdılar. Puan alamadığı halde kazandırdılar, kazanan ülkede yapılıyor ya. En son Lizbon’da yapıldı. Oylama değişikliğine gittiler, planlamışlar, seneye İsrail’de Kudüs’te yapılsın... İnadına gidiyorlar, dinlerarası çatışmayı körüklemek için. İsrail’in şarkıcısı iyi şarkıcı değil. İsrail sadece öldürmeyi bilir, şarkı söylemeyi bilmez” dedi.

Uluslararası yarışmaların, Nobel ödüllerinin ideolojik olmadığını veya siyasi amaçlara hizmet etmediğini hangi akıl iddia edebilir. Orhan Pamuk’a verilen Nobel Edebiyat Ödülü ve bir milyon dolar ikramiyenin “Türkler, Ermeni ve Kürtleri katletti” ifadesi için takdim edilmediğini kim söyleyebilir. İsrail’in şarkıcısı iyi değil demesi şahsına münhasır bir tercihtir. ‘İsrail’e çıkar hesaplı verildi’ demesi de gayet normaldir. Zevkler ve renkler tartışılmaz. “İsrail şarkı söylemeyi bilmez, İsrail öldürmeyi bilir” demesi mantıklı değil hissidir. Bu ifadeye cevap yetiştiren Odatv yazarı İsrailli Rafael Sadi, Başbakan Yıldırım’ın konuşma metninden cımbızladığı bir cümle üzerinden İsrail’in şarkı söylemeyi bildiğini ispata soyunmuş(!)

İNANÇ İLE BAĞDAŞMIYOR

Ama ve lakin Yahudi Rafael Sadi’nin IŞİDvari şu açıklamasının Musevi inancı ile bağdaşmadığını belirtelim. İfadesini tashih etmeden aynen aktarıyoruz: “‘İsrail öldürmeyi bilir’ lafına katılmamak mümkün değil. Evet bu ülke, Recep Tayyip Erdoğan’ın da Davos’ta rahmetli Şimon Peres’e söylediği gibi ‘öldürmeyi çok iyi bilir’. Bu konuda düşmanları oldukça deneyim sahibidir. İsrail, kendisine saldıranları her zaman bulup imha etti ve etmeye de devam edecek gibi görünüyor. Bu sayede dört bir tarafı düşmanlarla kaplı ufacık ülkesinde vatandaşlarını koruyabiliyor ve yok edilmek istenen milletini müdafaa edebiliyor. ‘Öldürmeyi bilmek’ İsrail için bir aşağılama değil aksine bir onur ve gurur vesilesi. Zira kim İsrail’i yok etmek isterse sonu pek hayırlı olmuyor.” Açıklamasında tehdit, şantaj, kibir ve mafyavari hoyratlık tavan yapmış.

Dünyanın en nüfuzlu ve en büyük devletlerinin desteğini, himayesini ve sempatisini arkasına alan İsrail, Müslüman okyanusunda küçük bir ada olarak tanıtılır. Arap ve Müslüman âleme kök söktüren olarak pazarlanır. Pazarlama, reklam ve propaganda faaliyetlerinde ustadır. Şüphesiz ki İsrail’i güçlü, muteber ve yaptırım gücüne haiz yaptıran önemli sebepler var. Uluslararası Yahudi-Musevi dayanışması gayet önemli bir unsurdur. Ancak Yahudi-Musevi toplumu güllük gülistanlık olarak tasavvur etmek büyük bir yanılgıdır. Her İsrailli kadını asker veya deniz kıyısında üstsüz ve tanga mayo ile görebileceğini hayal edenler olabilir. Ancak İsrail sokaklarında siyah çarşafla tamamen kapanmış kocasının arkasından yürüyen kadın ve çocukları gördüğünüzde rüyanızda Talibanistan, Vahhabistan veya IŞİDistana geldiğinizi sanmayın.

İSRAİL’İN YENİLGİSİ

MOSSAD dünyanın her tarafında film tadında mükemmel operasyonlar yapar algısı da doğru değildir. İki önemli gelişme İsrail efsanesine büyük bir darbe vurdu. İsrail, Temmuz 2006’da Lübnan’a yönelik bir askeri işgal operasyonu başlatır. 33 gün süren sivil yerleşim birimleri, BM kampları ve altyapı bu kapsamlı saldırıya maruz kalmasına rağmen İsrail yenilginin tadını aldı. İsrail ordusu ve istihbaratında Hizbullah için çalışan subaylar iddiası ayyuka çıktı. Geçen hafta İsrail’in yurtiçi gizli servisi Şin Bet ve İsrail polisi, yaptığı yazılı açıklamada İsrail’in eski Enerji ve Altyapı Bakanı Gonen Segev hakkında İran’a casusluk yaptığı gerekçesi ile soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu.

Ancak İsrail’e bir hakkı teslim etmeliyiz. İsrail, esas olanın nicelik değil nitelik olduğunu birçok alanda ibraz etmiştir. Çocuk yaştaki Hz. Davud’un akıl ile birleşen küçük bir taşın büyük ve korkutucu bir baş olan Calut’u (Golyat) nasıl alt ettiği öğreticidir. Kur’an da insanoğluna bahşedilmiş en önemli hazine akıl kabul edilir. Lakin maalesef bu aklı İsrail iyi kullanırken Arap ve Müslüman âlemi aklını yitirmiş daha çok vücuttaki akıl ve başın altındaki bölüme ehemmiyet vermiştir.