06 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ayrımcılık yasağı

Binnur Zuhat Yokuş

Binnur Zuhat Yokuş

Eski Yazar

A+ A-

Demokratik devrimlerin eşitlik ve özgürlük ilkeleri feodal zorbalığa-asalaklığa karşı mücadelenin şiarlarıydı. Fakat büyük devrimler sadece günü kurtarmaz, onlar geleceğe açılan kapılardır. Bu nedenle eşitlik ve özgürlük ilkeleri kadınları, ezilen sınıfları da kapsayacak şekilde zenginleşmektedir.

Bizim de demokratik devrimimizin eseri anayasa geleneğimiz eşitlik ilkesinin içeriğini zenginleştirmiştir. Bunun yanına çalışma özgürlüğü, angarya yasağı, çalışma hakkı ve ödevine, hak aramaya dair anayasal düzenlemeler hep bu en temel ilkelerin içerik çeşitleridir. Engellilerin, çocukların, kadınların korunması ise devlete görev olarak verilmiş, bu görevin yerine getirilmesi eşitlik yasağına aykırılık sayılmamıştır.

Çalışma hayatımızın temelini oluşturan İş Kanunumuz da anayasal ilkeyi başlangıç maddeleri arasına almış, kendi alanına özgülemiş, bu ilke ışığında düzenleme yapmıştır. Madde işverenin işçiler arasında işin gereği ve biyolojik sebepler dışında herhangi bir nedenle ayrım yapamayacağını, aynı işe farklı ücret veremeyeceğini emretmiş, işin yürütüm ve sona ermesinde ayrım yapan işverene dört aya kadar ücret ödeme yaptırımı getirmiştir. Taşeron usulü çalıştırma sisteminin içerdiği köleleştirmeyi işçiler bu maddeye dayanarak bertaraf etmişlerdir. Buna karşın işe alım için ayrım yapılması halinde bir müeyyide yoktur. Keza dava sürecinde de ayrım yapıldığını ispat yükümü işçiye aittir.

Ayrım yasağının hayata geçmesinin tam bir koruma sağlamasının önünde türlü toplumsal engeller var. Bunların başında işsizlik var kuşkusuz. Kamu ya da özel işverenin açtığı iş başvurusuna işe alınacakların misliyle insan başvurduğunda işe alınanların hangi ölçütle alındığını ayrımcılık yapılıp yapılmadığını görüp göstermek kabil olmayacaktır. Yine işsizlik koşullarında gerek işe alımda gerek tensikat gündeme geldiğinde aile geçindirdiği düşünülen erkek işçilerin kayırıldığı, toplumun bunu meşru kabul ettiği de unutulmamalıdır.

İşverenin işçi alımında tercih yaparken işin gereğini tayin konusunda tamamen özgür olduğuna da değinmek gerekir. Yargı kararları maddenin uygulamasını bu doğrultuda yerleştirmiştir. Erkek aşçıların daha başarılı olduğunu düşünerek iş ilanı ile erkek aşçı arayan işverenin yasayı çiğnediğini söyleyemiyoruz. Ya da teşrifat, sunum işlerinde kadın işçi tercihi işveren hakkı olarak uygulanmaktadır.

Kamu işverenin iktidardaki siyasi parti yandaş ve mensuplarına pozitif ayrımcılık yapması ise uzun yıllardır baş edilemeyen bir toplumsal sorunumuz olmaya devam etmektedir.

Üretim devrimi ile işsizlik belasını defettiğimiz, gerçek eşitliği sağlayacağımız geleceklerde, devrimimizin nice yüzyıllara varması dileğiyle geçmiş bayramınızı kutlarım.