28 Nisan 2024 Pazar
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Azerbaycan'a destek ahlaki borçtur

Oktay Ekşi

Oktay Ekşi

Eski Yazar

A+ A-
MUSTAFA İLKER YÜCEL
  • Bugün KKTC'de seçim günü. Anketlerde Mustafa Akıncı önde görünüyor. Sürpriz bekliyor musunuz? Akıncı'nın seçilmesi halinde ne değişecek?

Gönlüm bir sürpriz olmasından yana ama Cumhuriyetçi Türk Partisi adayı olarak seçmenin yüzde 21,68 oranında desteğini alan Tufan Erhürman’ın genelde aynı kesimi temsil ettiği düşünülen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı destekleyeceğini açıklamasından sonra bir sürpriz bekleyemez hale geldiğimi söylemeliyim. Çünkü Akıncı’nın birinci turda aldığı yüzde 29.84’lük oya Erhürman’ın oyları eklenince zaten yüzde 50+1’lik skor tutturulmuş hatta ötesine geçilmiş oluyor.

Buna rağmen bir sürpriz olamaz mı?

Olur elbette… Kalan tüm adayları destekleyen seçmenler Ersin Tatar’ın ardında birleşirler, geçen hafta oy kullanmayan seçmen bu defa sandığa giderde Tatar’ı desteklerse ve Tatar biraz da Akıncı oylarından alabilirlerse neden olmasın?

Ancak geçen hafta yapılan ilk tur ardından yayınlanan haberlerden Türkiye Cumhuriyeti (daha doğrusu AKP iktidarı) adına bir ay önce adaya yirmi küsur kişilik bir ekibin gönderildiği ve bunların Başbakan Ersin Tatar lehine kampanyada müdahil oldukları yazıldı. Ben bu haberin doğru olduğunu, o nedenle de -halkın göstermesi tabii olan tepki sonucu- Ersin Tatar’ın seçim şansının düşmüş olacağını düşünüyorum. Çünkü Türkiye’yi yönetenler Kuzey Kıbrıs’ı nerdeyse doğrudan doğruya yönetmeye yetkiliylermiş gibi davranmaktan vazgeçmiyorlar.

Aslını ararsanız Türkiye-KKTC ilişkilerindeki yanlış Türk Dış Politikasının tüm öteki devletlerle ilişkilerindeki yanlışlardan farklı değil. Anımsayınız:

Bugünkü AKP iktidarı önce Kıbrıs’lı Türklerin -ve bence tüm Türklerin- son millî kahramanı olan Rauf Denktaş’a karşı idi. Daha açığı AKP, o tarihte Türkiye’de Avrupa Birliğini temsil eden Karen Fogg adlı hanımla aynı çizgideydi. Hem o hem de AKP, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın önerdiği “Annan Planı”nın KKTC halkı tarafından kabul edilmesi için büyük bir kampanya yürütmüştü. Türkler Annan Planını kabul etti. Ama kabul ederlerse Avrupa Birliğinin Kıbrıs’a yapacağı yardımlardan yararlanacaklarına ilişkin söz tutulmadı. AKP yöneticileri de, Denktaş’ın değerini anladılar ama iş işten geçmişti.

  • Ermenistan sivillere Türkiye'yi savaşa çekmek için mi saldırıyor? Türkiye'nin kriz boyunca aldığı tutumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Eksik yönler var mı?

Önce bir kanaatimi söyleyeyim:

Tüm medyamız Ermenistan-Azerbaycan savaşını Ermenilerin bir saldırıyla başlattıklarını yazıyor ama ben şahsen inanmıyorum. Kanımca savaşı Azerbaycan başlattı, iyi de etti. Çünkü 1990’ların başında Ermenistan, Azerbaycan’a ait Dağlık Karabağ bölgesini son derece haksız bir şekilde saldırarak işgal etmiş, Hocali bölgesinde yaklaşık 700 sivili acımasızca öldürmüş, ardından da orada sözde bir otonom bölge oluşturmuştu. Azerbaycan bunu Ermenistan’ın yanına koymaya mecbur değildi. Nitekim ordusunu güçlendirdikten ve Dağlık Karabağ’ı geri almak için vaktin geldiğini gördükten sonra Ermenistan’a saldırdı ve Dağlık Karabağ’ın yüzde 18’lik iki parçasını geri aldı

Türkiye’nin Azerbaycan’a yaptığı, askerleri eğitmek ve önceden askeri malzeme vermek gibi yardımları şahsen yeterli görüyorum. Ermenistan’la çatışma başladıktan sonra bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından ifade edilen “her türlü destekle Azerbaycan’ın yanındayız” sözü de kanımca uygundur. Dahasını söyleyeyim:

Türkiye’nin Libya’daki, Suriye’deki ihtilaflarda taraflardan birine aktif destek sağlamasını anlayamıyorum ama Azerbaycan’a destek vermesini bir ahlaki borç olarak görüyorum.

O nedenle diyorum ki, kanımca o hesap henüz kapanmış değil. Taa ki Dağlık Karabağ gerçek sahibine geri dönsün.

  • Uzun süredir sormuyorduk; Ne okuyorsunuz, ne dinliyorsunuz, ne izliyorsunuz?

Önce “izlediğimden” başlayayım: Sadece televizyonların (HaberTürk TV, Halk TV, Tele1 TV, BBC World TV, Al Jazeera TV, France24 TV ve Deutche Welle TV’nin) haber yayınlarını izliyorum. Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık ve Karar gazetelerini her gün iyi bir şekilde okuyorum. Daha önce de ifade etmiştim: Çoğu Romantik döneme ait klasik Batı Müziği kompozitörlerinin eserlerini dinliyorum.

Okuduğum kitaplara gelince:

Saygı Öztürk’ün “Kod Adı Mürted”, “Balyoz’da Kumpas”, “Kozmik Odanın Esrarı”; Ahmet Zeki Üçok’un “Tek Başına”; İsmail Saymaz’ın “Türkiye’de IŞİD”; Ali Özgündüz’ün “17/25 Aralık-Reza’nın “Rıza”sını Kazananlar; Albert Camu’nün “Yabancı” ve Elfin Tataroğlu’nun “Aydınlanma Yolunda Bir Ömür: Bahriye” isimli kitapları.

Şimdi İfade Özgürlüğü ve Anayasa düzenlemeleriyle ilgili kitapları tarıyorum. İsimleri çok uzun, yazmayayım.