16 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fenerbahçe’ye kumpas para içinmiş!..

Çetin Susan

Çetin Susan

Eski Yazar

A+ A-

Balyoz kumpasında sanık yapılan, eski Hava Kuvvetleri Askeri Savcısı, emekli hakim albay Üçok, 17 Mart 2014 tarihinde, Odatv’de, “Beşiktaş taraftarı Dr. Ahmet Zeki Üçok” imzasıyla bir yazı kaleme almıştı.  

Yazının, 3 Temmuz süreciyle ilgili bölümünde, “şike”operasyonunun amacı şöyle açıklanıyordu: “Basın yayın kuruluşlarında şike soruşturması olarak yer alan bu soruşturmanın en önemli nedenlerinden birincisi biat ettirmektir. Bu yapılanlar, toplumda hala hükumet ve Gülen Cemaati gibi etkin güçlere boyun eğmeyen kurumları diz çöktürme ve ele geçirme operasyonudur. 

Özellikle de Fenerbahçe’yi hedef tahtasına koyarak, en büyüğü deviren bize neler yapmaz dedirtmeyi amaçlamıştır. Böylece; Aziz Yıldırım’ı bile tutukladılar, bize neler yapmazlar korkusu tüm spor camiası mensuplarının yüreklerine ekilmiştir. Bundan sonrası kolaydır. Türk toplumunun günlük hayatının en önemli varlıkları olan spor kulüpleri de ele geçirilerek, büyük taraftar kitlelerini kontrol etmek, onları yönlendirmek daha da kolay olacaktır.”  

Devamında, Aziz Yıldırım’a ilk komplonun, 2008’de tezgâhlandığına değinilen yazının, 3 Temmuz kumpasının ikinci gerekçesini anlatan satırlarıysa şöyleydi: “Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde başta NATO ihaleleri olmak üzere TACAN, TAFİCS gibi stratejik önemi büyük askeri projeleri gerçekleştirmiş bir kişidir. 

Bu alanlarda etkin olarak iş yapabilmek dışarıdan görüldüğü kadar kolay değildir. Benim de param var, ben de teklif veririm, işi alırım, diyerek bu alanda iş yapamazsınız. Aziz Yıldırım’ın yerine hükumete ya da cemaate yakın yandaş bir oyuncunun sürülmesi, şike operasyonu aldatmacasının ikinci ve en kazançlı ayağı olup, atılan taşın vurmayı amaçladığı ikinci kuştur.” 

Bu yazıdan 9 ay kadar sonra, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun’un, “İn” isimli kitabı yayımlandı. Bu kitabın 2. Bölüm’ünde yer alan, “Şike davası değil, para davası!” başlıklı bölümünden de bazı alıntılar yapacağım.  

Uzun, Futbol Fedrasyonu’nda görevli bir cemaatçi olduğunu söylediği İ. Çobanoğlu ile tanıştıktan ve Fatih Altaylı’nın bazı uyarılarından sonra, “Ben de bugün artık, Gülen Cemaati’nin önce futbolcuları şakirt yaptığına, sonra Futbol Federasyonu’nu ele geçirmeyi amaçladığına, 8,5 milyar dolarlık futbol piyasasını elde ederek ‘paraya ulaşmak’ istediğine inanıyorum.” diyor ve devam ediyor:  

“Çok iyi biliyorum ki Cemaat, Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’na önemli bir ‘Cemaat İmamı’ yerleştirdi. Bu yerleştirme işinde, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz ‘bilmeden ricacı’ oldu, Aziz Yıldırım da ‘bilmeden destek’ verdi. Yıldırım ile Odyakmaz arasında geçen ve mahkemeye intikal eden telefon konuşmalarında, o Cemaat İmamı’nın adı hiç söylenmemiştir, ses tapelerinde yoktur! 

3 Temmuz davasının tamamı aslında bir Cemaat operasyonudur... ‘Paraya ulaşma’ operasyonudur... Türkiye Cumhuriyeti’ne ‘ekonomik kuşatma operasyonu’dur.  

Şu kadarını söyleyeyim ki; iki avukat, ‘davanın şüphelisi bir kişinin tutuklanmaması karşılığında’ davanın vekilliğini almıştır. Bunun bedeli 700 bin Amerikan dolarıydı. Gerçekten o şüpheli kişi tutuklanmadı!  

O avukatlık ücretinin ne kadarı Cemaat’e ‘himmet’ parası olarak ödendi bilemiyorum ama kanaatim 300 bin dolar tutarında bir paranın ödendiği şeklindedir.” 

Üçok ve Uzun’un kendi kalemlerinden çıkan saptamaları, Cemaat’in paragözlüğüne dikkati çekiyor. Bu görüşü destekleyen bir haber de Cuma günkü Aydınlık’taydı. KPSS soruşturması kapsamındaki MASAK raporuna göre; Cemaat, 2011-13 arasında topladığı 5 milyar doları yurt dışına kaçırmıştı.  

Fenerbahçe odaklı kumpaslar, provokasyonlar bitmek bilmiyor. Cemaatin 3 Temmuz tezgâhı, artık deşifre oldu. Sıra, Sürmene’de takım otobüsüne saçmalayanlarda... 

KADINLAR HAFTASI 

Sansasyonel olaylarla dolu gündemin, geçen haftaki iki büyük başarıyı gölgelemesine izin vermemek adına yazıyorum. Kadın takımlarımızı, kazandıkları Avrupa şampiyonlukları nedeniyle kutlarken, vefa borcumuzu da adlarını anarak ödeyelim. 

1) Fenerbahçe Masa Tenisi Kadın Takımı, Avrupa Şampiyonlar Ligi Şampiyonu oldu. 2012 ve 2013’te Avrupa’nın 2 numaralı kupası olan ETTU Cup’ı kazanan Fenerbahçe kadın takımı, bu yıl 1 numaralı kupanın finalinde Avusturyalı rakibi Linz’i geçerek Avrupa’nın en iyi takımı oldu. Antrenörlüğünü David Sargsyan’ın yaptığı takımda, Çinli Wen Jia, Alman Irene Ivancan ve Rumen Elizabeta Samara yer aldı.  

Gruplarda oynadığı 6, yarı final ve finaldeki 2’şer maçı da kazanarak yenilgisiz şampiyon olan takıma yapılan yatırımın 1 milyon lirayı bulduğu söyleniyor. Dolayısıyla, kulüp yönetimi de alkışı hak ediyor. 

2) Eczacıbaşı VitrA Kadın Voleybol Takımı, Avrupa Şampiyonlar Ligi Şampiyonu oldu. Polonya’daki Dörtlü Final’de önce Vakıfbank’ı, finaldeyse İtalya temsilcisi Yamamay’ı geçen takımımız, geçen yıllarda Vakıfbank ve Fenerbahçe’nin de kazandığı bu kupayla Avrupa’nın zirvesine çıktı.  

1999’da Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nı kazanarak, bu alandaki ilki gerçekleştiren Eczacıbaşı’nı Giovanni Caprara çalıştırıyor. Şampiyon kadroda; De La Cruz De Pena, Gülden Kayalar Kuzubaşıoğlu, Şeyma Ercan, Ceylan Arısan, Dilara Bağcı, Asuman Karakoyun, Büşra Cansu, Larson-Burbach, Nilay Özdemir, Esra Gümüş Kırıcı, Christiane Fürst, Gözde Yılmaz, Neslihan Demir Güler ve Maja Poljak yer alıyor.