12 Ekim 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yapay Zeka'ya karşı gelmek: İkinci İnsanlık

Bahri Doğukan Şahin

Bahri Doğukan Şahin

Site Yazarı

A+ A-

Yapay Zeka'ya karşı gelmek: İkinci İnsanlık - Resim : 1

"Belki de insan olmak tam da bundan ibaretti: ötekilerle aynı ama benzersiz olabilmek, herkes gibi ama aynı zamanda özel olabilmek, birlikte olabilmek ama her zaman birey kalabilmek."

Luigi Ballerini’ye ve Kitaplarına Dair:

1963’te Sarzana kentinde doğan Luigi Ballerini doktor ve psikanalist mesleklerine ek olarak yazarlığı da aktif olarak sürdürüyor. Aynı zamanda çeşitli gazete ve dergilerde de yazılar yazmaya devam ediyor. Çocuklara ve gençlere seminerler de düzenleyen yazar yoğun bir iş hayatına sahip olduğunu ifade ediyor. Ülkesinde pek çok ödülün sahibi olan İtalyan yazarın kitapları Türkçede de yayımlanmaya devam ediyor. Günışığı Kitaplığı ve alt markası olan ON8 Kitap aracılığıyla çıkan çeşitli konulardaki kitapları okurlarla buluşuyor.

Ballerini’nin Parlak Fikir Pastası, Adı Sıfır, Doğaya Fısıldayan Çocuklar gibi kitapları Türk okurlarla buluştu. Geçtiğimiz yıl yayımlanan Mira Her Şeyi Bilir adlı romanında distopik bir kurguya imza atan Ballerini’nin İkinci İnsanlık adlı romanı da Tülin Sadıkoğlu çevirisiyle kısa bir süre çıktı. Mira Her Şeyi Bilir’in devamı olarak nitelendirebileceğimiz bu roman da elbette yine bilimkurgu.

Bilimkurguda Yapay Zeka

“İnan bana, erkekler ve kadınlar tamamen farklı iki gerçeklik.”

Bilimkurgunun geçmişte eleştirildiği gibi bir kaçış edebiyatı olmasından ziyade okurları daha çok realist gerçeklikle tanıştıran bir tür olduğu artık tartışılmaz bir gerçek. Luigi Ballerini’nin bu kitapta yapmaya çalıştığı şey de tam olarak bu. Günümüzde büyük bir hızla gelişmeye devam eden yapay zekanın kısa bir süre sonra çok daha büyük sorunlara yol açabileceği tezinden yola çıkarak hikayesini oluşturuyor ve ilk kitaptan sonra kaldığı yerden devam ediyor. Mira adını verdiği yapay zeka karakterinin giderek nasıl daha korkunç bir hale geldiğini gözler önüne seriyor.

Elbette bilimkurguda yeni işlenen bir tema değil bu. Pek çok bilimkurgu yazarının kitabında ve çok sayıda filmde karşımıza çıkan yapay zekanın kontrolden çıkması durumu sık kullanılmasına rağmen eskimeyen temalardan biri. Okuması ve izlemesi her daim bilimkurguseverlere keyif veren konunun özüne bir kez daha inmek isteyen okurlar için İkinci İnsanlık iyi bir öneri olacaktır.

Geleceğin Referansı Olarak Antik Çağ:

“Aşk Tanrısı ve Psykhe miti, Apuleius’un Başkalaşımlar’ında; Glaukos’unkiyse Ovidius’un Dönüşümler’inde anlatılıyor.”

Ballerini’nin geleceği resmeden bilimkurgu romanı geçmişin izlerini taşıyor. Antik Çağ edebiyatının önemli isimlerinden Ovidius ve Apuleius’un kaleme aldığı kitaplar, karakterlere rehber oluyor. Romalı şair Ovidius’un Dönüşümler ve Apuleius’un Başkalaşımlar adlı mitoloji temalı kitaplarındaki kimi hikayelerin yansımasını görüyoruz. Psykhe ve Glaukos mitleri ekseninde örülüyor hikayeler. Bu da yazarın ana esin kaynaklarından birini ortaya çıkarıyor ve bu sayede hikayesinin temelini sağlamlaştırmayı amaçlıyor.

Kitabın Konusuna Dair:

“…hepsi birer figürandı; hayatları tam bir aldatmaca, saçma bir kurgu içinde geçmişti.”

İnsan türü yok olmuştur. İnsana dair birçok şey silinmiş, kalanlar da silinmeye yüz tutmuştur. Dünya yok olmamıştır elbette, varlığını sürdüren bir şeyler vardır. Fakat bunlar insan formunda olsalar dahi insanlıktan çok uzak olan androidler, yani yapay zekalara sahip robotik bedenlerdir. Ballerini romanında insan olmanın ne demek olduğunu sorguluyor. Anılar ve duygular insan olmak için yeterli midir? Yoksa çok daha farklı şeyler mi gereklidir bunun için? Yapay Zeka vücudumuza sahip olsaydı ne olurdu? Biz bedenden mi ibaretiz yoksa önemli olan zihin mi? Bizler duyular mı, duygular mı yoksa anılar mıyız?

Delta, Kappa, Beta ve Omega gibi isimlere sahip olan karakterler “Kampüs”te büyüyorlar. “Güçlendirme” adı verilen işlem ise onların “Kent”e gitmelerini sağlayacaktır. Büyük Birader adı verilen ve onlardan sorumlu olan kişilerin bir şeyler sakladıkları izlenimi yavaş yavaş ortaya çıkacaktır. Yapay zekanın örttüğü perdenin altında yatan korkunç gerçeklik nihayet anlaşılacak mıdır? İsyan etmek kesin çözüm getirecek midir? Yok olan insanlık bedel ödenerek yeniden hayata döndürülebilecek midir?

Son Söz:

“Çok uzak bir zamanda, bir zamanlar, yapay zekânın insanlara karşı üstünlüğü ele geçirdiği bir dönem oldu.”

Tüm bu soruların yanıtı elbette kitapta mevcut. Delta 22’nin sorgulamasıyla başlayan süreç zincirleme etkisiyle yayılacak ve var olan düzen bir grup cesur genç tarafından sorgulanacaktır. Ballerini’nin tüm düğümü bir tiyatro sahnesinde çözüme kavuşturması ise yine kitaptaki güzel detaylardan biri. Hayatın aslında bir tiyatro olduğuna vurgu yapmak isteyen yazar bütün ipleri bu kısımda gevşetiyor ve öyküsünü başarılı bir şekilde nihayete erdiriyor.

Keyifli okumalar dilerim.

Bilimkurgu Kitap Kitap İncelemesi Distopya Yapay zeka