‘Belirsizlik çağında finansal dönüşüm’
10-11 Mayıs 2025 günlerinde Boğaziçi Üniversitesi tarafından düzenlenen “Belirsizlik Çağındaki Finansal Dönüşüm” adlı finans toplantısına katıldım.
Toplantıda Hazine ve Maliye Bakanı hariç, devletin ekonomi bürokrasisinin neredeyse tamamı mevcuttu. Merkez Bankası Başkanı Sn. Fatih Karahan, Türkiye Varlık Fonu Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı ile kamu ve özel sektör bankaları üst düzey yöneticileri katılımcılar arasındaydı.
Toplantıda katılımcı tüm kurumlar finansal alanda ne yaptıklarını anlatıp başarılarından bahsettiler. Bu da toplantının beklenen doğal akışı idi.
Ben toplantı hakkında, toplantıda konuşulanlardan ziyade toplantının ana teması üzerinde durmak istiyorum: “BELİRSİZLİK ÇAĞI”
Varlık Fonu Başkanı Sn. Arda Ermutlu toplantıda yaptığı konuşmada “Finansal belirsizlik her zaman vardı. Ama bugüne kadar belirsizlik istisna idi. Artık belirsizlik ana akım haline geldi. Biz ülke olarak belirsizliğe alışığız, fakat dünyanın çoğunluğu için belirsizlik çok korkutucu bir durum.” tespitini yaptı.
İKİ YENİ GELİŞME
Bu tespit doğru idi. Burada dünyada ve Türkiye’de yeni gelişen iki olayı kısaca ele aldıktan sonra Türkiye’de ekonomi bürokrasisinin psikolojik durumunun tahlilini yapacağım.
Önce, dünyada ABD Başkanı’nın, sadece sıradan bir değişim değil, 1945 yılından bu yana uygulanan temel siyasi ve ekonomik politikalarda başlayan değişiklikleri tüm dünyanın aklını karıştırıyor.
Türkiye’de ise 2024 yıl sonuna doğru Sn. Bahçeli tarafından birdenbire başlatılan “Terörsüz Türkiye” başlıklı girişim.
Bu girişimde de Abdullah Öcalan’ın doğru analizler çerçevesinde yazdığı PKK’nın kongre toplayarak feshedilmesi gerektiğini içeren metni umutları gerçekten olabileceği yönünde artırdı. Daha sonra PKK tarafından yayınlanan fesih metni, yeşeren umutların toplumda tereddütle karşılanmasına neden oldu.
Bu yazının konusu ve kapsamı bu girişim ve değişimlerin tartışılması değil.
Tüm dünyada ve Türkiye’de yeni paradigmaların şekillendiği açık bir şekilde izleniyor. Doğal olarak toplumlar bu değişimlerin ve yeni politikaların farkına yavaşa yavaş ve gecikerek varıyorlar.
Dünya için şöyle bir benzetme yapmak istiyorum. İstanbul’da beklenen büyük deprem var. Ancak geçenlerde yaşadığımız 6,2 şiddetindeki depremden sonra konunun güvenilir uzmanlarından bir kaçı İstanbul’un beklenen büyük depreminin bu olduğu, belki 6 şiddeti dolaylarında bir deprem daha meydana gelebileceğini dillendirmeye başladılar. Ama o korkulan 7,2 ve üstünde bir depremin artık mümkün olmayacağını anlattılar. Bunun nedeninin ise İstanbul’da beklenen büyük deprem fayının uzunluğunun kısaldığı, bu kısalmanın büyük deprem riskini ortadan kaldırdığını söylediler. Yani büyük deprem, oluşan iki kırılma ile büyük şiddet beklentisinin ortadan kalkmasına neden olmuştu.
ÇÖKÜŞ YAKLAŞIYOR
Parti olarak ABD’nin dolar sisteminin çökmesinin çok yaklaştığını söylüyoruz. Bu çöküş dünyada ciddi zorluklara ve kaos yaratmaya aday bir çöküş olacak. Ancak bu çöküşün gerçekleşmesinden önce gelen Trump iktidarı, gerçekleşecek dolar sistemi çöküşünün şiddetini azaltacak. Trump daha düşük şiddette bir sarsıntı yaratan çıkışı ile çöküşün şiddetini ikiye böldü.
Bu benim tespitim, bu tartışılabilir.
Şimdi başlığa ve bizim ekonomi bürokrasimizin durumuna gelelim. Ekonomide bağımsızlık ve öngörünün ne kadar önemli olduğu böyle zamanlarda belli oluyor. Ekonomide ipleri kendi elinizde tutmaz ve dışa bağımlılığınız toplam ekonominizin önemli kısmını oluşturursa, önünüzü göremez hale gelirsiniz. İşte belirsizlik budur.
Vatan Partisi’nin en kritik özelliği budur. Her gün yeni olguları elindeki verilerle değerlendirerek kısa, orta ve uzun vadeyi analiz eder. Gelecek konusunda mutlaka değerlendirmeyi yaparak ona göre tedbirler alır, alınacak tedbirleri toplumla paylaşır. Tabi bu analizleri herkes yapmaya çalışır. Ama bu analizleri doğru yapabilmek için “Fikri Hür Vicdanı Hür” olmak gerekir.
Ekonomi bürokrasimizin kafası çok karışık. Önünü el yordamı ile bulmaya çalışıyor. Kendilerine önerim, bizlerin tespit ve analizlerini önyargısız olarak takip ederek aralarında tartışmaları. Yoksa daha çok Boğaziçi Üniversitesinin düzenlediği “Belirsizlik Çağı” adlı toplantı düzenlenir.