15 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye ve Suriye işbirliği uygulanmaya başladı

Yunus Soner

Yunus Soner

Eski Yazar

A+ A-

Cumhurbaşkanı sözcüsü, Türkiye ile Suriye arasında işbirliğini yalanladı. Suriye Hükümeti de Zeytin Dalı Harekatını kınadı. Fakat olgular tam tersini işaret ediyor. İnceleyelim.
Öncelikle filmin makarasını geri saralım. 2012 yılında Esad Hükümeti’ne karşı silahlı muhalefet, Türkiye’nin de desteği ile ilerliyordu. Halep kenti ve İdlib eyaleti önemli çatışma alanlarıydı.
İşte o tarihlerde Suriye Hükümeti, öncelikli savaş alanı belirlemesinden hareketle Afrin’den çekildi. 6 yıl sonra...
Türkiye Zeytin Dalı Harekâtı’nı gerçekleştiriyor. Türkiye ve dünyada yaygın kanı, harekatın Rusya’nın onayını aldığı.

BİNALİ YILDIRIM: SURİYE REJİMİ İŞİN PARÇASI

Ancak harekât öncesi Suriye ile bir mutabakat sağlandığını bizzat Başbakan Binali Yıldırım da doğruladı. Yıldırım’ın ifadesi, “Suriye ile alt düzey ve dolaylı ilişkiler sürüyor. Suriye rejimi de yapılacak işin bir parçası. Bunu yadsıyamayız.”

AMERİKAN YETKİLİSİ: SURİYE HAVA SAHASINI KAPATMADI

Amerikan The Weekly Standard gazetesine konuşan Amerikan Hükümet yetkilisi ise, “Türk uçaklarına Suriye hava savunma sisteminin karşı koymadığına siz de dikkat etmişsinizdir” ifadesini kullandı.
Türk basını Suriye’nin tutumunu ağırlıklı olarak Rusya’nın arabuluculuğuna bağladı. Ancak Suriye tarafının da bu arabuluculukta talepler getirdiğini varsayabiliriz.

TÜRK VE SURİYE ORDULARINDAN PARALEL HAREKAT

Zeytin Dalı Harekâtı’nın başlaması ile Suriye Ordusu da İdlib eyaletinde harekete geçti. Anlamlıdır, tam da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK/PYD’yi temizlemek için Afrin’e girdiği gün Suriye Ordusu da stratejik öneme sahip Abu ad Duhur askeri havalimanını ele geçirdi.
Doğrulanması zor olan, ancak güncel askeri bilgilere göre Türkiye, Astana Anlaşması’nda taahhüt ettiği İdlib eyaleti çatışmasızlık kontrol noktalarını da inşa etmeye devam ediyor. Bu kontrol noktalarının, Şam-Halep arasındaki otoyolun tekrar Suriye Hükümeti kontrolüne girmesini sağlaması, öne sürülen iddialardan biri. Diğer bir iddia ise, Türkiye’nin kontrolündeki silahlı grupların İdlib’ten ayrılıp, Afrin’deki çatışmaya katılması.
Suriye sahasında genel eğilim, Türkiye ve Suriye ordularının aynı zamanda öncelikli karşıtları terör gruplarını temizlemeleri.

BATI BASINI DOĞRULUYOR

Batı basını, Türkiye ile Suriye arasında bir yakınlaşma ve anlaşma ihtimalini doğruluyor.
Amerikan New York Times gazetesi yorumunda, “uzmanlara göre Türkiye, Rusya’dan aldığı destek karşılığında bu ülke ve Suriye’nin İdlib Harekâtını ve kendi müttefiklerine saldırmasını görmezden geldi” diyor.
ABD’nin etkili dergisi Foreign Policy de PYD’yi uyarmıştı. “Kürtlerin Gün batımı” başlıklı makalede Ankara ve Şam’ın yakında PYD’yi temizleme ve merkezi otoriteyi yeniden sağlama konusunda anlaşabileceği” belirtilmişti.
İngiliz the Guardian’ın yorumuna göre PYD ile giriştiği mücadele nedeniyle Erdoğan “yakında Şam ve Moskova ile anlaşmaya varabilir.”
İsrailli Haaretz gazetesinin Suriye muhalif medyasına dayandırdığı yoruma göreyse “Türkiye, Rusya ile anlaştı. Sadece Esad Hükümeti’nin devamını kabul etmeyecek, diplomatik ilişkileri yeniden tahsis edecek. Bunun karşılığına Esad rejimi Kürtlere karşı harekat ‘izni’ verecek.”

TÜRKİYE VE SURİYE, TERÖRLE MÜCADELEYLE BM'DE AYNI SAFTA

Fransız Dışişleri Bakanı Yves-Jean Le Drian, Pazartesi günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı. Le Drian’ın talebi çarpıcıydı:
“Doğu Guta, İdlib ve Afrin’de ateşkes.” Fransız bakan, Suriye ve Türkiye’nin harekâtlarını aynı kefeye koydu. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun müdahalesi ile, Fransız Bakan talebini değiştirdi: “insani yardıma acil erişim.” Fakat Bakan kefeyi ayırmadı!
Dolayısıyla Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, BM’de Afrin Harekatı’nın devamı için mücadele ederken Suriye’nin İdlib Harekatı’na yönelik ateşkes talebini de sildirmiş oldu.

TÜRKİYE KİMYASAL SİLAH SUÇLAMASINA SESSİZ

Türk Hükümeti’nin bu yeni siyaseti devam ediyor. Dün ve bugün, ABD Dışişleri Bakanı Tillerson tarafından Esad Hükümeti’ne yönelik kimyasal silah kullanma suçlaması yapıldı. Batı kamuoyu bu suçlamaya odaklandı. Ancak Türk basınında ve özellikle Hükümete yakın medyada görebildiğimiz kadarıyla suçlama hiçbir yankı bulmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da dünkü konuşmasında Suriye Devlet Başkanlığı konusuna değinmedi. Bütün bu olguların ışık tuttuğu denklem şu: Ankara ve Şam, terörle ve onun arkasındaki güçlerle, hem sahada, hem de uluslararası siyaset düzleminde mücadeleye yoğunlaştıkça savaş kanunları onları birbirine yaklaştıracak. Hükümetlerin beyanatları bu gerçeği değiştirmeyecek.