04 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şam’ın istediği gibi bir siyasi çözüm

Bessam Abu Abdullah

Bessam Abu Abdullah

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçen yedi sene boyunca Suriye devletine, halkına ve ordusuna karşı yürütülen bu faşist savaşta rol oynayan bölgesel ve uluslararası oyuncuların her biri siyasi çözümden bahsetti. Suriye’de askeri bir çözümün mümkün olmadığı hep savunuldu. Bu siyasi çözüm ibaresini 1 Haziran 2012’de çıkan Cenevre beyanından sonra; Batılı, ABD’li, Britanyalı, Fransız ve Avrupalı her siyasi yetkilinin ağzından duyduk.
Herkesin bilmesi gereken gerçek şu ki onların kastettiği siyasi çözüm; Şam’ın, Moskova’nın ve Tahran’ın düşündüğü siyasi çözüm değildir.

Batı için siyasi çözüm şu demektir:

1- Suriye’deki siyasi yaşamı parlamento aracılığıyla yürütmeyi amaçlayan değil de her an patlamaya hazır, sorunlu bir yasa düzenlemek ve Suriye’deki başkanlık otoritesini zayıflatmak.
2- Suriye’nin kendi kararlarını verebilen bağımsız bir ülke olmasını engellemek; Lübnan örneğinde olduğu gibi karar verirken başkalarına muhtaç olmasını sağlamak.
3- Türkiye, ABD, Katar ve Suudi A. gibi dış merkezlere danışan etnik veya mezhepsel piyon örgütlerin bekasını sağlamak. Bu yapılar sayesinde Suriye’nin siyasi yaşamında söz hakkına sahip olmak. İşte tam da bu yüzden Suriye muhalefeti olarak pazarlanan bu ucube yapılar günübirlik ihtiyaçlara ve bölgesel dengelere göre sürekli farklı isimler ve şekiller alıyor ve değişiyor.
4- Suriye ordusunu ve Suriye’nin güvenlik kuruluşlarını zayıflatmak. Böylece Suriye’nin İsrail’in çıkarlarına hizmet eden zayıf bir ülke haline getirilmesi.
5- Suriye’yi bölgesel Mukavemet Cephesi ve terörle savaşan Rusya-Çin-İran hattından uzaklaştırmak. Onun yerine ABD’ye tabi uzaktan kumanda edilen bir uydu haline getirmek.

Batı kısacası, bu son yedi yılda bunun için uğraşıyordu. Aydınlık’ta yayınlanan son köşe yazımda 5. maddede yazılanlardan bahsetmiştim.
Rusya ve İran’ın desteğiyle Suriye ordusunun kazandığı zaferler ve sahadaki ilerleyişi; dengeleri Suriye lehine değiştirdi ve düşmanların bunu kabul etmelerini sağladı. Bundan yola çıkarak Şam, siyasi çözümün şu maddelerle temellendirileceğini düşünmektedir:

1- Soçi Konferansı, siyasi çözüme temel olabilir. Çünkü bu konferansta Suriye halkının tüm renkleri ve kesimleri temsil ediliyor.
2- Hakkında konuşulan Anayasa Heyeti, yeni bir anayasa yazmayacak; 2012 yılı anayasası madde-madde görüşülecek ve fikirler sunulacak; Nihayetinde Suriye Halk Meclisine götürülecek. Gerek görülürse referanduma gidilecek, gerek görülmezse de değişiklikleri meclis onaylayacak.
3- BM Suriye temsilcisi De Mistura ile konuşulan Anayasa heyeti Şam dışında başka yerde bir araya gelemez. Bu heyette Suriye devletini 30 temsilci; Soçi’ye katılan dışardaki ve içerdeki Suriye muhalefetinden ise 3 kişi temsil edecek. Fakat halen bir sorun var, çünkü De Mistura anayasa heyetini kendi başına oluşturmak istemektedir. Suriye ise bunu kabul etmez.
4- Suriye, BM’nin gözetiminde bir anayasa yazılmasına karşı çıkmaktadır çünkü bu BM kurallarına ve uluslararası kanunlara göre Suriye halkının hakkıdır. Zira 2012 anayasası bölgenin en iyi anayasalarından biridir.
Batı; askeri alanda gerçekleştiremediklerini siyasi olarak De Mistura aracılığıyla gerçekleştirmek istemektedir. Bu Suriye tarafından kati olarak ret edilmektedir. Anayasa, Suriye’nin egemenliğini ilgilendiren bir husustur, ve dışarıdan dikte edilemez. Askeri alandaki Suriye lehine yaşanan gelişmeler de Batı’ya iğrenç oyunlarını yeniden oynamak için bir gerekçe olamaz.
Arz ettiklerimiz dışında bir çözüm yolu yoktur. Çünkü Suriyeliler on binlerce şehidini bu vatan uğruna siyasi arenada iradelerini Batı’ya ve onun taşeronlarına kurban etmek için vermedi. Bu tarihi dersi Batı’nın sömürge zihniyetine ya öğreteceğiz ya da öğreteceğiz.