16 Mayıs 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

NATO ile kanlı 70 yıl

Gönül Kenter

Gönül Kenter

Eski Yazar

A+ A-

4 Nisan 1949'da kurulan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü NATO 70. yılını kutladı.

Savunma iddiasındaki tarihin en kanlı örgütü NATO geçen haftaki kuruluş kutlamalarında:

16 Mart 1968'te gerçekleştirilen NATO liderliğindeki Vietnam, My Lai katliamının 51. yıldönümünü gizleyebildi.

24 Mart 1999'da Kosovo'da zayıflatılmış uranyum mermisiyle iki binden fazla sivilin öldürüldüğü katliamın 20. Yılına suskundu.

20 Mart 2003’te ABD ve Batılı koalisyon güçlerinin Irak’ı kanlı işgâlinin 15. yıldönümünü hiç hatırlamadı.

19 Mart 2011'de Amerika ve Fransa'nın öncülüğündeki NATO'nun diğer ülkeleriyle Birleşmiş Milletler'in izni olmaksızın, uluslararası hukuk ihlâl edilerek Libya'ya saldırdıklarını unuttu.

Ülkelerin varlıklarını rahatça gaspedebilmek için şeytanca devreye soktuğu Rejim-Değiştirme (Regime-Change) Startejisi dahilinde Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin kışkırtmalarıyla Libya Başkanı Kaddafi'yi bir kanalizasyonda hunharca linç ettirerek, Libya altınlarına el koyduklarını, Libya ordusundan çaldıkları silahları o sırada Kürt koridorunu açmak için savaş başlattıkları Suriye'deki cihatçılara intikal ettirdiklerini zinhar ağızlarına almadılar.

Ama olsun "değerler birliği" NATO'nun 70. yaşını kutladılar.

Hegemonyaları uğruna akıttıkları kan ve gözyaşının inkârı fıtratlarında vardı.

Ve nitekim, kutlamalar nedeniyle NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Hitler, Stalin ve IŞİD'i aynı safa koyan akıllara ziyan açıklamasında“Özgürlüğün düşmanları var. Onları caydırmalıyız. Eğer bunu başaramazsak savaşmamız gerekecek. Hitler’i barışçıl protestocularla durdurmak, Stalin’i sözlerle caydırmak mümkün değildi. IŞİD’i diyalog ile yenmek mümkün değil ” diyerek "kirli savaşlarının" devam edeceğine işaret etti.

Stoltenberg'in terör örgütü IŞİD gibi PKK'nın da babasının ABD olduğu

konusunda hafıza kaybına uğraması elbette startejik inkârın sadece bir parçasıydı. Misyon buydu.

Sonuç olarak karşımızda "Rusya öcü" propagandasıyla en az 70 yıldır milyonlarca insanı katlettirmiş NATO'nun sekreteri vardı.

NATO'NUN KANLI DARBELERİ

NATO deyince akla silah endüstrisi, terör örgütleri, paramiliter gizli ordular, istihbarat örgütleri, propaganda aracı medya, düşünce kuruluşları, sivil toplum örgütleri, yozlaştırılmış bilim kurumları ve siyasetçiler...

Dünya Ticaret Örgütü, G7'ler, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü, merkez bankaları gibi finans kuruluşları...

Elit kurumlar üstünden Transatlantik'in küreselleşen zulm ve sömürü düzeni; faşizm, kapitalizm ve vahşi neoliberalizm...

Ve tabii akla darbeler gelir.

ABD'nin 181 sayılı Milli Güvenlik Belgesi'nden seçerek aktaralım:

- 23 Ağustos 1962'de Pentagon'un Amerikan işgaline kapıları açacak bir iç isyanı kışkırtma yönergesiyle başlatılan Küba krizi.

- CIA'nın 1961'de ülkesindeki madencilik işletmelerini Batı'ya bırakmak istemeyen Kongo'nun sol liderine suikasti.

- İran'ın 1953'te seçilmiş solcu Devlet Başkanı Musaddık'ın CIA darbesiyle devrilmesi, yerine Batı'nın çıkarlarını kollayan Şah'ın getirilmesi...

Daha sonraki darbelerde CIA'nın devirme senaryosu hep aynı; iç isyan, halkın üstüne silahlı güçlerin salınması "insani gerkeçelerle" dış müdahaleye zemin hazırlamak.

Ukrayna'da Maydan isyanları, şu anda Venezula'daki iç karışıklıklar ve sayısız başka örnek.

1973'te Şili, eski Yugoslavya'da, daha sonra Irak, Libya ve Suriye'de aynı planın devrede.

- 1965 yılında Endonezya'nın sol hükümetinin CIA destekli yarım milyon sivilin katledildiği darbede, suça Hristiyan Demokratların(CDU) liderliğindeki Almanya'nın da anti-komünizmin savunucusu olarak dahil olduğu var kayıtlarda.

CIA'nın darbeler listesi buraya sığmayacak kadar uzun.

NATO'nun Türkiye'deki faaliyetlerini şimdilik burada anmayalım.

Resmi olmayan bilgileri bilmiyoruz, kayıtlar NATO'nun ağababası ABD'nin II. Dünya Savaşı'ndan bu yana 20-30 milyon insanın ölümüden sorumlu olduğunu gösteriyor.

NATO'nun kanlı 70 yılına bakıldığında insanlığa gelecekte huzur ve barışın beklemediği gerçeği en çarpıcı şekliyle ortada duruyor. Tırmandırılan saldırganlıklarla dünyadaki silahlanma kıyameti NATO ittifakının derininde yatıyor. Batılı aydınlar her ne kadar "NATO'nun miadı doldu, dağıtılmalıdır" dese de, karşılıklı eşitlikçi ihtilaf çözümü için şimdilik denge odaklarının, Şanghay İşbirliği gibi örgütlerin güçlendirilmesi önem kazanıyor, yoksa 3. Dünya Savaşı çıkaracak kadar gözü dönmüş kriminal örgüt NATO'nun dünyayı yakıp yıkmasına dur deme şansı bulunmuyor.