Türkiye ve Mısır’dan BRICS hamlesi

BRICS, Brazil (Brezilya), Russia (Rusya), India (Hindistan), China (Çin), South Africa (Güney Afrika) ülkelerinin İngilizce yazılışının ilk harflerinden oluşuyor. Brezilya, Rusya, Çin ve Hindistan arasında süren müzakereler tamamlandı ve Eylül 2006’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 61. toplantısında kurucu dört ülke tarafından kuruluşu ilan edildi. İlk zirvesini 16 Haziran 2009’da Rusya’ya bağlı Uralların başkenti, Avrasya kıtasının merkezinde, Avrupa ve Asya sınırında yer alan Yekaterinburg şehrinde yaptı. Asya, Amerika ve Avrupa’yı temsilen dört ülkenin oluşturduğu bu yapının Afrika ayağı noksandı. Bu eksikliği 24 Aralık 2010’da Güney Afrika’yı bünyelerine katarak giderdiler. BRIC böylece BRICS olarak tescillendi. BRICS, takriben otuz dokuz milyon kilometre kare toprak sahibidir. Bu alan dünya coğrafyasının takriben yüzde yirmi yedisini oluşturmaktadır. Bu ülkelerin ihtiva ettiği nüfus üç milyar üç yüz milyon. Bu sayı dünya nüfusunun takriben yüzde kırk bir buçuğuna tekabül etmektedir.

ÜYELİKLERİN ZAMANLAMASI

Konu hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için gazete yazarımız Sayın Serhat Latifoğlu’nun 1 Temmuz’da yayımlanan yazısını okuyabilirsiniz. Latifoğlu’nun, “Türkiye’nin çok kutuplu dünyanın geliştiği, Batı'nın gittikçe daha çok güç kaybettiği ortamda BRICS’e üye olması ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlayacaktır. Türkiye zaman geçirmeden BRICS üyeliği için başvurmalı ve bu güçlü ekonomik oluşum içinde yerini almalıdır.” önerisi yerinde ve önemlidir. Ama ve lakin BRICS sadece ekonomi ve finans alanlarında ticaret yapmak için kurulan bir alternatif örgütlenme modeli değildir.

Haziran’da Çin’de yapılan BRICS 14. zirve toplantısının ardından Uluslararası Forum Başkanı Purnima Anand’ın Rus gazetesi İzvestiya’da yayınlanan açıklamalarına binaen, İran, Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve Arjantin’in BRICS’e katılımlarının “çok yakında” gerçekleşeceği söylendi. Anand, “Bu ülkeler katılmak için ilgili ve müracaat için hazırlık yapmaktadır. Kanaatime göre bu iyi bir adım. Zira genişlemeyi her zaman pozitif olarak algıladık. Bu gelişme BRİCS’in dünyadaki nüfuzunu artıracaktır. Çekirdek ülkelerin hepsi genişlemeyi destekliyor. Katılmak isteyen ülkelerin üyeliği aynı anda gerçekleşmeyebilir.” dedi. BRICS’in daha önce yapmış olduğu açıklamalar ile bu ülke yetkililerin medyaya yansıyan mesajları dikkatlice incelendiğinde bu son cümlenin ihtiva ettiği mesaj anlamlıdır.

TAKTİK MANEVRA MI, STRATEJİK GÜÇBİRLİĞİ Mİ?

Düşman cephesinde yer alan, çıkış yolu arayan, inşası hedeflenen yeni dünya nizamının parçası olmak isteyen ülkeler ile iyi ve hatta güçlü ilişkiler kurmak istemesi olağandır. Ancak son merhalede BRICS siyasi ve güvenlik kaygılarına duyarlı olan, dost kabul ettikleri devletlere düşmanlık taslamayan ülkeler ile mesafeli, ölçülü, yüzeysel ve taktiksel ilişki güvene ve güvenliğe dayalı stratejik güç birliği ve ortaklık amaçlar. Sayın Erdoğan iktidarının çok yönlü, çok alternatifli ve denge politikası olarak itimat edilen konseptinin özünde hamasi, duygusal, taktiksel, günü kurtarma, devletlerarası ve bloklar arası rekabete, kavgalara ve çelişkilere yatırım yapan siyasetleri geçici kazanımlar hâsıl edebilir. Ama ve lakin bu taktikler kazanımdan ziyade orta ve uzun vadede zararlı bir yatırıma dönüşür.

KAHİRE’NİN SARSICI ADIMLARI

Bu hassasiyetlere müdrik olan Suudi Hanedanlığı ve Mısır, Şam ile siyasi ve güvenlik münasebetlerini düzeltmeden BRICS’in iki ana kolonu olan Moskova, Pekin ve Arap devletleri arasında çok yönlü ve istikrarlı ilişkilerin bina edilemeyeceğini erken kavradı. Suudi hanedanlığın bölgesel ve Moskova-Pekin ile yaşadığı ilişkilerdeki dönüşümün perde arkasını 25 Haziran’da yayımladığımız “Kral Salman Oğlu Muhammed” yazımızda irdelemiştik. Mısır lideri Sisi 2017’den itibaren BRİCS ile güçlü ilişkiler bina etti. Ancak Mısır’ın en sarsıcı adımı İran ile ilişkilerini yüksek stratejik işbirliği seviyesine çıkaracak görüşmeleri yapmasıdır. Bu görüşmeleri de Biden’in bölgeye yapacağı zaman diliminde başlatmasıdır.

Mısır-İran görüşmelerini organize eden tarafın Bağdat olması konuyu daha ilginç kılmaktadır. Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi inisiyatifinde hasıl olan buluşmaların vuku bulduğunu Irak Dışişleri Bakanı Fuat Hüseyin kabul etti. Fuat Hüseyin, Ürdün ve İran ardından Mısır ve İran arasında Irak’ın girişimleriyle birçok gizli görüşmenin yapıldığını söyledi. Mısır ordusu ve istihbaratı “Arap NATO’su” olarak bilinen İran’a karşı kurulan bölgesel askeri paktında yer almayı reddediyor. Mısır’ın İran ile bu görüşmeleri çok önemli finans ve ticaret kaynağı olan başta Suudi Hanedanlığı ve Arap Körfez ülkelerini bilgilendirmiş olabilir.

MISIR BİR ADIM ÖNDE

Ancak ekonomik ve mali durumunu bu ülkelerin yardımlarına bağlı kılmak istemeyen Kahire hem içinde bulunduğu krizi aşmak hem de amaç edindiği Mısır’ı dünyanın en önemli finans ve turizm merkezi yapacak olan projelerine katkılar yapmak için özellikle BRICS ve İran ile ilişkilerini güçlü kılmak istiyor. Ayrıca Şam’ın en önemli müttefiki ve kadim silah arkadaşı Mısır’ın Sisi ile birlikte yeniden Şam ile dostluk köprülerini onarması Kahire’nin Arap devletleri arasında siyasi ve güvenlik münasebetlerini teşvik eden politikalar benimsemesi BRİCS ile kuracağı dostluğu da pekiştirecektir. Bu gelişmeler İran ve Mısır’ın BRİCS üyelik sürecini kolaylaştırırken Türkiye’nin biraz daha bekleyeceği ihtimalini arttırmaktadır.

BRICS YOLUNDA AŞILMASI GEREKEN ENGELLER

Türkiye’nin BRİCS ile imtihanı da Suriye ve Ukrayna olacaktır. Suriye devleti ile diplomatik ilişkilerini askıya almış Erdoğan hükümetinin arzuladığı “Dünya Beşten Büyük” nizamını yerle bir eden BRICS’e tam üyeliği elde etmesi zordur. Ukrayna sahasında “onurlu arabuluculuk” deyip hükümete yakın medyanın neonazi Zelenskiy güzellemelerini tedavüle sokan, Bayraktar SİHA’ların propagandalarını Moskova’nın gözüne sokarak yapan, ülkedeki vatandaşlarımızı taşımak için THY yolcu uçakları yerine Koca Yusuf askeri kargo uçaklarımızı Ukrayna’ya neden gönderdiğini Moskova’ya izah etmeyen, kucağımızda KKTC gibi bir mesele ve dostlarımıza kabul ettirmek istediğimiz bir adamız varken her fırsatta Kırım meselesini Rusya’nın ciğerine saplayan bir Türkiye’nin BRICS süreci engebelidir.