Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 17°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Aydınlık’ sevmeyen 2 başkan

Çetin Susan

Çetin Susan

Eski Yazar

A+ A-

Geçtiğimiz hafta sonu Ankara 19 Mayıs Stadı'nda oynanan Ankaragücü-Altınordu maçını izledim. 103 yaşındaki Ankaragücü ile 90 yaşındaki İzmirli, Altınordu, Türkiye futbol liglerinin 3.kademesi olan 2.Lig'de karşılaştılar.

Bu sezon 56.sı oynanan 1.kademenin (Süper Lig), geride kalan 55 sezonunda 49 kez yer alan MKE Ankaragücü ile 10 kere mücadele eden Altınordu'yu yıllar sonra 2.Lig'de de olsa karşı karşıya görmek heyecan vericiydi. Çünkü, profesyonel futbolun yerleşmesinde emeği olan kulüplerin hepsi onlar kadar şanslı değildi.

PTT, Hacettepe(1945) gibi kapısına kilit vurulan ya da kimliğiyle oynanan kulüplerin yanında; Vefa, Beykoz, Feriköy, Yeşildirek, İzmirspor, Zonguldakspor, Malatyaspor, Diyarbakırspor gibi emektarlar da kentlerinin amatör liglerinde var olma savaşı içindeydi.

Öte yandan, İstanbul Belediyespor, Ankaraspor gibi ucubeleri peydahlayan siyasi yaklaşımlar; Cumhuriyetin dişiyle tırnağıyla ürettiği kamuya ait her şeyi satıp savma hıyanetiyle, Şekerspor gibi kulüplerin de çanına ot tıkadılar. Ankara Demirspor gibi elde kalanlarınsa boğazını sıkmayı sürdürüyorlar.

Oysa, bugün statlara sığmayan futbol sevgisinin temellerini atan, profesyonel liglerdeki semt ve müessese kulüpleriydi. Yeri gelmişken, artık ulusal liglerde olmayanlardan hatırlayabildiklerimin adını anarak, vefa borcumuzu ödemeye çalışayım.

İstanbul'dan: Adalet, Beyoğluspor, Taksim, Davutpaşa, Süleymaniye, Hasköy, Galata, T.Tayfun, Çapa, Zeytinburnu, Bakırköyspor... Ankara'dan: Petrol Ofisi, Güneşspor, Toprakspor, Sitespor, Altındağ, S.Barbaros, Yenimahalle, Yenişehir... İzmir'den: Ülküspor, Yeşilova...

Maça dönersek; Ankaragücü, cezası nedeniyle geçen sezondan beri ilk kez seyircisiyle bu maçta buluştu. Yaklaşık 15 bin kişi vardı tribünlerde. Ankaragücü 2.Lig'de de, 3.Lig'de de olsa ateşli taraftarı onu bırakmıyor. Cemal Aydın ve Melih Gökçek gibi "felâketler" peş peşe gelse de, kulübü yıkamıyor. Dört dörtlük bir "sivil toplum" organizasyonu bu. 14 bini bulan kombine satışından da anlaşıldığı gibi...

Benzerini 2008 Ocak ayında, Tire'de görmüştüm. O tarihte İzmir Amatör Ligi'nde oynayan Göztepe'nin binlerce taraftarı Tire Stadı'nı doldurmuştu. Göztepe'nin zor günleriydi ve taraftarı, kulübü satın almış olan Altınbaş'a da ateş püskürüyordu. Tıpkı Manchester United taraftarı gibi bu ülkenin tutkulu futbol taraftarları da, kulübün gerçek sahipleri olduklarının bilincindeydiler. Yönetim süreçlerine doğrudan olmasa bile dolaylı olarak müdahale edecek güce sahip olduklarının farkındalardı, A.Ş. hisseleri kimin elinde olursa olsun.

Ülke futbolunun temel taşları olan bu kulüplere borcumuz olduğunu düşünen birisi olarak, onlara bu sütunlar aracılığıyla destek olmayı görev sayarım. Bahsettiğim maç öncesi irtibat kurup, Ankaragücü ve Altınordu adına görüş almak istediğim her iki kulübün başkanları, Mehmet Yiğiner ve Seyit Mehmet Özkan'ın Aydınlık'ta anılmak istemediklerini anladım. Bu bilgi notunu da tarihe düşmüş olalım. Unutmadan; Ankaragücü ile ilgili, anlatılacak çok şey var... Pek yakında...