Hangi aklın ürünü (II)
31.01.2025 tarihli köşe yazımızın devamı.
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğin, “Kaçış Güvenliği Esasları (Madde 30-4)” başlığına bakalım: “Herhangi bir yapının içinden serbest kaçışları engelleyecek şekilde çıkışlara veya kapılara kilit, sürgü ve benzeri bileşenler takılamaz. Zihinsel engelli, tutuklu veya ıslah edilenlerin barındığı, yetkili personeli sürekli görev başında olan, yangın veya diğer acil durumlarda kullanıcıları nakledecek yeterli imkânları bulunan yerlerde kilit kullanılmasına izin verilir.”
Bir yangın çıktığında, kilit altında olanların, yetkili personelce kurtarılacağına yönelik inancı olan kanun koyucuları tebrik etmemiz gerekiyor. Zihinsel engeli olanların “kilit altında tutulması” sözleşmenin ihlali. 10 Mayıs 2016 tarihinde Konya'da özel bir engelli bakım merkezinde, kriz kontrol odasında çıkan yangında, kilitli olan odada kontrol altında bekletilen 29 yaşındaki zihinsel engelli G.Ö.’nün, sırf kilit altında olması nedeniyle ölümünü hatırlatmak isterim.
Yönetmeliğin “Sesli ve Işıklı Uyarı Cihazları (Madde 81)” başlığına bakalım: “Bir binanın kullanılan bütün bölümlerinde yaşayanları yangından veya benzeri acil hâllerden haberdar etme işlemleri, sesli ve ışıklı uyarı cihazları ile gerçekleştirilir. Yangın uyarı butonunun mecburi olduğu yerlerde uyarı sistemi de mecburidir. İşitme engelli kişilerin bulunma ihtimali olmayan alanlarda ışıklı uyarı cihazı kullanılması mecburi değildir.”
Kim belirleyecek bir binada işitme engelli bir kişinin bulunma ihtimalini? Bugün otel yangınının sorumluları bulunamazken hangi makam, hangi bakanlık, hangi yetkili belirleyecek? Yangından kurtulanların iddiasına göre sesli uyarı sistemi çalmadığı için dumanın kokusu ile anlamışlar yangını. Sırf bu nedenle güvenli kaçış süresini kaçırmış oldu insanlar. Yani duymadıkları için… !
IŞIKLI UYARI CİHAZI NEDEN YOKTU?
Herkes, her an her yerde olabilir. İşitme engelliler, bedensel engelliler, görme, zihinsel engelliler, otizmli kişiler olabilir. Bir ziyaretçi olabilir. Bir misafir olabilir. Bir iş için binaya girmiş olabilir. Bir kişinin kısıtlamasını neye göre yapacaksınız? Bir yerde olma ihtimali nasıl hesaplanacak? Farz edelim, otelde sağır bir misafir vardı. (Kamplar, seminerler veya çalıştaylar düzenlendi) Işıklı uyarı sistemi olmadığı için yangından haberi olmayanlar yatağında can verdi. Yetkililere, “Işıklı uyarı cihazı neden yoktu?” sorusunu sormaya hakkımız olabilir miydi? Hadi soruyu sorduk diyelim, yetkili “Misafirlerim arasında sağır bir kişinin olma ihtimali yoktu.” dese ne olurdu? Sırf sağır olduğu için sorumluluk ortadan kalkıyor. Ne acı ne vahim bir durumdur. Yasa yazmakla ve onaylamakla sorumlu olanların ayrımcılık yapma huyu öyle tepe noktadaki, eldeki yetki; hak gaspı için kullanılır hale geldi artık. Öteden beri de böyleydi bu durum.
Tüm bunları söylemişken şunu da söylemek isterim. Kızım, akülü tekerlekli sandalye kullanıyor ve kemiklerinin kırılma riski olduğundan, sandalyeden başka bir yere alırken dikkatli olmak gerekiyor. Eğer ben ve kızım yanan o otelde olsaydık ne mi yapardık? Havlu ıslatır yüzümüzü kapatır, can verene dek birbirimize sarılır ve birlikte can vereceğimiz için şükrederdik. Hiçbir biçimde kurtulmamız mümkün değildi çünkü.
TÜRKİYE’NİN YANITLARI YETERSİZ BULUNDU
Bilindiği üzere, Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmasını denetleyen Engelli Hakları Komitesi, belirlenen dönemlerde Türkiye’yi denetler. Bu denetlemenin ilki 11-15 Mart 2019 tarihleri arasında Cenevre’de yapıldı. Engelliler Konfederasyonu’nun çağrısı ile komiteye, gölge raporlama hazırladık ben ve arkadaşlarım. Cenevre’ye giderek raporumuzu savunduk. Yönetmeliğin belirttiğim maddelerini, Konya’da kilit altında iken yangında can veren genç ile birlikte, komiteye yazdığımız gölge raporda, özel olarak ele almıştım. Engelli Hakları Komitesi Türkiye toplantısında komite üyeleri, bu yönetmeliğe ilişkin Türkiye’den giden devlet temsilcilerine sorular yönelttiler.
Bu sorulardan bazıları şunlar:
Komite Üyesi Chaker: Kaç okulun acil durum alarm sistemi var?
Komite Üyesi Martin: İşitme engelliler alarm duyamazlar. Işıklı uyarı sistemi için mevzuat var mı? (Bu soru, Engelliler Konfederasyonu STK Gölge Raporu’nda yer almıştır.)
Komite Üyesi Kbue: Cevaplarda “AFAD engelliler için çalışıyor, felaketi önleme eğitimleri var.” diyorsunuz. Ancak farklı bilgiler alıyoruz. Bu sürece STK’lar nasıl dâhil oluyor? Sadece eğitim değil, materyal ihtiyacı var. İşitme engelli, görme engelli, zihinsel engellilere yönelik afetle ilgili neler var? Bu kişilere acil durum mesajı nasıl ulaştırılıyor?
Komite, toplantı biterken Türk Delegasyonu’nun her konuda verdiği yanıtları yetersiz bulduğunu belirtti. Türkiye’ye sunduğu Nihai Gözlem Raporu’nda, afetlere hazırlık konusuna engellilerin dahil edilmemesinden endişe duyduğunu ifade ederek, Sendai Afet Riski Çerçevesi ve diğer uluslararası belgelerdeki hükümlerin uygulamaya geçmesi için yol göstermiş, tavsiyelerde bulunmuştu.
Türkiye toplantısının başlangıç oturumunda, katılımcı olan BM örgütleri, sözleşmenin 11’inci maddesine dikkat çekmişler ve bu maddenin devletler ve örgütler tarafından daha iyi anlaşılması için çağrı yapmışlardır. Komite’nin, bu çağrıyı dikkate alarak genel bir yorum yazma üzerine çalışmaları devam etmektedir.
DAHA YÜKSEK SESLE HATIRLATMALIYIZ
Hepimizin görevi şu: Afetlere hazırlık eylem planlarına engelliliği dahil ettirmek. Ölerek değil, yaşarken engelliliğin dahiliyeti için mücadele etmeliyiz. Afet riski azaltma politikalarına dair bilgi birikiminin; engellilerde, ailelerinde ve örgütlerde olduğunu açıkça ilan etmeliyiz. Masa başında, engellileri temsil ettiği iddiasında olanların, bunca zamandır alana katkı yapmadıklarını da bilerek bugünden itibaren bizim hakkımızda yetkisiz, etkisiz ve bilgisiz kişileri/bürokratları güvenilir bulmadığımızı ve karar süreçlerine katılım hakkımızı daha yüksek sesle hatırlatmalıyız.
Bu konu hakkında, iyi örnekleri olan STK’ların çalışmalarını incelemeyi de ihmal etmeden; konunun ülke gündeminde daimî olarak yer bulması amacıyla, yerel yönetimleri ve ilgili bakanlıkları, kurum ve kuruluşları sözleşmenin 11’inci maddesine ilişkin bir çalıştay düzenlemeleri hususunda; engelli örgütleri olarak savunmalı ve lobi faaliyetleri yürütmeliyiz.
Engellilik alanında faaliyet yürüten tüm örgütlerin okuması gereken BM Engelli Hakları Komitesi, Türkiye Nihai Gözlem Raporu (2019)’na ulaşmak için bakınız: https://www.esithaklar.org/2019/04/25/bm-engelli-haklari-komitesi-nihai-gozlem-raporu-2019/
BM İnsani Yardım Eylemine Engelli Bireylerin Dâhil Edilmesi Tüzüğü (Şartı), 2016: Tüzüğü incelemek ve onaylamak için bakınız: http://humanitariandisabilitycharter.org/