Kâr bağımlılığını yıkmadan tablo değişmez

Kıymetli okurlarımız, sizlerle bundan sonra, emeğin sesini duyurduğumuz bu sayfada, “muktedir” bir köşede buluşacağız. Neden “muktedir” dediğimi ise en sonda anlayacaksınız. Geride bıraktığımız 2024 yılında emeğin ayak sesleri güçlendi; o sert adımlar 2025’in de müjdesini verdi. Yeni yıl kendine yakışanı yaptı; Polonez işçilerinin başarısı; metal işçilerinin grevleri art arda geldi. Kamu emekçileri harekete geçti; Çayırhan’ın yiğit madencileri özelleştirmeye karşı yeniden ayağa kalktı. İlk ihtar ise Çayırhan’da yılın ilk toplantısını yapan TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu’ndan geldi.

***

Buna karşın, facia haberleri de gecikmedi. Bolu’daki Grand Kartal Otel faciasının ardından Konya’da çöken apartman, içi boşalan kamu kurumlarının üzerine yıkıldı; onlarca cana mezar oldu. Üstelik bu kez bu cenazeler, artık neredeyse alışkın olduğumuz madencilere; şantiye işçilerine ait değildi. En az 36’sı çocuk 78 canımızı kaybettik. Bugün devlet mekanizmasının en küçük boşluğuna kadar giren kâr odaklı özel çıkara hizmet eden anlayış, insanlığımızın üzerine yıkıldı. Bu sırada herkes suçu birbirine atmaya çalıştı. Aklımızı yitirecek noktaya geldik.

***

Her facianın ardından belgeler, raporlar havalarda uçuşur. Bir kâğıt arar, “Kim suçlu?” sorusuna yanıt bulmaya çalışırız. İnancımız o ki yargımız sorumluları ve suçluları ortaya çıkaracak. Peki bu tablo nasıl değişecek?

• İSİG verilerine göre sadece 2024 yılında en az bin 897 işçi iş kazalarında hayatını kaybetti. 2013-2024 yılları arasında 22 bin 755 canımızı iş kazalarına kurban verdik.

• 6 Şubat depremlerinde 11 ilde 124 ilçe, 6 bin 929 köy ve mahallemiz ağır yıkıma uğradı. Resmi verilere göre 53 bin 537 canımızı yitirdik.

• Sonrası İliç, Kartalkaya, Konya...

***

Değişimin yolu; “Denetimden kim sorumlu?” tartışmasına hapsolmamaktan geçiyor. Çözüm ise doymak bilmeyen özel çıkarın, kâr hırsına dayalı çalıştırma ve üretme stratejisini yıkmaktan; şahıslara bağlı denetim mekanizmalarını kökten değiştirmeye “muktedir” olmaktan; aslında muktedirin de iktidarını kurmaktan geçiyor.