04 Mayıs 2024 Cumartesi
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İşin şakası yok!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

AKP sorumlu, muhalefet akıllı olmalı! ABD Başkanı Trump İran’la yaptığı nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekildiklerini ilan etti. Önümüzdeki günlerde İran’a yönelik yeni yaptırımlar gündemde. Trump, “En üst seviyede ambargo uygulayacaklarını” bildirdi.

Başta Fransa olmak üzere Almanya, İngiltere gibi Avrupa ülkeleri, ABD’nin kararına tepkili. Yaptırımlara uymayacaklarını açıkladılar. Rusya ve Çin ise tavrını baştan belli etti. İran’ın yanındalar.

BASKI SÜRÜYOR

ABD, Avrupa’ya yönelik baskılarını arttırıyor. Avrupa’yı yanına çekmek için her yola başvuracağı anlaşılıyor. Daha şimdiden Almanya’ya, “İran’la iş yapan firmalarınızı engelleyin” baskısı başladı.

Yeni Rıza Sarraf, Hakan Atilla, ... tutuklamalarının gündeme gelebileceği vurgulanıyor.

FRANSA’NIN TAVRI

Fransa şu anda ABD’ye en yakın ülke. Fransa Cumhurbaşkanı Macron “Küçük Trump” gibi davranıyor. Ama İran’da Fransa’nın çok ciddi yatırımları var. Otomotiv sektörü Fransa’ya bağımlı. Airbas, Total, ... Çok sayıda Fransız şirketi İran’da faaliyette.

İran, petrokimya sanayinin modernizasyonu için Fransızlarla anlaşma imzaladı. Lastik sanayinin geliştirilmesini Fransızlar yapacak. Havaalanlarını Fransızlar modernize edecek. Milyarlarca dolarlık sözleşmesi var.

Fransa’nın çıkarları sözkonusu olunca, ABD ile Fransa karşı karşıya geldi.

TÜRKİYE’NİN DURUMU

Trump İran’la anlaşmadan çekildiğini açıklar açıklamaz Türkiye’de piyasalar hareketlendi. Döviz yükseldi, borsa düştü. Ankara’da sıcak saatler yaşanıyor. Erdoğan ekonomi yönetimini topladı.

Merkez Bankası panikle dolar alım miktarını 1,8 milyar artırdı. Ama sonuç nafile. Beklenen etki olmadı.

Türkiye yine hazırlıksız yakalandı. Ekonomi dış operasyonlara açık hale geldiği için iktidar da ekonomi yönetimi de yeni durum karşısında şaşkın. “Sarraf davası” da sopa olarak kalkmış bekliyor.

Sanayicide, ihracatçıda, turizmde, ... İran tedirginliği başladı. İran’la iş yapan işadamları geçmişte yaşanan durumla tekrar karşılaşma endişesine düştü.

ABD’NİN NİYETİ AÇIK

ABD’nin niyeti çok açık. Yıllardır İran’da etnik savaş çıkarmaya çalıştı, başaramadı. Her hamlesine İran halkı kol kola girerek yanıt verdi. Şimdi İran ekonomisini çökerterek amacına ulaşmayı planlıyor.

Sadece İran mı?

Hedefte Türkiye de var. AKP’nin yıllardır uyguladığı yanlış ekonomi politikalarının Türkiye’yi getirdiği durumdan yararlanmaya çalışıyor. İran’a yaptırım aslında Türkiye’ye de yaptırım.

AKP SORUMLU DAVRANMALI

Kritik bir dönemden geçiyoruz. Toplumu geren politikalar ABD’ye hizmet ediyor. Şu anda yapılması gereken halk içinde birliğin sağlanması.

Sürekli söylüyoruz. Ekonomide “dış destekli tusunami” tehlikesi var. İran’a yönelik yaptırımlar da bunu tetikliyor. Trump’un açıklamasından en çok etkilenen piyasalar arasında Türkiye’nin de olması bunun göstergesi.

Başta Erdoğan olmak üzere, AKP yöneticileri ve hükümet üyeleri sorumlu davranmalı. Bu krizden tek başına çıkmak mümkün değil. Ülke olarak hep birlikte hareket etmeliyiz. Herkes buna uygun bir tutum içinde hareket etmeli

MUHALEFET AKILLI OLMALI

Aynı şey muhalefet için de geçerli. Muhalefet de tuzağa düşmemeli. Türk ekonomisine yönelik saldırı hep birlikte göğüslenmeli. Muhalefet bu tutumu alırsa, hem halk desteğini arkasında bulur, hem de iktidara gelirse çökmüş bir ekonomi ile karşı karşıya kalmaz.

1978 Ecevit iktidarı unutulmamalı. Hangi parti iktidara gelirse gelsin tek başına bir çıkış bulunmuyor. Milli bir hükümet dışında seçenek yok.

Önümüzdeki günlerde bunu herkes daha iyi anlayacak.

Türk Milleti de gereğini yapacak.