Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir gencin lise son sınıftaki bilinç altı kaygıları

Akın Çavdarlı

Akın Çavdarlı

Gazete Yazarı

A+ A-
Bir gencin lise son sınıftaki bilinç altı kaygıları - Resim : 1
Akın Çavdarlı ile Karikatür Hareketi

Bir gencin lise son sınıftaki bilinç altı kaygıları - Resim : 2

Bir gencin lise son sınıftaki bilinç altı kaygıları - Resim : 3

Bir gencin lise son sınıftaki bilinç altı kaygıları

Yazar: Bu karikatürde dev gibi enerji kaynaklarına ihtiyacı olan bilişsel makinaların bilinç altımıza yerleştirdiği kaygılara değinelim istedim.
Çizer: Bunu zavallı bir lise son öğrencisinin üzerinden değinmen?
Yazar: Kızımız haklı, geçmiş dünya ihtiyaçlarına göre istiflenmiş meslek dalları üniversitelerde okutulmakta. Amma ve lakin; işlevlerini bir sonraki nesillerde yitirerek, basit uygulama programlarıyla halledilecek işleri günümüzde kıraat ettirmek? Bu biraz da çaresizliğin ve hantal sistemin değişememe engelinden kaynaklanıyor.
Çizer: Peki koca, koca sistemlerin beceremediğini Asuman ablayla çözüvermek de bir Türk pratiği midir hocam?
Yazar: Bravo sana! Beni kendi yazdığım espriyle güldüren ilk çizer olma ödülünü can-ı gönülden sana takdim ediyorum..
Çizer: Bunu dediğiniz iyi oldu! Benim kredi kart borcumu ödeyebilmem için kuru ödülden ziyade canlıyı ateşlemeniz lazım hocam?
Yazar: Bu kullandığın yerel dil çok şık olmadı canım Çizerim. Demem o ki; esprimi canlandırdığın şu mekan çizimine bakar mısın: Asuman abla kızımızla koltuğa oturuvermişler sadece. Ne bir detay var ne bir ev aksesuarı? İnsan şurda iki kahve çay koyar Asuman’ın önüne. Bir sehpan da mı yok fakir?
Çizer: Lafları tam da kredi kartımdan söz etmişken boca etmeniz?
Yazar: Ayağını yorganına göre uzatsaydın yiğidim aslanım, bana mı sordun o gereksiz güneş gözlüğünü alırken, çok mu lazımdı kablolu kulaklığın varken kablosuz entel küpesi gibi bılutut kulaklık? Daha saydırma bana mübarek günde!..
Çizer: Madem dini yaklaşımla beni eziklemeye çalışıyorsunuz, bari Hz Ömer’in şefaatiyle yaklaşın bu fakir çizere..
Yazar: Al sana bir Hz. Ömer ( R.a ) sözü; “ Dünyaya az meylet ki, hür yaşayasın.”
Çizer: Bunu elinizdeki gugıl hazretlerine sormadan deseydiniz etkilenebilirdim. Canınız sağolsun ne diyeyim, çünkü hür değilim.