03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

G 20’den Kuşak-Yol’a: Çözümsüzlük ve çözüm

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Dünyada çok kutupluluk gelişirken, mevcut uluslararası sistemin temel dayanağı olan kurumlar etkisini yitiriyor. En başta gelen ise BM. ABD’nin dışında, 5 Güvenlik Konseyi üyesinden hiçbir ülkenin liderinin katılmadığı geçen hafta başlayan BM Genel Kurulu toplantılarındaki gündem ve görüşmeler bu durumun güncel bir resmini ortaya koydu. 18 Eylül’de başlayıp 26 Eylül’e kadar devam edecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı 78’inci BM Genel Kurul toplantıları için belirlenen ana tema şuydu: “Güvenin yeniden inşası ve küresel dayanışmanın yeniden canlandırılması: Herkes için barış, refah, ilerleme ve sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla Sürdürülebilir Kalkınma 2030 Hedeflerine yönelik eylemlerin hızlandırılması”.

2015 Eylül ayında açıklanan “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi”, 2030 yılına kadar yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek ve iklim değişikliğinin üstesinden gelmek için toplamda 17 hedefi ve 15 yıllık bir yol haritasını içeriyordu. Tahmin edilebileceği gibi, 2030’a 6 yıl kala bu yol haritasında herhangi bir ilerleme sağlanabilmiş değil. Zaten bu hedeflerin, kağıt üzerinde kalacağının daha en başından belli olduğu söylenebilir. Çünkü BM, bu hedeflerde ifadesini bulan, dünyada eşitsizliği, adaletsizliği ortadan kaldıracak, insanlığın özlemlerini gerçekleştirecek bir kurum değil. BM günümüzde, üye devletler tarafından her zamankinden daha işlevsiz bir kurum olarak görülüyor. Dahası birçok devlete göre, bugün BM uluslararası sistemdeki adaletsizliğin uygulayıcısı haline gelmiş durumda.

G 20’NİN ÇÖZÜLÜŞÜ

BM Zirvesi’nden hemen önce bir de G 20 toplantısı yapıldı. 9-10 Eylül’de Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de toplanan Zirve’nin ana teması da BM Genel Kurul toplantısınınki ile örtüşüyordu.

“Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek” teması altında toplanan Zirve’nin gündeminde şu konular vardı: “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı, güçlü ve sürdürülebilir büyüme, sürdürülebilir kalkınma hedefleri, iklim ve çevre, dijital geçiş ve toplumsal cinsiyet eşitliği.”

G 20 üyeleri, Türkiye, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Kore Cumhuriyeti, Meksika, Rusya Federasyonu, Suudi Arabistan, Güney Afrika, İngiltere, ABD ve AB’den oluşuyor. OECD verilerine göre G 20, küresel GSYİH’nın yaklaşık yüzde 85’ini, dünya ticaretinin yüzde 75’ini ve dünya nüfusunun üçte ikisini temsil ediyor. G 20’nin iddiası, “gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri aynı masa etrafında buluşturmak” ve “temel gündemi güçlü, sürdürülebilir ve dengeli küresel büyümeyi sağlamak ve kaliteli istihdam yaratmak”.

Gerçekte ise, küresel GSYİH’nın %27’sine sahip olan dünya efendiliği peşindeki bir avuç devletin, yani G 7’nin, gelişen dünyadaki orta büyüklükteki devletleri denetim altında tutmasını amaçlayan bir mekanizmadan başka bir şey değil. Ancak son G 20 Zirvesi, 2000’lerin başından itibaren hayata geçirilen bu oluşumun miadının dolduğunu ortaya koydu. Hindistan Zirvesi, Atlantik ile gelişen dünya devletleri arasındaki ayrılıkların açıkça ortaya çıkmasına sahne oldu. Zirveye, Putin ve Xi Jinping katılmadı. Sonuç Bildirisinde G7 ülkelerinin, Rusya’nın kınanması talebi de kabul edilmedi. Hintli bir yetkiliye dayandırılan bilgiye göre, Zirve’nin Sonuç Bildirisi üzerinde uzlaşabilmek için aralıksız 200 saatin üzerinde müzakere yürütüldü, 300 ikili görüşme yapıldı, taslak 15 kez değiştirildi. (NTV, 11 Eylül 2023)

YÜKSELEN ALTERNATİF

BM toplantılarında “açlık ve yoksulluğun giderilmesi, sürdürülebilir kalkınma” gibi konularda havanda su dövme konuşmaları yapılıyor. G 20’de ise sorunların kaynağı olan G 7 ülkelerinin timsah gözyaşları eşliğinde benzer bildiriler ilan ediliyor. Bu arada rüştünü sadece 10 yıllık bir süre içinde ispat etmiş, tümüyle farklı bir uluslararası işbirliği platformu önümüzdeki Ekim ayında büyük bir etkinliğe hazılanıyor. İlki 2017, ikincisi 2019 yılında yapılan Kuşak ve Yol Uluslararası İşbirliği Forumu’nun üçüncüsü Ekim ayında Pekin’de yapılacak. Çin Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre 110’dan fazla ülke Forum’a katılacağını teyit etti. Forum’da açılış töreninden sonra “bağlantısallık, yeşil kalkınma ve dijital ekonomi” konularında üç üst düzey toplantı yapılacak.

Kuşak ve Yol Girişimi (KYG), son on yılda yaklaşık 1 trilyon dolar değerinde yatırımı harekete geçirdi, 3 binden fazla işbirliği projesi başlattı. Haziran 2023 sonu itibarıyla Çin, 152 ülke ve 32 uluslararası kuruluşla 200’den fazla KYG işbirliği belgesi imzaladı. Dünya Bankası’na göre, 2030 yılına kadar KYG ulaşım altyapısının tam olarak uygulanması halinde, küresel reel gelirin yüzde 0,7 oranında artarak yüzde 2,9’a çıkmasının ve 7,6 milyon insanın aşırı yoksulluktan, 32 milyon insanın da orta yoksulluktan kurtarılmasının beklendiği hesaplanıyor (Dünya Bankası, Kuşak ve Yol Ekonomisi: Ulaştırma Koridorlarındaki Fırsatları ve Riskleri Raporu, 18 Haziran 2019).

PAYLAŞARAK GELİŞME

Neoliberal küreselleşmeci sistemin yıkıcı etkileriyle mücadele eden gelişmekte olan devletlerin daha adil bir uluslararası düzenin kurulmasını talep ettiği günümüzde, ülkeler arasında ihtilafları büyüten, savaşları kışkırtan emperyalist politikanın karşısında KYG, barış, işbirliği ve ortak kalkınmayı teşvik ediyor.

KYG’nin “paylaşma” ilkesi, emperyalizm çağında yepyeni bir ortaklık anlayışını, milli devletlerin güçlü yanlarını karşılıklı şekilde değerlendirerek, eşitlik, ortak yarar ve paylaşarak gelişme temelinde işbirliğini ortaya koyuyor. Gelişmekte olan ülkelerin öncülüğünde şekillenen KYG, paylaşmacı, dayanışmacı, insan ve doğa arasındaki uyumu temel alan yeni uygarlığa giden yolu açıyor. Kuşak ve Yol Forumu’na Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in katılacağı açıklandı. Sırbistan ve Arjantin Devlet Başkanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda gelişen dünya ülkesi lideri de bu Zirve’ye katılıyor. 15 Temmuz 2016’daki Amerikancı FETÖ darbe girişiminden sonra 2017’deki Zirve’ye katılıp, 2019’da gitmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise, Ekim’deki Forum ile ilgili programının ne olacağı henüz açıklanmadı. Kuşak-Yol, sunduğu fırsat ve imkanlarla, Türkiye açısından, çıkmaza giren ekonomisi için önemli bir çıkış yolu olmanın ötesinde, ulusal güvenliğini sağlaması ve uluslararası alanda menfaatlerini gerçekleştirmesi bakımından eşsiz bir işbirliği platformu niteliği taşıyor.