Dış Dünyada ve Türkiye’de 'Tek Konu Partileri'
Tek konu partileri ile ilgili Türkiye’de ilk ve tek akademik çalışma yapan akademisyenimiz Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan Doç. Dr. İbrahim Saylan’dır. Kendisinin kaleme aldığı “Türkiye Siyasi Hayatında Tek Konu Partileri” makalesini inceledim, ondan esinlenerek ve alıntılayarak Türkiye’de az bilinen bir konu olan “Tek konu partileri”ni ne olduğunu okuyucuya anlatmaya çalıştım. Yurtdışında akademik çalışmalar olsa da literatür taramasında Türkiye’de bu konuyla ilgili sempozyum bildirisi, makale veyahut kitap bölümüne ulaşamadım. Peki nedir “Tek konu partileri” olgusu?
Tek konu partileri çoğunlukla ilhamını toplumsal hareketlerden alan ve iktidara yönelik baskı grupları gibi çalışan partilere verilen addır. Bu partiler kadın hakları, hayvan hakları, ekoloji, telif hakları, hayvanların kobay deneylerinde kullandırılmaması, kürtaj, vergilendirme, marihuana kullanımı, aile değerlerinin korunması, dini konular, engelli bireyler ve pandemi döneminde olduğu gibi aşı karşıtları vs yasal değişiklikler yapmak için mücadele ederler. Genellikle kısa ömürlüdürler. Dünya genelinde kitleselleşmiş muhalif yapılara sahip olamamışlardır ancak Almanya’daki Yeşiller Partisi bunun istisnasıdır. Yeşiller Partisi her ne kadar çevre konularında oy bazında belli olgunluğa ulaşsa da muhalefetin mobilizasyonunda başarılı olamamışlardır. Örneğin; 1993 yılında kurulan “United Kingdom Independence Party (UKIP)”, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkması için mücadele etmiştir. Parti bu diskuru ile popüler olmuş ve İngiltere’nin AB’den çıkmasında büyük katkılar sunmuştur. 1869’da Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan “Prohibition Party” içki üretiminin ve satışının yasaklanmasını hedef koymuştu. Bu parti 1919-1933 yılları arasında içki yasağının yasalaşmasında etkin rol almıştır. 1991 yılında Kanada’da kurulan “Bloc Quebecois” Quebec eyaletinin Kanada’dan bağımsızlığını sağlaması için kurulmuştur. “Animal Justice Party” 2011 yılında Avustralya’da kurulmuş ve hayvan hakları ile ilgili çalışmalar yürütmüştür.
Türkiye’de ise tek konulu partiler dış dünyadaki gibi kitleselleşemeseler de çalışmalarını belli dönemlerde yürütmüşlerdir. Örneğin; Dayatmasız Yaşam Partisi, Türkiye Ulusal Kadınlar Partisi (1972-1981), Yeşiller Partisi (1988-1994), Türkiye Özürlüsüyle Mutludur Partisi, Kadın Partisi. Bu partilerden Dayatmasız Yaşam Partisi haricindekilerin genel siyasi görüşü özgürlükçü sola yakındır. Dayatmasız Yaşam Partisi ilk olarak aşı karşıtlığıyla ortaya çıkmış, Büyük Uyanış Derneğinin uzantısı şeklinde organize olmaya çalışmış ve genel politik mottoları ise Türk-İslam sentezi olmuştur. Kadın Partisi 2014 yılında kurulmuştur. Hedefleri ise erkek egemen toplumu değiştirmekti. Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı, ayrımcılık karşıtı, emekten yana, çevreci, barış ve kardeşliği savunan, çoğulcu, katılımcı, tabandan demokrasi ilkelerini savunan, şiddet ve savaş karşıtı bir partidir. 1972-1981 yılları arasında faaliyet gösteren Türkiye Ulusal Kadınlar Partisi’de aynı Kadınlar Partisi gibi kadının toplumsal konumunu iyileştirmeyi amaçlayan bir partiydi. Ancak 1980 Darbesinden sonra pek çok parti gibi bu parti de kapatılmıştır. Türkiye Özürlüsüyle Mutludur Partisi 1996 yılında kurulmuştur. Engelli bireylerimizin siyasi katılımını ve topluma entegrasyonunu kendisine hedef seçmiş bir partidir. Maddi yetersizlikler nedeniyle 2003’te kapanmıştır. Son olarak Yeşiller Partisi ise çevreye duyarlı, merkez sol nitelikte bir parti olmuştur. 1994 yılında kendi bütçe hesabını sunamadığı için Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştır. Daha sonra bu parti 2008 ve 2020 yılında tekrar kurulmuştur. Türkiye’de günümüzde faal olan tek konu partisidir denilebilir. Partinin hedefleri arasında şunlar vardır: “Doğaya uyum, iklim kriziyle mücadele, barış ve şiddetsizlik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve feminizm, küresel mücadele, yerel ve doğrudan demokrasi, sürdürülebilirlik, adil paylaşım, özgür yaşam, çoğulculuk”
Son tahlilde kanaatimce Türkiye’deki tek konu partilerin gücünün dış dünyaya göre daha cılız kaldığı söylenebilir. Ancak Kadın Partisi ve Yeşillerin yerel ve ulusal ölçekte siyasallaşma konusunda toplumu yönlendirmede görece etkili olduğu söylenebilir. Ancak bu partiler muhalefeti mobilize etme konusunda yetersiz kalmışlardır. Nitekim büyük çoğunluğu da kısa ömürlü olmuştur. Bu tip partilerin çoğalmasının Türkiye’de demokrasi mücadelesine katkı sağlayacağı kanaatindeyim. Nitekim tek konu partilerin güçlü olduğu ülkelerin aynı zamanda demokrasi endeksinde üst sıralarda olduğunu gözlemliyoruz.