İşte belgeleriyle Kuveyt'teki Batılı büyükelçilerin dedikodu kazanı... Ukrayna dosyası: İkiyüzlülük, dayatma, küçümseme
Ukrayna'nın istihbarat marifetlerini ele aldığımız yazı dizisinden sonra bu sefer yolumuz Körfez'e düşüyor. Kuveyt'te görevli Batılı elçilerin kurduğu Kiev'e destek grubu, diplomatik misyonların tarafsız Körfez ülkesine ve medyasına yönelik bakışını ifşa ediyor.
Aydınlık, güvenilir Körfez kaynaklarından Kuveyt'te görevli Batılı büyükelçilerin WhatsApp yazışmalarına ulaştı. Kaynaklar, sızıntıların içeriğinden son derece rahatsız ve bunun için ciddi nedenleri var. Mesajların tamamı Büyükelçilerin 2025 Mart ayında kurduğu “Ukrayna’ya destek” WhatsApp grubunda yer alıyor. Sızıntı yazışmalar, Batı diplomasisinin Batı Asya’daki algı yönetimi ve medya üzerindeki baskı girişimlerine dair çarpıcı ayrıntılar içeriyor.
Yazışmalarda İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada, Avustralya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Romanya, Ukrayna ve Avrupa Birliği’nin Kuveyt’teki en üst düzey temsilcileri yer alıyor.
Sızan mesajlar, Kuveyt’in resmi tutumunun nasıl yönlendirilmeye çalışıldığını, Moskova-Kiev hattındaki savaşta Batı yanlısı bir bakış açısının nasıl dayatıldığını gözler önüne seriyor. Kuveyt medyasına ve editoryal tercihlere yönelik açık küçümseme, ülkenin ve yerel basının tarafsızlığından duyulan rahatsızlık net biçimde görülüyor. Batı'nın kendi sözde değerlerini hiçe sayan yaklaşımı net biçimde yazışmalara yansıyor.
ANLAYIŞ DEĞİL HİZALAMA
Sızan mesajlarda, diplomatik teamüller aşılarak medya üzerinde baskı kurulması, tarafsızlık ilkesiyle mücadele stratejileri geliştirilmesi ve sosyal medya kanalları üzerinden ortak propaganda yapılması tartışılıyor.
Yazışmalar, Batılı büyükelçiliklerin Kuveyt gibi tarafsız kalmaya çalışan ülkelerde nasıl sistematik bir algı yönetimi yürüttüğünü ortaya koyuyor. “İfade özgürlüğü” ve “demokrasi” gibi kavramların, yalnızca Batı söylemini yansıttığı sürece geçerli kabul edildiği bu mesajlar, Kuveyt’in egemenliğine, basın özgürlüğüne ve diplomatik teamüllere yönelik derin bir saygısızlığı yansıtıyor. Batı'nın diplomatik misyonları, karşılıklı anlayış değil hizalanma dayatması temeline oturuyor.
Şimdi sizi, bu tablonun nasıl şekillendiğini gösteren yazışmalarla baş başa bırakıyoruz.
Ev sahibine diplomatik dayatma
Yazışmalardaki en dikkat çekici noktalardan biri, Kuveyt Dışişleri’nin savaşın tarafı olmaktan kaçınma çabasına rağmen Batılı büyükelçilerin bu çizgiyi zorlama girişimi. Fransa, İngiltere ve Çekya büyükelçileri arasında geçen diyaloglar, Batı başkentlerinden gelen talimatların Kuveyt’in resmi tutumuna nasıl üstün tutulduğunu açıkça ortaya koyuyor.
İngiltere Büyükelçisi Belinda Lewis, 2022 yılında dönemin Kuveyt Dışişleri Bakanı'nın kendilerinden savaş yerine kriz ifadesini kullanmalarını istediğini, ancak bu çağrının reddedildiğini söylüyor:
“Bize, kendi sosyal medya sitelerimiz de dahil olmak üzere savaş demememiz talimatı verilmeye çalışıldı. Ona bunun bizim için imkânsız olduğunu ve başkentlerimizden gelen talimatlara, terminolojileri de dahil olmak üzere uymak zorunda olduğumuzu söyledik.”
Fransa Büyükelçisi Olivier Gauvin, Rusya’nın Kuveyt Dışişleri'ni “elçiliklerin Kremlin propagandasıyla bağdaşmayan herhangi bir açıklama yapmaktan kaçınmaları için sindirmeye” çalışmakla suçluyor.
Mesajlar, Batı'nın hem kendi terminolojisini dayatmaya çabaladığını hem de Kuveyt'in egemenliğini yok saydığını açıkça kanıtlıyor.
YAPAYALNIZLAR
Çekya Büyükelçisi Jaroslav Siro ise diplomatik alanda Ukrayna lehine açıklama yapma konusunda yalnız kaldıklarını belirterek Kuveyt makamlarına da dolaylı bir gönderme yapıyor:
“Ben eminim ki bizden (Ukrayna grubu) başka hiçbir büyükelçilik, olası kendi Dışişleri Bakanlığı talimatına rağmen Ukrayna adına herhangi bir açıklama yapmaya istekli değil.”
Kuveyt'in tarafsızlık ilkesine dönük bu yaklaşımlar, Batılı diplomatların diplomasiyi değil, yönlendirmeyi hedeflediğini gösteriyor.
Kuveyt basınına öfke
Kuwait Times Genel Yayın Yönetmeni Dr. Ziad Al-Alyan’ın kaleme aldığı “Rusya’dan bir Özür: Amerikan Propagandası Devri Sona Erdi” başlıklı köşe yazısına yönelik Batılı büyükelçilerin verdiği tepkiler de diplomatların diğerlerinin bakış açısına nasıl tahammülsüz olduklarını sergiliyor.
Avustralya Büyükelçisi Melissa Kelly, “Bunda çok bariz eksiklikler var” notuyla sohbete katılırken, İngiliz Büyükelçisi Belinda Lewis ise yazıyı “gerçekten neyin tetiklemiş olabileceğini” sorguluyor.
DIŞİŞLERİNE ÇAĞRILMAK YA DA ÇAĞRILMAMAK
Fransa Büyükelçisi Olivier Gauvin, Dışişleri Bakanlığı tarafından sadece “saldırganlık savaşı”ndan bahseden bir açıklama yüzünden çağrıldığını belirtiyor. Gauvin, bu olayın ardından Rusya'yı Kuveyt Dışişleri'ni “elçiliklerin Kremlin propagandasıyla bağdaşmayan herhangi bir açıklama yapmaktan kaçınmaları için sindirmeye” çalışmakla suçluyor.
Çekya Büyükelçisi Jaroslav Siro ise Gauvin'e verdiği yanıtta yerel basınla alay ediyor:
“Görünüşe göre Kuveyt basını beni (Kuveyt Dışişlerine) çağrılmaktan ‘kurtardığı’ için ‘teşekkür etmeliyim’, çünkü ‘Rus saldırganlığı’ ifademi silmişlerdi.”
TARAFSIZLIK MI SALDIRGANLIK MI?
Ayrıca başka bir mesajda Siro, yayımlanan versiyonla orijinal metin arasındaki farkı şöyle aktarıyor:
“Orijinal metnimde Rus saldırganlığından açıkça bahsediyordum. Ancak yayımlanan versiyonda sadece ‘Ukrayna savaşında koalisyonun bir parçasıyız’ şeklinde değiştirildi.”
İngiltere Büyükelçisi Lewis ise bu müdahalenin hedef şaşırttığını iddia ediyor: “Bu değişiklik Ukrayna’yı saldırgan gibi gösteriyor. Ben olsam Jarida (Kuveyt gazetesi)’ya şikayet ederdim.”
Bu tablo, Batı'nın "ifade özgürlüğü"nü yalnızca kendi anlatısını yayma serbestisi olarak gördüğünü, farklı bakış açıları söz konusu olduğunda bu değerin kolaylıkla yok sayıldığını ortaya koyuyor. Kamuoyunu Batı anlatısı dışında şekillenmesini önlemek için ortak refleksler öneriliyor. Bu, algı yönetiminin koordinasyonla yürütülmeye çalışıldığını açıkça gösteriyor.
Ortak propaganda çağrısı
Polonya Büyükelçisi Michał Cholewa, Rusya'nın Fransa Büyükelçisine verdiği tepkinin yerel gazete Jarida’da yayımlanmasından rahatsızlığını açıkça dile getiriyor: “Jarida’daki yazıyı görmek üzücü, Olivier.”
Ancak daha çarpıcı olan, Cholewa’nın teklifi. Diplomatik dayanışmayı korumak adına Kuveyt kamuoyuna nasıl yanıt verileceğini birlikte planlamayı öneriyor:
“Bir yanıt gerekliyse, (Rus) Büyükelçisi'nin dayanışmamızı zayıflatmayacağını bildirmek için iletişimi yerel olarak koordine edebiliriz.”
Çekya Büyükelçisi Siro ise Filistinli diplomatların günlük bilgi paylaşımlarına gönderme yaparak, Ukrayna lehine benzer içeriklerin düzenli paylaşılmasını öneriyor. Fakat hemen ardından kendilerinden olmayan diplomatların bakış açısını özetleyen şu notu düşüyor:
“Muhtemelen birçok büyükelçi hemen silecek ama bazıları okuyabilir. Kesinlikle Rusya mutlu olmayacak ve Kuveyt’e şikâyette bulunabilir.”
ALAY EDİYORLAR
Ayrıca Arap ülkelerine yönelik -sırf kendileri gibi düşünmedikleri için- küçümseyici yorumlar da dikkat çekiyor:
“Evet, Arap ülkelerinde Ukrayna'da olup bitenlerle hiç ilgilenmeyen ve endişelenmeyen birçok büyükelçilik olduğunu biliyorum.”
Tüm bu ifadeler, Batılı temsilcilerin Kuveyt basınını ciddiye almadığını, buna rağmen kamuoyu tepkisini yönlendirmek için koordinasyon arayışında olduklarını gözler önüne seriyor.
ABD Büyükelçisi adayı suçlu ilan ediliyor
Batılı büyükelçilerin yazışmalarında gündeme gelen ve Rusya medyasına demeç verdiği için hedef tahtasına konulan Amer Ghalib, Başkan Donald Trump tarafından yazışmaların yapıldığı Mart 2025'te ABD’nin Kuveyt Büyükelçisi olarak aday gösterilmişti.
Avustralya Büyükelçisi Melissa Kelly, Ghalib’in Rus kanalına verdiği röportajı grubun dikkatine sunuyor. Fransa Büyükelçisi Gauvin ise şu yorumu yapıyor:
“Son paragraf, Kuveyt’te diplomatik ifade özgürlüğünün geleceği için pek iyiye işaret değil.”
Çekya Büyükelçisi Siro da “Korkutucu… Umarım öyle olmaz.” diye ekliyor.
Yazışmalardaki diplomatik figürlerin "ifade özgürlüğü"nden anladığı, Batı söylem setinin tekrarlanması ve sadece belirli medya kaynaklarına konuşulmasından ibaret. Yazışmalar, demokrasi gibi kavramların yalnızca politik araç olarak kullandığını belirginleştiriyor.
Diyaloglar, “ifade özgürlüğü” gibi kavramların evrensel bir değer değil, Batı anlatısını tekrarlayanlara sunulan ayrıcalıklar olduğunu net biçimde netleştiriyor.
Medvedev'e karşı 'diplomatik dil'
Sızan yazışmalar, Batılı büyükelçilerin diplomatik etikle bağdaşmayan küçümseyici dilini de sergiliyor.
Fransa Büyükelçisi Gauvin’in, eski Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev’in bir sosyal medya paylaşımını gruba iletmesinin ardından İngiltere Büyükelçisi Belinda Lewis, mesajı önce “Çocukça” buluyor sonra ekliyor: “2011’de St. Petersburg'da tanıştım. Aşırı sıradandı. Hiçbir iz bırakmadı.”
Avustralya Büyükelçisi Melissa Kelly: “(Medvedev'in) Twitter akışı safra ve yalanlarla dolu bir küfür.”































Ukrayna ajanını ifşa ediyoruz... 4 günde 4 gizli belge: Kiev'in Türkiye'den Avrupa misyonlarına istihbarat marifetleri – 1Dünya
Ukrayna'daki Tatarlar Kiev'in hedefinde... 4 günde 4 gizli belge: Kiev'in Türkiye'den Avrupa misyonlarına istihbarat marifetleri – 2Dünya
Kiev'in nükleer örtbas skandalı... 4 günde 4 gizli belge: Avrupa misyonlarından Türkiye'ye Kiev'in istihbarat marifetleri – 3Dünya
Masa altında tekmeler uçuşuyor... Avrupa misyonlarından Türkiye'ye Kiev'in istihbarat marifetleri – 4Dünya