04 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ekonomik krizde dibi bulduk mu?

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Ekonomik kriz gündemin ilk sırasında.
İşçi, çiftçi, esnaf, sanayici, … herkes tedirgin.
Kimse önünü göremiyor.
Hane halkı harcamaları düşüyor.
Para yok.
Parası olan da beklemede.
Durgunluk giderek artıyor.
Bu yılın birinci çeyrek büyümesi açıklandı.
Büyümüyoruz, küçülüyoruz.

HESAPLAR, HESAPLAR …

Herkes hesap yapıyor.
Vatandaş durumunu koruma derdinde.
Geçtiğimiz günlerde bir dostum aradı.
Sıkıntılı bir hali vardı.
Ne olduğunu sordum, başladı anlatmaya:
“Elimde biraz param vardı. 300 bin lira da borçlanıp bir ev aldım. O zaman dolar 3,2 liraydı. Paramı dolara yatırsaydım, aynı evi bugün hiç borçlanmadan alabilecektim. Şimdi borcumu ödemede zorlanıyorum. Evi satsam aldığım fiyat etmiyor. Ne yapacağımı şaşırdım.”
Aile toplantılarında, kahvelerde, esnaf buluşmalarında, …
Benzer sohbetleri her yerde duymak mümkün.
Sorun dolarizasyon değil, çaresizlik.

GÜVEN YERLERDE

Ekonomi yönetimine güven yerlerde.
“En kötü geride kaldı” dense de inanan yok.
Günü kurtarma telaşı maliyetleri arttırıyor.
Dövize takmış durumdalar.
Gün içinde yüzde 1-2 iniş çıkış yaşanıyor.
İhracatçı, ithalatçı şaşkın.
İnsanlar ne olduğunu, ne olacağını anlamaya çalışıyor.

EN KÖTÜ GERİDE KALDI MI?

Peki durum ne?
En kötü geride kaldı mı?
Veriler ortada. Kısaca sıralayalım:
-Dipten dönüş değil, enflasyon ve daralma (slumpflasyon) sürüyor.
-Özel sektör işletme sermayesi bulmakta zorlanıyor.
-Banka faizleri çok yükseldi, talep azalıyor.
-Hane halkı harcamaları daha da düşecek.
-Tüketici güven endeksi bunu söylüyor.
-Bankalar bilançolarında temizlik yapamadı.
-Batık kredileri bilanço dışına çıkaramadı.
-Bu koşullarda üretimi desteklemeleri zor.

YENİ DİP İŞARETİ

-İlk çeyreği seçim bile kurtaramadı.
-Kamu harcamaları yüzde 7,2 arttı.
-Buna rağmen küçülme yüzde 2,6.
-Gerçek küçülmenin daha fazla olduğu iddiaları var.
-İkinci çeyrek için daha kötü olacak tahminleri yapılıyor.
-Henüz dibi görmedik.
-Yeni diplerin işaretleri var.

SEÇİMLER VE KRİZ

Türkiye krize en kötü dönemde yakalandı.
Peş peşe yapılan seçimler.
Yetmedi tekrarlanan seçim.
En son da İstanbul seçiminin yenilenmesi.
İşin içinden çıkılmaz hale getirdi.
Uluslararası mafyalaşmış finans kuruluşları da fırsat kolluyor.
Bunları karamsarlık yaymak için yazmıyorum.
Gerçeği görelim, önlem alalım.

YAPILMASI GEREKEN

Yapılması gereken belli.
Toplumda genel bir anlayış birliği oluştu.
İşçi, işveren, sanayici, çiftçi, … elini taşın altına koymaya hazır.
Bu konudaki görüşlerini açıkça dillendiriyorlar.
Ama güven oluşmalı.
En tepeden en aşağıya kadar tasarruf sağlanmalı.
Günü değil “Türkiye’yi kurtarma” anlayışı öne çıkmalı.
Üretime odaklanmalı.

TEK BAŞINA OLMAZ

Döne döne aynı noktaya geliyoruz.
AKP’nin bu krizin altından tek başına kalkması zor.
Yetki ve sorumluluğu paylaşmalı.
“Türkiye İttifakı”nın gereği yapılmalı.
“Milli Hükümet” kurulmalı.
Zararın neresinden dönülse kâr..!