Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Altın fiyatları neden hep tavan yapıyor? İmza: tabandaki ses!

Akın Çavdarlı

Akın Çavdarlı

Gazete Yazarı

A+ A-

Altın fiyatları neden hep tavan yapıyor? İmza: tabandaki ses! - Resim : 1

Altın fiyatları neden hep tavan yapıyor? İmza: tabandaki ses! - Resim : 2

Altın fiyatları neden hep tavan yapıyor? İmza: tabandaki ses!

Yazar: Hey gidi günler diyorum; enflasyonun Osmanlı tokadı gibi yiğit ama borçlu orta direklerimize çarpmadığı o güzel günleri özlüyorum.. Hayat pahalılığı canavarının; pençeleriyle pantolonumun ceplerini okşarcasına yokladığı günlerden, kasıklarımızı sıkarak kapitalist marşları zorla okuttuğu yıllara geldik artık.. Namert canavarı, bütün tepegözler olarak birleşe, birleşe iki kaşın ortasından mıhlayıp indiremezsek eğer, bu zalım kapital canavar bizi tek, tek besin zincirine takacaktır! Uyanalım arkadaşlar bu böyle gitmezz..
Çizer: Hocam bu nasıl bir zincirleme yükselmedir? "İçinde Osmanlı, enflasyon, tepegöz, pantolon ve marş geçen paragraf kur" diye AYT sorusu çıksa, güzel türkçemiz zorlanırdı ama siz maaşallah sabah höykürmenizle bir çırpıda şu köşeciğimizi salladınız.
Yazar: Konumuz 'altın günü' olunca silkelenip "Huop n'ooluyoruz, benim neden altınım yok!!" diye hayıflanma sarmalına girdim, belki de o yüzden volüm yükselmiştir.
Çizer: Ben çocukluğumdaki altın günlerine bayılırdım; okuldan yaka paça dağınık, aç biilaç annemin arkadaşlarının altın gününün sonuna denk geldiğim zamanları hiç unutmam. Etrafta hiç altın görmezdim ama çeşit çeşit yiyecekle dolu masanın kenarına çöreklenirdim. Sarma çok rağbet gördüğünden o kalmazdı ama peynirli börek ve kısırı aynı anda yediğimiçok bilirim.. karbonhidratın bilee ucuz olduğu günlerin hatırasına şişman ve mutlu çocukluk fotoğrafım fiziksel albümümün nadide parçalarındandır hocam..
Yazar: Vallahi resmen anlatmadın yaşattın canım Çizerim! Sanırım böreklerin üzerindeki çörek otu kokusunu da aldım. Konunun bizim açlığımızı tahrik edecek teşebbüsüne son vermek istiyorum. Birikimin, tasarrufun ve 'damlaya damalaya göl olur" deyiminin vücut bulduğu yegane hanımlar toplantısıdır altın günleri.. Fekat anlamadığım ve hesaplayamadığım bir gizem de içimi kemiriyor açıkçası; nasıl oluyor da, kuş sütü eksik sofralar hazırlanıp bir düzine insan ve onların okuldan gelen çocuklarını besleyen düzeneğin maliyeti, toplanan ama her ay taksit taksit altın ödenecek altın borcuyla kar edilebiliniyor?
Çizer: Hocam bu konunun bizi aşarak, sevgili ekonomi uzmanı Hakan Topkuru tarafından yorumlanması gereken bir hali var. Pası kendisine atarak biz makine kayışlarımızı zorlamayalım dilerseniz?
Yazar: Ben de o halde senin modern altın günü karikatüründeki detaylara sarayım bari.. Ben espriyi verirken karakterlere bizi takip eden güzel insanların isimleriyle verdim; Banu , Tuğba ve Sanat hanımlar.. Çizerken elini tutan mı var, insan biraz iltifatlı güzel çizer! Dünya tatlısı bu güzel hanımların güzelliklerini verememişsin. Yorumlarını eksik ederlerse sorumlusu sensin ona göre ekmeğimle oynattırmam ona göre..
Çizer: Kusura bakmayın hocam ama hanım okurlarla hep siz ilgileniyorsunuz benimle hiç tanıştırmıyorsunuz? Kendileriyle iki lafın belini kırmadan ne kadar çizerken sanatımı konuşturabilirim ki?
Yazar: Bu yaklaşımın şık olmadı malesef, ben senin iki dakkada çizdiğin şeyler için 5 saat düşünüyorum. Bütün ceremesini, karın ağrısını çekiyorum bir fikir bulayım diye!.. Az müsaade et de, yorumlarını esirgemeyen elini korkak alıştırmayan ve de iyi kötü beğenilerini yazan okurlarımızla da ben muhatap olayım. Bak münevver takipçilerimden İzzettin, Mustafa ve Sinan beylerin çay davetlerine bile bu akıl fikir koşturmalarım yüzünden icabet edemedim! Ben bu sosyal eksiklerimin acısıyla gün geçirirken sen esprinin önüne gelmesini Süleyman beyle çekirdek çitleyerek bekliyorsun? Reva bu mudur, adlet böyle mi tecelli edecektir?
Çizer: Aman hocam tamam pişman ettiniz," iki sosyallik edelim" dedik okurlarla bin tane laf yedik maaşallah.. Tamam geri alıyorum dediğimi Tuğba, Banu ve Sanat hanımlarla tanıştırmayınız olsun bitsin. Okay.
Yazar: Bak durumlar altın gününden çıktı insanların gram bir kenara miligram altına bile dürbünle bakacağı zamanların ciddiyetine geldi.. Onun için sen sen ol hanımları çizerken elini korkak alıştırma benden sana tavsiye.. Bak erkekleri istediğin gibi patates burunla filan çizebilirsin ama hayatın rengi, suyu çiçeği bu cefakar güzelliklerimizi kollamamız lazım..
Çizer: Aman tamam bütün bonusları topladınız, yerdeki kırıntıları bile süpürdünüz. Kadınlarımız baştacımız biliyorum ama benim de çizgi tarzım böy..
Yazar: Konu kapandı!