05 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Parkasız Deniz Gezmiş

Yavuz Alogan

Yavuz Alogan

Eski Yazar

A+ A-

Jakobenlerin mezarına şu sözler kazılmıştır: “Dormir. Enfin!” Türkçeye “Nihayet, uyumak!” şeklinde çevrilebilir. Bu sözün anlamını ancak tahmin edebiliriz. Kanlı mücadeleler, büyük idealler ve siyasi çatışmalarla geçen kısa bir hayatın nihayet derin bir uykuya ulaşması kastediliyor olabilir. Fakat bu sözler belki de “Onları rahat bırakın artık, uyuyorlar!” anlamına gelmektedir.
Fransa tarihinde Robespierre, Danton, Camille Desmoulins (kami dömulen) gibi kişilerin pelerinlerini sıradan politikacılara yakıştıran birileri çıkmış mıdır, bilemeyiz. Fakat burada 68’lilerin, özellikle de Deniz Gezmiş’in parkası son zamanlarda elden ele dolaşmaya başladı.
Deniz Gezmiş neyse, cami avlusunda ülkücülerin vurduğu Akıncı militan Metin Yüksel de oymuş! Ya da Yeni Şafak’ta bir yazı başlığı: “Che, Deniz Gezmiş ve Erdoğan bir yana, Amerikan işbirlikçisi CHP ve Türk Solu bir yana.” Ya da başka bir yazıya göre, Ankara “yıllanmış Vaşington’u tasfiye etmiş.” (Çok kolaydı çünkü, iki okuyup bir üfleyerek emperyalizm şeytanını savuşturdunuz!) Nitekim Deniz Gezmiş ve arkadaşları da “Tam Bağımsız Türkiye” sloganını atıyorlarmış. Bak sen şu benzerliğe!
Adamlar kendi açılarından haklı. Geçmişlerinde 68 kuşağı gibi bir efsane, Deniz Gezmiş gibi bir devrimci yok. Akit gazetesi bile, “Kanlı Pazar’da kıblem sanki Amerikan gemileriydi” gibisine özeleştirel takılıyor!
Futbol adamının Sayın Reis’i “Parkasız Deniz Gezmiş” ilân etmesi ve ardından Sayın Bahçeli’nin “Ne ayıp bir yakıştırma; o bir terörist idi” mealinde konuşması, bardağı taşıran son damla oldu.
Bir yanda Che, Deniz Gezmiş ve Erdoğan; öte yanda, Türk solcuları ve CHP... Erdoğan’ı çıkartırsak denklem eşitleniyor gerçekten. Fakat Erdoğan’ı eklersek ortaya hem gülünç hem de hazin bir durum çıkıyor. Deniz Gezmiş’in ülkücü-İslamcı kavgasına malzeme olması utanç vericidir!
Şunu unutmayalım: 68 kuşağı ve Deniz Gezmiş Leninist anlamda antiemperyalist bir mücadele verdiler. Amaçları tam bağımsız ve nihayet sosyalist bir Türkiye kurmaktı. Onların gittiği Filistin’e Yaser Arafat’ın ulusalcı El Fetih örgütü hâkimdi. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin lideri Corc Habaş, Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi’nin lideri Nayif Havatme’ydi. Bu adamlar Arap milliyetçiliğini ve Filistin’in kurtuluşunu savunan Marksist liderlerdi. Filistin kurtuluş hareketi ABD ve İsrail marifetiyle henüz bölünmemiş, ortaya kırk türlü ılımlı ılımsız şeriatçı akım çıkmamıştı.
Anti emperyalizmin ideolojik bir boyutu var. İslamcıların batı uygarlığına ve kültürüne karşı olmalarını, ulus-devlete ve her türlü milliyetçiliğe karşı İslam Ümmeti’ni savunmalarını, Leninist anlamda (kapitalizmin en yüksek aşaması) antiemperyalizmle karıştırarak ortak bir antiemperyalist cephe hayali kuranlar ya ümmetin bir parçası olurlar ya da İran örneğinde görüldüğü gibi yok olup giderler.
Bereket bizim ülkemizin naturası sağlam. Şu son on beş yıl boyunca bütün gayretlerine rağmen Kemalizm’i halkın bağrından söküp çıkaramadılar, önünde eğilmek zorunda kaldılar ve nihayet çöküş sürecine girdiler. Gericilik parantezi kapandığı zaman tam bağımsızlıkçı sosyalistlerin o parantezin dışında olmaları gerekir. Bu nedenle Deniz Gezmiş’in parkasının siyasî İslamcıların elinde yıpranmasına ve anlamını kaybetmesine izin veremeyiz.
Deniz Gezmiş’i rahat bırakın! (Dormir. Enfin!) Onun parkası bu ülkenin tam bağımsızlıkçı sosyalistlerinde duruyor. Kimsenin sahiplenip ona buna giydirmesine izin vermeyiz. Bir sosyalistin, “Ne güzel, İslamcılar da onu sahipleniyor” diye düşünmesi tam bir saflık ve budalalık olmanın yanı sıra, kendini inkâr ve 68 Kuşağı’nın anısına hakarettir. “Deniz Gezmiş, Mahir Çayan devrim için öldüler!

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları
HDP sorunu 24 Ağustos 2019
Müşterek harekât 17 Ağustos 2019
Yeni bir dünya 06 Ağustos 2019
Üretim devrimi 03 Ağustos 2019
Demokrasi sorunu 30 Temmuz 2019