Avusturya’da göçmenlerde aidiyet
Ülkenin önemli ve düşünce belirleyen gazetelerinden biri geçenlerde manşet atmıştı: Gazete, “Göçmenlerin olmaması halinde Avusturya ciddi anlamda küçülür” diyordu. İç sayfalarda ise çeşitli istatistikî bilgiler veriliyordu. Bunlardan ilki, 1975 yılındaki 7 milyon nüfusun 2025 yılında 9 milyonu bulduğunu belirtiyordu. Bu nüfus artışı, her nüfus sayımında birkaç milyon daha artan ülkeler için dikkate değer bir oran değildir şüphesiz. Ancak nüfusu gittikçe azalan ülkeler için, 7 milyondan 9 milyona ulaşmak oldukça önemlidir.
Gazete, gelecek yıllarda göçmenlerle ve göçmensiz nüfusun nasıl bir seyir izleyeceğine dair istatistikî veriler de sunuyordu. Buna göre, göçmenlerle birlikte Avusturya nüfusunun artacağı, göçmensiz nüfusun ise 1975 yılındaki seviyenin çok altında seyredeceği bilgisi aktarılmaktaydı.
Nüfustaki gelişmelerle kafamızı yormak yerine, hâlihazırdaki göçmenlerle Avusturyalıların birbirleriyle olan ilişkilerinin ne olduğunu ben de merak etmekteydim. Birlikte yaşam, kendilerini tehdit altında hissetme veya topluma ait olma hissi ne durumda olduğuna dair ilginç bilgiler de bulunmaktaydı.
AVUSTURYA UZUN YILLAR GÖÇ ALDI
Avusturya uzun yıllardır göç alan bir ülkedir. Önce özellikle tuğla işçiliği için 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında Çekler gelmiş. Onlar şimdi tümüyle topluma uyum sağlamış Avusturyalılar olarak bilinmektedir. Devlet kademelerinde başbakanlığa kadar yükselmişlerdir. 1960’lı yıllarda, ülkeler arası iş gücü anlaşmalarıyla Türkiye ve Yugoslavya’dan işçiler gelirken, daha sonraki yıllarda mültecilik ve yasa dışı yollarla Avusturya’ya yerleşen Avrupa Birliği üyesi olamayan üçüncü ülke vatandaşları da gelmiştir. Avusturya’ya; Macaristan, Slovakya, Polonya, hatta Almanya ve bir miktar da Çekya gibi Avrupa Birliği üyesi ülkelerden iş gücü gelirken; Afganistan ve Suriye’den gelen mültecilerle nüfus dengede tutulmuş, ancak sorunlar da artmaya başlamıştır.
Bu sorunların başında, önceki yıllarda hep Türkler gösterilirken, artık Türkler toplum içinde genelde kabul görürken; yeni gelen Afganlılar ve Suriyeliler, sorunlu gruplar olarak algılanmaktadır.
TOPLUMSAL UYUM VE AİDİYET HİSSİ
Gazetenin istatistiki verilerine bakalım. Avusturyalılar, göçmenlerle yaşamayı %78 oranında “kötü” ve “çok kötü” olarak değerlendirirken, yalnızca %21’lik bir kesim, yaşamın “iyi” veya “çok iyi” olduğunu ifade etmiştir. Buna karşılık göçmen kesimin %57’si Avusturyalılarla yaşamanın “iyi” veya “daha iyi” olduğunu belirtirken, %42’si “kötü” veya “daha kötü” olduğunu dile getirmiştir.
Ülkelerine ve doğdukları ülkeye göre hangi topluma ait oldukları konusundaki soruya da cevap verilmiş. Avusturya’da doğmuş Türkler, Afganlılar ve Suriyelilerin ortalama %75’i Avusturya’ya ait olduklarını hissettiklerini belirtirken, %25’lik bir kesim ya henüz Avusturyalı gibi hissetmediğini ya da yanıtlarının olmadığı biçiminde kendilerini ifade etmiştir.
Avrupa Birliği üyesi olmayan Ukraynalılar da Ukrayna-Rusya savaşı sonrasında Avusturya’da yaşayan önemli bir toplum hâline gelmiştir. Onların Avusturyalı gibi hissetme oranları Asyalılardan biraz farklı olmuştur: Avusturya’ya ait olduklarını hissedenlerin oranı %65, ait olmadıklarını söyleyenlerin oranı ise %25’te kalmıştır.
Bir soru da Avusturya dışında doğanlara, geldikleri ülkeye ne kadar ait hissettikleri yönünde olmuş. Kendilerini doğdukları ülkeye ait hissedenlerin başında Ukraynalılar %60 ile ilk sırayı almış. Ukraynalıları %50 ile Suriyeliler, daha sonra %42 ile Türkiye’de doğmuş Türkler takip etmiştir. Buna göre Türkiye’de doğup Avusturya’da yaşayan Türklerin %58’i “Türkiye’ye ait hissetmiyorum” ya da “cevabım yok” demiştir.
POLİTİKALARIN GELECEĞİ VE TOPLUMSAL GÜVEN
Avusturya’ya işçi göçü, toplumun nüfusunu çeşitli alanlarda olumlu veya olumsuz biçimde değiştirmektedir. Bu değişime dair Avusturya toplumunun düşünceleri oldukça farklı. Hangi politikaların izleneceği ve toplum içinde karşılıklı güvenin nasıl sağlanacağı, Avusturyalı siyasetçilere kalmış bir mesele. Şimdilik, Avusturyalılar eğitimli ve Almanca bilen yabancıların ülkeye hoş geldiğini ve bu durumun ülke yararına olduğunu dile getirirken; Türkiye, Avusturya’da yaşayan Türklerin çoğunluğunun Türkiye’ye ait olmadığını belirtmesine dair ne düşünüyor acaba? Onları tekrar Türkiye’ye kazandırmaya yönelik bir çalışması var mı?