Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kızıl Viyana’nın izinde

Kadim Ülker

Kadim Ülker

Site Yazarı

A+ A-

Avusturya ve onun başkenti, 1938’den İkinci Dünya Savaşı’nın bitimi olan 1945 yılına kadar Alman Nazilerinin işgali altında kaldı. Bu süre içinde canını kurtaran muhalifler komşu ülkelere kaçmaya çalıştı. İngiltere’de ciddi bir Avusturyalı aydın muhalifler grubu sığınma koşulları buldu. Demokratik bir ülke olarak bilinen İsviçre ise kendisine sığınanları işgalci Alman Nazilerine geri teslim etti. Bunlardan en önemlisi, genç gazeteci, şair ve tiyatro oyun yazarı Jura Soyfer’dir. Arkadaşıyla sığınmak için girdiği İsviçre’den geri çevrilerek Nazilere iade edildi. Soyfer, daha sonra toplama kamplarından birinde hayatını kaybetti.
O dönem Avusturya’dan Türkiye’ye gelip orada çalışan Avusturyalılar oldu. Bunlar arasında meşhur mimarlar Clemens Holzmeister, Herbert Eichholzer ve Margarete Schütte-Lihotzky yer alır. Holzmeister, Eichholzer ve Lihotzky Türkiye’de mimari çalışmalarda bulunurken, Lihotzky Avusturya ve Almanya’da “Frankfurt Mutfağı” tasarımıyla ün salmıştır.

FRANKFURT MUTFAĞI’NIN ORTAYA ÇIKIŞI

Viyana kentinde 1945 öncesi ve sonrasında yoksulluk, işsizlik ve açlık diz boyudur. Buna bir de konut sorunu eklenmiştir. Var olan konutlar oldukça küçük ve dardır; bir oda ve bir aradan oluşan, 20 ile 40 metrekarelik evlerdir. Margarete Schütte-Lihotzky bu sorundan yola çıkarak dar evlerin küçük mutfaklarını nasıl daha kullanışlı hale getirebileceğine kafa yorar ve Frankfurt Mutfağı’nı geliştirir. Bu mutfak, küçük evler ve dar mutfaklar için kurtarıcı olur; çok kullanışlıdır.
Mutfak, var olan dar evler için yapılmıştır; ancak ev sorununu çözmemiştir. Viyana gibi büyük kentlerdeki konut sıkıntısından kurtaran bir güç olmalıdır. Bu güç, Viyana’da Avusturya sosyalizminin temsilcisi Sosyal Demokrat İşçi Partisi (SDAP) olacaktır.

SOSYAL DEMOKRAT İŞÇİ PARTİSİ’NİN MÜCADELESİ

SDAP, 1888/1889 yıllarında Hainfeld’de yapılan parti kongresinde, kendisi hekim olan Dr. Victor Adler sayesinde bir başarı elde eder. Avusturya işçi hareketi içindeki radikal gruplarla ılımlılar arasında bir denge sağlar. Bu hareket, halk içinde hangi milletten olursa olsun, cinsiyet farkı gözetmeksizin insanların siyasi çıkmazlardan, ekonomik ve düşünsel bağımlılıktan kurtulması gerektiğini savunur. Bu uzlaşma zemini, ılımlı ve radikal partililer arasında köprü olur.
Zaten Avusturyalı işçinin siyasi yaşamda söz hakkı bulunmamaktadır. Seçim hakkı, belli bir vergi oranının ödenmesi şartına bağlıdır. İşçiler, seçim hakkını elde etmek için gerekli vergiyi ödeyecek durumda değildir. Kadınların da zaten seçme hakkı yoktur. SDAP, işçilerin ve kadınların seçme-seçilme hakkı için mücadele etmektedir.
SDAP çalışmalarını sürdürürken, Birinci Dünya Savaşı öncesinde ve sonrasında — 1938 ile 1945 arası hariç — her sene 1 Mayıs’ı kutlamaktadır. Mahalle örgütlerinde toplanan SDAP’lılar, birlikte şehir merkezine yürüyerek hem taleplerini dile getirir hem de bayramlarını kutlar. Birinci Dünya Savaşı başlamadan önce parti, Viyana’da 45 bin üyeye ulaşmıştır ve 1919 yılında yapılan ilk serbest seçime katılır. Bu seçimde yüzde 54,4 oranında oy alan parti, daha sonraki seçimlerde oylarını sürekli artırır. Alman Nazilerinin işgali öncesinde yapılan seçimlerde çok yüksek oy alır; 1923’te yüzde 55,5, 1927’de yüzde 60,3 ve 1932 yılında yüzde 59 oy oranına sahiptir. 1,7 milyon nüfuslu kentte üye sayısı da sürekli artar; 1927’ye gelindiğinde 420 bine ulaşmıştır artık.

BÜYÜK SOSYAL KONUT HAMLESİ

SDAP’nin bu örgütlü gücü, Viyana’nın çehresini de değiştirmek zorundadır. 1920’li yılların sonunda kentin yoksul semtlerinde “Kızıl Viyana” (Rotes Wien) adıyla anılacak büyük bir sosyal konut hamlesi başlatır. Devletin değil, doğrudan belediyenin öncülüğünde yürütülen bu projeler sadece ev yapma işiyle sınırlı kalmaz; bir yaşam kültürü kurmaya da çalışırlar. Yeni konutlar yalnızca dört duvardan ibaret değildir: içinde kreşler, kütüphaneler, ortak çamaşırhaneler, hatta tiyatro salonları vardır.
Viyana’nın bu dönemdeki şehircilik ve belediyecilik anlayışı, insanın sadece barınma ihtiyacını değil, onurlu bir yaşam hakkını da gözeten bir düşünceye dayanıyordu. Bu düşünce, Avrupa’da o yıllarda eşi benzeri görülmemiş bir “sosyal mimarlık” akımına öncülük etti. Margarete Schütte-Lihotzky’nin mutfak tasarımı, Holzmeister’in kamusal yapıları ve Eichholzer’in sosyal projeleri bu anlayışın birer yansımasıydı.

‘KIZIL’ SEMTLERİN DUVARLARINDAKİ HÜZÜN

Ancak bu kazanımlar uzun sürmedi. 1934’te Avusturya’da otoriter yönetim işçi hareketini bastırdı, SDAP yasaklandı; birçok sosyal demokrat ya hapsedildi ya da ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. 1938’de Alman orduları Viyana’ya girdiğinde, o “kızıl” semtlerin duvarlarında artık sessiz bir hüzün vardı. Kütüphaneler kapandı, tiyatrolar sustu, yoksulluk yeniden geri döndü.
Yine de savaşın ardından, 1945’te Viyana yeniden ayağa kalkarken, bu şehir hafızasında o yılların emeğini ve direncini taşıyordu. Bugün Viyana sokaklarında yürürken hâlâ o dönemin izlerini görmek olasıdır: belediye konutlarının cephelerinde, toplumsal dayanışmayı simgeleyen heykeller, yazılar ve resimler görülür.