18 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Muhteşem Kanyon ve öykü kitabım…

Lütfi Özgünaydın

Lütfi Özgünaydın

Eski Yazar

A+ A-

Bugünkü yazımda Kemaliye’de 130 yılda tamamlanan Taş Yolu fotoğrafları eşleğinde, “Taş Yolu Eğin Öyküleri” kitabımı anlatacağım. Yöre insanı Ergenekon’dan çıkışa benzer bir çaba ile 130 yılda Fırat kıyılarından kayaları yararak tüneller açarak bir yol açtı. Kitabın ismi oradan geliyor, ancak 11 öykü var içinde. Gücü ne, “İnsani duygular ve geçmiş” Yörenin seksen yılında yaşamın içinden seçilmiş kısa öyküler. Ve yazımın sonunda okurlarımdan gelenler.

Muhteşem Kanyon ve öykü kitabım… - Resim: 1

İÇ HUZURU

Biga’dayız soba başındayız, sobanın önünde çocukluğumu anımsadım. Toybelen köyünden Kemaliye Ortaokuluna yürüyerek gider gelirdik. Kış günü eve geldiğimde soba gürül gürül yanardı. Annem, benim üşüdüğümü bildiği için sobayı alabildiğine yakmış olurdu, hemen sobanın arkasındaki sedire uzanır ayaklarımı sıcağa verirdim. Çok kere de hemen uyurdum, annem ayaklarının ucuna basarak gelir uyanmamam için sessizce üzerimi örterdi. O anda hissettiğim iç huzurunu hiç unutmadım. Biga’da Songül akşamları sobayı alabildiğine yakınca sıcak yayılınca çocukluğumda yaşadığım ve hissettiğim o iç huzurunu anımsadım bir öykü yazdım; öykünün adı “İç huzuru” oldu.

BİR ŞİŞE GAZYAĞI

Kar yağınca Kemaliye Eğin’de doğudan ve batıdan gelen yollar kapanırdı. İnsanlar kış boyu çok güçlük çekerlermiş/çekerlerdi. Bunu ben birebir yaşadım. Oraokula gidiyoruz. Toybelen Köyünden ilçe merkezine kadar yürüyoruz, derslere giriyoruz, akşam yine yürüyerek köye dönüyoruz. Bir kış bütün yollar kapandı, biz karları yararak ilçeye gidip geliyoruz. Ancak Malatya ve Erzincan yönünden gelen yollar kapandığı için ilçeye gaz yağı gelmedi, o yıllarda elektirik yok (1958) köy karanlıkta kaldı. İlçeden haber geldi köylülerimiz küreklerini alıp köy ortasında toplandılar ilçe halkı ve çevre köylerin halkı, o gün kürekle Bağıştaş yolunu açtılar, ilçeye gaz yağı geldi, belediyenin gazyağı dağıttığı gün arkadaşım Şükrü’yle biz de gidip sıraya girdik bize de iki şişe gaz yağı verdiler. O gün heyecanla köye döndük gaz lambalarını akşam yaktık bayram ettik.

Muhteşem Kanyon ve öykü kitabım… - Resim: 2

130 YILDA BİTEN YOLUN ÖYKÜSÜ

Bu yalçın kayaların yarılış öyküsü ve yalçın kayalarda gezen Geyik Avcısı Nuri’nin aşk hikayesini anlattım. Taş yolu hikayesinde. Ve Fırat boylarındaki bu gizemli kültürel derinliği her zaman gündemde olan Kemaliye (Eğin)’in geçmiş yaşamından seçtiğim öyküleri anlattım. Yüreğimdeki bütün birikimimle, her dem yaşadığım mekanın yüklediği duygu zenginliği ile yazdım. On bir hikaye var kitapta.

SEYİP AT öyküsünü okursanız hayvanlar güçten düşünce getirilip yol kıyısına bırakılır; seyip at denir o hayvanlara... Yol kıyısında ağaçları kemirirler kuru otları yerler sonra kurtlar parçalar onları. Gagolik böyle bir atı alıp getirip iyileştiriyor. Onun merakı böyle hayvanları getirip iyileştirmek. Hayvan sevgisi kavramının gücünü algılayacaksınız. NEDECİM öyküsünde 30 yıl gurbet yolu gözleyen Emine’nin yaşadıklarını, BUĞDAY öyküsünde kıtlık günlerini, ÇAŞIR öyküsünde seksen yıl öncesinin köy yaşamından bir kesiti okuyacaksınız. (Sinemacılardan bir istirhamım var. Bugünlerde Taş Yolu ve Gurbetçilik konusunun filme çekileceğini duyuyorum. Alıntı yaparsanız lütfen haberleşerek, öncesinde yazma ihtiyacı duyuyorum.)

TAŞ YOLU KİTABI İÇİN NE DEDİLER...

Taş Yolu Eğin Öykülerini okuyunca, içinizde bir şeyler gezinecek; yaşamdan sevdadan sevgiden yana bir şeyler dolanıp duracak... En önemlisi insani duygular...

Bu ülkenin en önemli yazarları, Emin Özdemir, Adnan Binyazar, Refik Durbaş, Feridun Andaç, Nezih Başgelen, Murat Yalçın, Sadık Arslankara, Merih Akoğul kitap arkasında yazdılar. Murat Yalçın’ın cümlelerini alayım buraya; “Taş Yolu, şunca yıldır yazıp durduğum bir dönemin, bir yerin, bir geçmişin nirengi işaretlerini veriyor bana, adeta yazınla yaşamı buluşturuyor. Lütfi Özgünaydın bizim hikayemizden parçaları bir fotoğraf gerçekliğiyle makaslayıp önümüze koyuyor. Bütün kitap sitelerinde var Taş Yolu Eğin Öyküleri. Gerisi size kalmış...”

Muhteşem Kanyon ve öykü kitabım… - Resim: 3

OKURLARIMDAN GELENLER

UMUT ÇELEBİ: Erzincan için kaleme aldığınız kucaklayıcı birleştirici yazınız çok iyi hissettiriyor. Elinize sağlık, tebrikler teşekkürler. AKIN OK: Memleketimin karla kaplı dağlarına götürdün beni. Çok teşekkür.

İBRAHİM ZAMAN: Sevgili Lütfi alnından öpüyorum. Türk fotoğrafı için yaptığın takdirin üstünde. ALİ RIZA AKALIN: Gözlerine, yüreğine yazıya döken eline sağlık.

DOĞAPEREST PROF. DR. ALİ DEMİRSOY: Teşekkürler Lütfi.

TAHİR ERDOĞAN ŞAHIN: Lütfi Özgünaydın’dan kentimize ilişkin harika bir yazı eline yüreğine sağlık. GÜLSÜM AYDIN CİVELEK: Taşı toprağı havası suyu 24 ayar memleketimin insanı mert mazbut kaderine razı asil yurdum. Yazınız için çok teşekkür.

ERDEM SARITAŞ: 1939 Depreminden başlayıp Recep Yazıcıoğlu destanına Cemal Süreyya’dan alıntı yapıp İsmet İnönü heykeline kadar anlattığınız özel yazı için çok teşekkür. ERSİN ALOK: Yazıların fotoğraf yazıların için çok teşekkür. Kitabı bekliyoruz.

ALİ ÖZ: Çok teşekkürler Lütfi Ağabey. SAYESTE KUMBAROĞLU: Yüreğinize kaleminize sağlık. Çok teşekkür.

EYÜP ADEMHAN: Çok teşekkür hemşehrim güzel yazı için. TURHAN ERTEĞİ sizin çabalarınızı ve yazılarınızı hayranlıkla izliyoruz. Örnek bir insansınız.

BAHRİ OLTULU: (Çok duygulu bir mail göndermiş) : “Çok güzeldi yazınız hocam, okumaya kıyamayıp yavaş yavaş sindirerek okudum. Bayburt’luyum aslen. Teyzem Erzincan’da gelindi elli beş yıl önce. Altmışlı yılların bazı yazlarında ailece Erzincan’a gider kalırdık on, on beş gün. Evleri tek katlı ve bahçesi ekili dikiliydi. Orada yediğim sebze ve meyvelerin tadı hâlâ damağımdadır. Fotografisini verdiğiniz İnönü heykelinin hemen arkasındaki mahalledeydi evleri. O heykelin altında sıcak yaz günlerinde az gölgeli yer aramamışızdır. Sonra bir Pazar günü kiralanan dolmuşa binip piknik için Fırat kenarındaki Beytahtın’a gitmiş orada çok güzel bir gün geçirmiştik Ah! Bir de Dranas’ın ‘Fahriye Abla’nın son dizesi olsaydı yazınızda. “Hâlâ dağları karlı Erzincan’da mısın”. Enver Gökçe en sevdiğim şairlerin başında gelir diğer yandan. Aydınlık’ta yazılarınızı ve izlenimlerinizi yakından izliyorum. Size minnettârım büyük ustam kalın sağlıcakla.

SEDA ŞENGÖK (İFOD Başkanı): Fotoğraf dünyamız için yaptıklarınız röportajlarınız çok önemli. Çok teşekkür.

KADİR EKİNCİ: Fotoğraf ve tüm yazılarınız için takipteyim. Teşekkür ederim.

GÜRSEL TEKİN: “Sayın Özgünaydın yüreğinize sağlık, gerek fotoğraf albümlerinizdeki, gerek öykü kitaplarınızdaki, gerekse romanlarınızdaki gibi lezzetli ve doyumsuz bir tadda olacağından emin olduğumuz Yeni Erzincan kitabınızı merakla bekliyoruz. Aydınlık’taki Erzincan yazınızı paylaştım. Bu yazının çeşitli mecralarda paylaşılmasını isterim.

HÜSAMETTTİN ŞANAL: Saygıdeğer üstadım o kadar güzel anlatmışsınız ki, okudukça tekrar dönüp bir daha okumak geliyor, insanın içinden. Erzincanlı dertli, Erzincanlı yürekli, Erzincanlı sevdalı, Erzincanlı tam bir "Dünyalı".

Ellerinize, kaleminize yüreğinize sağlık sizlerin bu bilgi birikimi mutlaka gelecek nesillere aktarılmalı selam ve saygılarımla. Çok teşekkürler…