Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cennetin Çocukları’ndan ilk izlenim: Kötü iyiye dönüşebilir! İnsan kâmil olabilir

Gözen Esmer

Gözen Esmer

Site Yazarı

A+ A-

Dün gece Cennetin Çocukları dizisinin ilk gösterimine katıldım. TRT’nin yapımcılığını üstlendiği dizinin oyuncu kadrosu ise usta ve yetenekli isimlerden oluşuyor. İsmail Hacıoğlu, Özgü Kaya, Melisa Şenolsun, Zafer Algöz ve Yurdaer Okur, Ali Seçkiner Alıcı, Emin Gürsoy gibi isimlerin yer aldığı dizi büyük bir beğeni topladı.

Ama onun ötesi var. “Cennetin Çocukları” unutulanı hatırlattı.

Dramatik çatışmada önemli bir yer tutar zihniyet dönüşümü. Yazar ya da senarist zihniyet dönüşümünü kırılmalarla anlatır ya da gösterir.

İnsanın daha doğrusu karakterin evrimini aktarılırken kıssadan hisse de çıkarılır fikrin sonsuz denizinden.

BU HİKÂYE BİZDEN

Son dönemde bu meseleyi tartışıyoruz. Kızılcık Şerbeti, Ru, Çıplak aklıma ilk gelen örnekler. Bir de suçu meşrulaştıran ve “delikanlılık” gibi gösteren malum mafya dizileri… “Düşme” hikâyelerinin “yükseliş” olarak anlatıldığı, ya vurdulu kırdılı ya da bol aldatmalı, entrikalı yapımlar işgal ediyor ekranı.

Pek çok seyirci ise sosyal medyada isyanda. “Bu senaryoları kim yazıyor?” diye soruyor haklı olarak. Cennet’in Çocukları ise “Bu hikâye bizden” dedirtiyor.

Elma çalarak suça karışan bir çocuk olan ve ömrü bu suç dünyasının gayya kuyusunda geçen Büyük İskender’in erdemli insan olma hikâyesi.

Hikâyenin arka planında ise belki de İskender’in hayatını kurtardığı Arif Çoban’la derin bir arkadaşlık yatıyor. Özlediğimiz dünya, ıslığın zamandan geçtiği, konuşmadan anlaşmanın mümkün olduğu arkadaşlar dünyası.

‘MEĞER BİZ BÖYLEYMİŞİZ’

Dönelim diziye...

Bir insanın uçurumun kenarından dönüşü… Bir insanın kibrini yenip düştüğü yerden çıkma mücadelesi… Üstelik bunun henüz ayırdında olmadan. Dizi nereye evrilir bilmiyoruz elbette ama Cennetin Çocukları unutulan pek çok şeyi hatırlatarak “Meğer biz böyleymişiz. İyilik ve umut varmış içimizde” dedirtti.

Son söz: Ve hepimiz Âdem Baba’nın çocuklarıyız argo yönüyle de…